Ön not: Ne güzeldi eskiden seyahatlerimiz. Pandemi filan yoktu, hele hele kur patlaması da yaşanmamıştı… Sizlerle o güzel günleri paylaşayım istiyorum Pazar kahvenizi içerken. N.E. O yaban elleri arşınlarken bana en cazip gelen nedir biliyor musun? Arka sokaklar . Çöplerin toplanış tarzı bile ipucu sayılır... Aklımdan öyle çok soru geçer ki... -Evsizler neden o sokağa kümelenmiş? -Şu pencerede gözüme ilişen gerçek miydi, yoksa hayal mi gördüm? -Toptan şapka dükkanları hiç perakende vermez mi? Ahhh, ama o şapka ne güzeldi. New York ve özellikle Manhattan bu şaşırtıcı manzaralar açısından rakipsiz. Yolunuzu uzatmak i çin girdiğiniz sokakların birinde tam karşındaki pencerede soyunan bir kadını görmek ne kadar şaşırtıcı: -Aaaa gerçek mi bu? -Yok canım, o film yahu. -Ne filmi ya? Bal gibi gerçek, baksana soyunuyor kadın. -Aaaa evet, bak biri daha girdi içeri. Bu tuhaflığın hemen ardından, pencerenin geris...
Mürekkep kokan sayfalarda şimdilerde bize yer yokmuş, eh, ne yapalım? Açılsın bari hayali sayfalar... Oysa onlara yazmak tıpkı suya yazmak gibidir. Kayboluverir gider.