Bu Blogda Ara

Mahalli Seçimler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mahalli Seçimler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı, Mart 26, 2024

İrfan Değirmenci’nin adaylığı




Şu “kemikleşmiş oy alışkanlığımız” değil midir bizi mahveden?

Ülkenin kaynaklarını har vurup harman savuranları, bizi yok sayanları, özgürlüğümüzü kısıtlayanları, hesap vermeye tenezzül etmeyenleri, kadın haklarını ilerletmek şurada dursun, kadın cinayetlerine sessiz kalanları bunca zaman başımızda tuttuk da elimize ne geçti?

Onun için diyorum ki artık biraz da “denenmemişi” deneyelim…



İşte size pırıl pırıl bir isim, gazeteci İrfan Değirmenci… Türkiye İşçi Partisinin (TİP) Ankara’nın Çankaya’sına Belediye Başkan adayı…Bugün anlattıklarına biraz kulak verdim, hoşuma gitti, sizle paylaşmak istiyorum:

“Çankaya ilçesinin sınırları içinde yer alan pek çok üniversitede yaklaşık 100 bin öğrenci okumakta... Ekonomik koşullar ortada. İnanır mısınız, geçen gün bir grup üniversiteli gençle buluştum, içlerinden biri bana şunu söyledi:

-Sizden biraz uzak durmaya çalışıyorum çünkü kokuyorum, üstüm başım kokuyor, inanır mısınız? haftalardır çamaşır yıkayamadım, kusuruma bakmayın”

Değirmenci, bunu aktarıp sordu:

-Çankaya Belediyesi bunca gencin güç koşullarda öğrenimini sürdürmeye çalıştığı ortamda en azından üniversitelilerin yoğun yaşadıkları yerleşkelerde çamaşırhaneler kurmayı düşünemez miydi?

Değirmenci bununla yetinmedi, ÇEDES imamlarının muhasarası altındaki okullarla ilgili bir sorusu daha vardı:

-Velilere -çocuğunu ille de imam hatibe ver- baskısı yapılıyor, eğer veli bunu kabul etmezse, önündeki seçenekler sadece uzak semtlerdeki okullar oluyor… Bir yandan da okullara ÇEDES imamları atanıyor. İtiraz edilebiliyor mu? Hayır… Ayrıca bu güç ekonomik koşullarda çocuklara katkı olsun diye okullarda beslenme paketleri dağıtılmak  istendi ama bakanlık karşı çıkınca belediyedeki arkadaşlar hemen geri çekildiler, oysa bunun ille de okulun içinde yapılması gerekmezdi ki,  Çankaya Belediyesi beslenme paketlerini öğrencilere okul dışında veremez miydi? 

Değirmenci, Çankaya Belediyesinin yetki alanında olup yıllardır atıl tutulan spor tesislerinin istense birer sanat merkezine dönüştürülebileceğini dile getirirken Beşevler’deki konservatuvar binasının yıkılıp yerine Diyanet Akademisi yapılmasına neden yeterince tepki konulmadığını da sordu. 

Hatırlar mısınız? Melih Gökçek’in Başkanlığı sırasında İrfan Değirmenci, milyonlarca dolar harcanarak yapılan ve çürümeye bırakılan Ankara’daki dinazorlarıyla ünlü lunaparka girip, durumu görüntülemiş ve haber yapmıştı da Başkan Gökçek’in şikayetiyle o akşam karakola çekilmişti, Gökçek’in şikayet gerekçesi, “özel mülke izinsiz girilmesi” idi… Bakar mısınız gerekçeye? Atatürk’ün Türk halkına “miras” bıraktığı Atatürk Orman Çiftliği arazisini Gökçek sanki kendi arazisiymiş gibi görüyor olmalı ki, şikayetinde  “özel mülke izinsiz girmek” diyor… 

Hani “ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz”  denir ya, bunu da aklımızda tutalım bence.

İrfan Değirmenci’nin anlattıkları gerçekten ilginç… 

Örneğin CHP’nin “çantada keklik” olarak gördüğü Çankaya Belediyesi adaylığına “paraşütle” indirdiği isim Hüseyin Can Güner’in bir dönem işveren temsilcisi olarak görev yaptığını, hatta geçen gün Çankaya Belediyesinde işçilerle sürdürülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerine “henüz seçilmemiş olmasına karşın” katıldığını da öğreniyoruz. Değirmenci şunu soruyor:

-Acaba hangi sıfatla görüşmeye katıldı? İşveren avukatı olarak mı? Eğer her talep eden o görüşmelere katılabiliyorsa, ben de bunu  isterim doğrusu…

Değirmenci’ye başkan adaylarının mal varlıklarını nasıl değerlendirdiği sorulmaz mı? Kendi beyanını hatırlatıyor:

-İki mütevazı apartman dairesi ve bir sürekli basın kartı…

Keşke diyorum,  Çankaya seçmeni, yani okumuş yazmış, laik Türkiye sevdalısı, geleceğine umutla bakmak isteyen seçmen, önümüzdeki seçimde “alışkanlıklarıyla” değil de “aklıyla” oy kullansa da Değirmenci’ye oy verse… Hatta gençlerin tamamı ona oy verse.

Ah, bu arada bir gazeteci olarak aklımdaki şu soruyu sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim…

-Yıllarca Halk TV’de ana haber spikeri olarak görev yapan, milyonları ekran başına toplayarak kanala rekor rating sağlayan İrfan Değirmerci neden kendi kanalına çıkarılmıyor? Neden Halk TV’de  Değirmenci’nin adaylığı ile ilgili tek bir haber bile göremiyoruz?

Yoksa TİP’ten siyasete giren meslektaşımıza patron, “Geçen seçimde de denedin olmadı, peki şimdi benden izin aldın mı?  Sana siyasete girmeni, şu veya bu partide görev almanı ben söylemeden nasıl bu yola yeniden girdin?”  Diye hesap mı sordu? 

Sevgili meslektaşımız da, “Ben talimatla siyasete girmeyi asla kabul etmem” yanıtını verdi de o yüzden mi Halk TV tarafından yok sayıldı? 

Böyle bir yayıncılık kabul edilebilir mi?



Pazartesi, Mart 18, 2024

Gölbaşı’nda kim kazansın?









Gölbaşı’nda oturan bizler mahalli seçimlerle ilgili gelişmeleri, çalışmaları ve tartışmaları yakın takibe almış durumdayız.  Başkan adayları sırayla, pek çok seçmeni ve bizim sitemizi de ziyaret ederek görüşlerini dile getiriyorlar, ilk ziyaretçimiz CHP adayı Yakup Odabaşı olmuştu, onu TİP adayı Aysel Duman izledi.



Her iki başkan adayının eleştirilerini ve vaatlerini dinledik. 


—-tramvay gidecek mi?—-


İkisini aynı görüşte buluşturan durum,  Gölbaşı merkezde başlatılan tramvay sistemi oldu. Yakup Odabaşı, “tramvayı geldiği yere göndereceğiz” derken Aysel Duman şunları söyledi:


-Gölbaşı’nın her gün her yerindeyim, ilçe merkezinde ziyaret ettiğim esnaftan tramvay hakkında çok ciddi şikayetler dinledim. Bir kere merkezde sokaklar caddeler dar, büyük otopark sıkıntısı var, bir de bunun üstüne tramvay raylarının monte edildiğini dikkate alırsanız park sorunun nasıl büyüdüğünü anlayabilirsiniz. Esnaf -bu tramvayı buradan kaldırın, sırf bu sebeple işlerimizi yarı yarıya kaybettik- diye feryat ediyor.


Aysel Duman, “tramvay sistemi Gölbaşı merkez yerine neden gölün çevresinde düşünülmedi?” Diye de  soruyor.


Gerçekten ben de tramvay sisteminin Gölbaşı merkezde ne işe yarayacağını anlamadığım gibi bugüne kadar çalıştığına da tanık olmadım.


Şu anda ilçemizde AKP Belediye Başkanı olarak görev yapan Ramazan Şimşek’le de hem “başkanlığa aday olduğu” dönemde, hem de ardından çeşitli vesilelerle karşılaştık. Bir ara dev bir pankartla Gölbaşı’nda hayvan barınağı açıldığını duyurmuştu ama sadece bizim oturduğumuz siteyi zaman zaman sayıları 15-20’yi bulan başı boş köpeklerin mekan tuttuğunu söyleyeyim siz duyurunun ciddiyetine kendiniz karar verin. Bireysel çabalarla çözüm aradık, kimi köpekleri evlat edindik, kimilerini kısırlaştırdık ama belediyenin hiçbir katkısını göremedik. 


——kreşten lüks siteye—- 


Şimşek’in bir başka duyurusu ise geçen yıl semtimizde açılacak kreşle ilgiliydi. Bir çalışan anne olarak kreşlerin hayati önemini iyi bilenlerdenim, o yüzden -kreş açılacak- diye kadınlar için çok  mutlu oldum, ama kısa bir süre sonra kreş tabelası kaldırıldı ve yerine bir lüks site inşaatının tanıtım ofisinin tabelası yerleştirildi, buna ne buyrulur?



Gökhan Zan’la ilgili tartışmalar üzerinde Aysel Duman’a bugün ısrarlı sorular yöneltildi, doğrusu duyduklarımız  bizleri Zan hakkında büyük düş kırıklığına uğrattı. 


-Kendisine umut bağlanan bir genç adam nasıl oldu da bir takım vaatler karşısında verdiği sözlerden çark edip çıkar pazarlığına girebildi? Diye üzüldük.


—-Mogan Gölü ve bozuk yol——


Peki, bizim oyumuzu asıl belirleyecek olan yaşamsal soruya gelelim, belediyemizden hakkımız olan hizmeti alabildik mi?

 

İncek Bulvarından Mogan Gölüne doğru inen, TED Kolejini geçip Haymana Yoluna bağlanan  sokağımız son yıllarda çukurlardan delik deşik halde ve kullanılamaz durumdaydı. Defalarca belediyemize tamiri için başvurduk, “bizim yetkimizde değil” yanıtıyla karşılaştık, oysa bu delik deşik sokağın üst ve altındaki bölümler Gölbaşı Belediyesi tarafından bal gibi asfaltlanmış ve hatta belediyenin dev gibi mühürü bile basılmıştı. Sonunda Büyükşehir Belediyesi yıllardır dile getirdiğimiz şikayetimizi duyup konuya el attı ve yolu şu sırada tamir ediyor.  



Mogan’dan söz etmemek olur mu?  Bu güzelim doğal göl zaman içinde bakımsızlıktan pek çok kayba uğradı, son darbeyi seçimlere kısa süre kala verilen inşaat izinleri vurdu, gölün çevresini tahta perde gibi saran yüksek binalar, güzelim gölü adeta ardına hapsedip görünmez kıldı. 



Oysa 60’lı yıllarda plajıyla Ankara’nın gözde sayfiyesi durumundaki Mogan Gölü şimdilerde neden gençler için bir cazibe merkezine dönüşmesin? Yelkenlilerle gölde salına salına gezilmesin? Uluslararası nitelik kazanacak kürek yarışları yapılmasın?


Sizce kime oy verelim?




Pazartesi, Şubat 19, 2024

Yakup Odabaşı





Yakıp Odabaşı’na “bol şans” diliyoruz

CHP’nin Gölbaşı İlçe Başkanlığına aday gösterdiği Yakup Odabaşı bizim sitemizi de ziyaret ederek, yapacaklarını anlattı ve oy istedi.  Bizler de yeni belediye başkanından beklentilerimizi dile getirdik. 



Bunların başında sitemizi TED Kolejine bağlayan yolun tamirat ve bakımı geliyordu, söz aldık, bakalım gerçekleşecek mi?


Bunun dışında;


-Gölbaşı adı üstünde göl kıyısına kurulmuş bir ilçe iken, rant amacıyla verilen çok katlı bina izinleri nedeniyle Mogan Gölünün adeta görünmez hale gelişi

-İlçenin çeperindeki güzelim buğday tarlalarının rant amaçlı imar izinleri nedeniyle birer birer yok edilişi ve yerlerine dikilen 40-50 katlı gökdelenler 

-Çok sık mağduru olduğumuz elektrik kesintileri

-Sitemizin tam önünden geçen fiber optik kabloya karşın, internet sistemine düzgün bağlanamayışımız, 

-Toplu ulaşımın yetersizliği 

-Mogan ve Eymir gibi Ankaralılara  doğanın armağanı olan iki güzel gölün spor, turizm ve rekreasyon açısından adeta “sıfır düzeyde” değerlendirilişi

-Gölbaşı merkezde yeni yürürlüğe giren tramvay hattının güzergahının son derece yanlış seçimi


Gibi pek çok şikayet ve isteğimizi dile getirdik.


Doğma büyüme Gölbaşı’lı olan Yakup Odabaşı bizlerle buluşmaya eşi Seher Hanımla birlikte geldi ve eşini “Ben eğer başarılı olduysam eşimin payı büyüktür, kendisine teşekkürü borç bilirim” diye takdim ederek yüreklerimizi fethetti.  Odabaşı’nın  bizlere verdiği şu sözü ise not ettik, unutmayacağız:


-Açık konuşacağım, işin artık partisi filan artık kalmadı, ya dürüst insanlar yönetecek, ya bunlar… Bizim sevdamız vatan sevdasıdır. Gölbaşı ilçemizde yapılan pek çok iş rant amaçlıdır. Ben bunu yapmayacağım, kimsenin bu amaca dönük talimatını dinlemeyeceğim. Bu sözü buradan açıkça veriyorum…



Eh, bu durumda bizlere eski MHP’li olsa da şimdi CHP adına Gölbaşı’nı yönetmeye talip olan Yakup Odabaşı’na oy vermek düşecek, kendisine bol şans diliyoruz. 

Partili gazeteciler… Pravda…

Gazeteciler Cemiyetinin düzenlediği Medya Konferansının (*) i kinci gün  oturumları da ilginçti. “Gazeteci kimdir? ” Başta olmak üzere pek ç...