Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Sıdıka Yılmaz etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ah Sıdıka! Neden uzaklardasın sanki?

İzmir ’in ünlü Reyhan Pastanesi nde bir köşede oturuyorum, birazdan Sıdıka gelecek, onu bekliyorum. - Acaba birbirimizi tanıyabilecek miyiz? Neredeyse yarım asır geçmiş aradan. Aklımdaki değişmeyen resim; Ankara’da şubat ayazı yaşanıyor Milli Kütüphane’nin en üst katındaki özel bölümde çalışıyoruz. Kalın paltolar, yün atkılar, eldivenler para etmiyor,  öyle soğuk bir gün ki, ağzımızdan buhar çıkıyor, siyah deri kaplı, 60’lı yılları anlatan kocaman gazete ciltlerini bir bir inceliyor, notlar alıyoruz.  Oysa bugün İzmir’de serin ama pırıl pırıl bir hava var.  - A, işte Sıdıka geldi… O kadar uzun boylu muydu?  Beni görmek için bakınıyor sağa sola, el sallıyorum… Sarılıp öpüşüyoruz. Birbirimize bakıyoruz, o kadar çok şey geçiyor ki aklımdan;  Okul yılları, (SBF BYYO)   -o çok erken evlenmişti- Ankara’da kalmadı, İzmir’e yerleşti, bu yüzden görüşemedik, ama iyi ki sosyal medya var, hep izledik birbirimizi… Onun yazdıklarından aklımda yer eden,  hiç g...

19 Numaralı Oda

Küçücük iki çocuğu karşısına alıp ne söylemişti acaba? - Ben sizi çok sevsem de, artık buralarda kalamam. Şu anda anlayamazsınız  ama benim için önemli sebepler var ve buradan gitmek zorundayım... John ve küçük kız kardeşi, kendilerini terk eden annelerinin ardından öylece bakıp kalmış mıydı? Bavulundaki tek kitap taslağı ve yanına aldığı oğlu  Peter  (3. Çocuğu) ile Londra’ya , yeni bir yaşama yelken açan Doris Lessing (*) acaba hiç gözyaşı dökmüş müydü? Nobel’li yazar için, ölümünden yıllar sonra bile acımasızca tekrar tekrar gündeme getirilen bu soruya şimdi kim yanıt verebilir?  Bilmem? Doğrusunu sadece kendisi anlatabilirdi sanırım. Ama o aramızdan ayrılalı çok oldu. Üstelik günlükleri “ mühürlü ” idi, hayattaki son çocuğu da ölmeden asla yayınlanmayacaktı.(**)   Belki günün birinde öğrenebiliriz Lessing’in herkesten gizlediği duygularını... Bu soruyu bizler neden tekrar tekrar kafamızda seslendirip duruyoruz? Niye merak edip duruyoruz bunları, yazarın ...