-Yaşamda en sevdiğin şey nedir? Diye soranlara diyorum ki, “Kitaplar ve seyahat…” İşte yine kusursuz, gezmeli tozmalı, bol bol okumalı günler yaşadım, geçen haftayı kitapçılarında, müzelerinde, operasında, saraylarında geçirdiğim Paris rengarenk bir rüyaydı, o muhteşem sahneden ben de “ bir tutam” (*) da olsa “ rol çalmış ” oldum. Hele Parizyen dostlarla buluşmalar, oraları ve Türkiye’yi onların gözüyle değerlendirmek tam bir fikir zenginliği oldu benim için. Damağımda iz bırakan lezzetlere gelince, Paris dekorunun önemli bir parçasıydı, keşke size de tattırabilseydim. ———-Arafta Düet——- Neyse işte, Avrupa’nın kadim kültür-sanat kentine doğru yol alırken, elimde Selahattin Demirtaş ve Yiğit Bener 'in ortak kaleme aldıkları " Arafta Düet" romanı vardı. Tam da Kürt sorununun tartışıldığı, silahlara veda umudunun yeşerdiği şu günlerde okuduğum romanın kurgusu ve sade dili beni çarptı. Kitapta bir emekli generalin, sakin bir köşeye çekilip yaşa...
Mürekkep kokan sayfalarda şimdilerde bize yer yokmuş, eh, ne yapalım? Açılsın bari hayali sayfalar... Oysa onlara yazmak tıpkı suya yazmak gibidir. Kayboluverir gider.