Evde günlerce kapalı kaldıktan sonra kendini sokağa atanların arasına karıştım dün. Yollar çok kalabalıktı, sanki tuhaf bir sevinç vardı insanlarda, bir şey almasalar da çarşı-pazara çıkmak, bir yere gitmeseler bile arabayla tur atmak iyi mi gelmişti acaba? Ama esnafın yüzünden düşen bin parçaydı. Önce kuaföre uğradım, ( bilmem saçınızı siz kendiniz kesebiliyor musunuz? ) şakır şakır makas sesleri arasında sohbet ettik: -Yahu ne yaptınız iki haftadır? -Ne yapacağız? Bizler günlük kazanan insanlarız, evde beş parasız oturduk kaldık. Son 3 aydır devlet sadece bin lira gelir kaybı için, 750 lira da kira için destek sağladı. Dükkânın kirası 2 bin 500 lira, elektriği suyu hiç söylemesem daha iyi. Ev sahibine, bu dükkânın sahibine artık yüzüm tutmaz oldu, kaç aydır kirayı aksatıyorum . -Peki kalfa destek alabildi mi? Kısa çalışma ödeneği filan? -Yok onu herkese vermiyorlar, belli bir süreyi doldurmadığı için alamadı, ben bu halimle birkaç kuruş yardım...
Mürekkep kokan sayfalarda şimdilerde bize yer yokmuş, eh, ne yapalım? Açılsın bari hayali sayfalar... Oysa onlara yazmak tıpkı suya yazmak gibidir. Kayboluverir gider.