Ana içeriğe atla

Kayıtlar

AKP genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Çarıklı Diplomat

Vahit Özdemir ’in “Çarıklı Diplomat” kitabını bir kaç haftadır elimden düşürmedim, gittiğim heryere götürdüm, hatta başucu kitabı bile yaptım. Okuma maratonum bugün sonlandı, kitabımın kapağını kapatırken şunu düşündüm: -Siyasetle ilgilenen, ülke yönetimine dair söz söyleyen, ya da en azından kafa yoran herkes,  özellikle de bürokrasinin ve diplomasinin işleyişini merak edenler bu kitabı mutlaka alıp okumalı… Bakmayın 526 sayfa olduğuna kitabın.  Özlem Pekcan “ nehir söyleşisi ”nı son derece akıcı bir dille kaleme almış, doğrusu Vahit Özdemir de en küçük detayları bile atlamadan, yetimhanede başlayıp, Fransa’da öğrencilikle devam eden yaşamını, diplomat olarak Dışişleri Bakanlığında geçen yıllarını öylesine içtenlikle anlatmış ki, sayfaları keyifle çeviriyorsunuz.  “ Aaa, meğer politikacıların yaşamında, devletin işleyişinde, neler oluyormu ş” dedirten kitap, çok hoş vakit geçirtiyor. Okurken ilginç bulduğum kimi anekdotlarla size kitabı biraz anlatsam mı?  Ne...

Muhsin Yazıcıoğlu: Teröristle barış olmaz

  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , 16. Ölüm yıldönümünde Muhsin Yazıcoğlu ’nu şöyle andı:  -Vatanına ve milletin büyük bir aşkla bağlı olan, yiğitliği, mücadelesi, samimiyeti ve örnek şahsiyetiyle gönüllerde taht kuran merhum Muhsin Yazcıoğlu kardeşimi şehadetinin 16’ıncı yıldönümünde rahmetle, hasretle yad ediyorum. Keşke Yazıcıoğlu o korkunç ve üstelik de kuşkulu helikopter kazasına kurban gitmeseydi de Erdoğan’a yanıt verebilseydi. Ama ölümünden onca yıl sonra olsa da ben size Yazıcıoğlu’nun Erdoğan’a seslenişini aktarabilirim, kendisiyle The New Anatolian gazetesinde yayınlanan röportajımızda sormuştum çünkü: -Erdoğan’ın Kürt sorununa bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz? -PKK lideri İmralı’dan hala avukatları aracılığı ile  sesleniyor ve sözde aydınlar aracılığıyla o sözleri geniş kitlelere aktarılıyor. Erdoğan, beraberindeki sözde aydınlarla geçenlerde Diyarbakır’a gitti, sanki orası yabancı bir ülkeymiş gibi, dedi ki Türkiye’de bir Kürt sorunu var ve bunun ...

Suya yazılmasa artık!

Türkiye’de gazetecilik zor bir iştir. -Hadi canım Demeyin, baskı ve tehditleri bir kenara bırakalım, en büyük zorluk bilgi edinmektedir, oysa “bilgi” haberin yaşamsal unsuru değil midir?  Gelgelelim, bizde en tepedekinden, sokaktaki adama kadar, “ ketumiyet ” tercihi, “ neme lazımcılık ” geleneği, “ sırlar benimle mezara gider ” tembelliği, bilgiyi hep aslanın ağzında bırakır.  Tembellik diyorum neden mi? -Sorarım size, belli makamlardakiler, “ oralara biraz oyalansınlar ” diye mi getirilmiştir? Yoksa “ millete hizmet için mi? ” Sorusu hep açıktadır.  “ Mezara gidecek sırlar ” savunması ise “ bilgi vermemenin en kolay kaçış yolu ”dur. Güncel bilgiden vazgeçtik, bari “ hatırat ” yayınlasalar değil mi? Ne yazık ki o türden kitaplara da nadiren rastlanır, hele de bilgiye dayanan, mümkün olduğunca tarafsız kaleme alınmış olanları yok denecek kadar azdır… Böyle olunca,  on beş yirmi yılda bir aynı dosyaların kapağı açılır, benzer tartışmalar tekrarlanır, kimi ka...