Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Leyla Erel etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Halide Edip ve bizim kızlarımız

Son zamanlarda Halide Edip’e yoğunlaştım, okuyor da okuyorum, “Mor Salkımlı Ev”i  müthiş bir hatırat. Bir babanın kızını bu kadar yüceltip, ilerletmesi, bütün imkanları ayaklarına sermesi “o devre göre!” İnanılmaz… Bunca yıl sonra, “bu devrin babalarına örnek olmalı!” Darısı bizim Leyla ile Ali’nin (Ali Erel) başına… İpek Çalışlar’ın Halide Edip’i de çok titiz araştırmaya dayanıyordu onu da çok severek okumuştum ama Halide Hanım’ı kendi kaleminden okumak, karşılıklı konuşuyormuşuz gibi, insanı büyülüyor… Niyetim Halide Hanımın İngiltere’de 1926’da yayınlanmış olan hatıratına da bir el atmak… ( Memoires of Halide Edib,The Century Co. London-New-York)  Zaman zaman “ zorunluluklar ”dan kurtulup “ daldan dala konabilme ” lüksüne kavuşmak ne müthiş bir şey… Halide Edip’in “ Mor Salkımlı Ev ”inden bir kaç alıntıyla, sizlere bu büyük fikir kadını, yazar ve felsefecinin yaratılışındaki “ baba etkisi ”ni paylaşayım: “İcadiye’ye gidişimizin asıl sebebi babamın beni Amerikan Kolej...

Nunu’dan Leyla’ya

Piticik , sen ne zaman büyüdün de “iki ” yaşına geliverdin bakiim?  Oysa dün gibi aklımda, annenle babanın bize “ bebek geliyo r” müjdesi verdiği günler…  Sen annenin karnında mışıl mışıl uyurken üçümüz Bodrum ’da denize girmiş de, paparazziye bile yakalanmıştık. Hele, İstanbul ’da yaşama gözünü açtığın o 16 Ağustos 2019 günü nasıl da heyecanlıydık. Pespembe gülümsemenle minik yatağına koyuverdiler seni de, hepimiz sevinç gözyaşlarına boğulduk… Yaşamımıza mucize gibi girdin. Sonra günler, aylar geçti, birlikte ne hoş, nasıl sevgi dolu zamanlar geçirdik di mi?  Sen “babaanne” diyemiyordun da “ nunu ” ismini takmıştın bana, plajdaki kocaman şezlongda neşeyle zıplayıp dururken “pis sinek ” (*)  şarkısını çaldırıyordun. Kumsaldaki  kedileri, “kopak”ları (Enecan Ablan köpeklere böyle diyordu!)  sarılıp sarılıp öpüyordun, ne çok sevdik seni, bağrımıza sıkıca bastık. Dilerim yaşamın hep aydınlıklar, mutluluklarla geçsin Leyloş , gölgeler karanlıkl...

2021’in ilk günü...ŞEREFE

-Hiç aklıma gelir miydi torunum şampanya kovasıyla oynayacak ben de kahkahalarla güleceğim? -Eh, bunca yılbaşı geçirince insan, pek çok şeyle karşılaşıyor, hepsi ayrı bir hikaye... Hatırladığım ilk yılbaşı, Gaybi Yatır Apartmanı ndaki evimizde, 7 numaralı dairemizde geçiyordu mesela... Annemle babam bize birer tane oyuncaklı çikolata almıştı, benimki kız bebek, ağabeyiminki tavşan biçimindeydi.  Sonra oradan taşındık, Hanımeli Sokağın diğer tarafına geçtik, Hanımeli Apartmanı nda oturuyorduk. Babam, Ankara Sineması nda oynayan  bir Jerry Lewis*  filmine bilet almıştı, bütün aile gözümüzden yaş getiren kahkahalara boğularak filmi izledik.  Çocukluk ve gençlik yılllarımın en önemli ilkesi saat 24.00’ü gösterdiği anda ilk, Ayşegül ’le birbirimizi kutlamamızdı... Sonra araya yıllar girdi, o terk-i diyar eyledi, Paris ’e yerleşti. Yine sürdürdük ilk birbirimizi kutladığımız yılbaşıları... Millenyum ’da ailecek Paris ’teydik, Ayşegül ’ün evinde, o ne güzel sofraydı... Eyf...