Yılmaz Özdil’in 5 yıl önce kaleme aldığı, nedense şimdilerde hep Bülent Eczacıbaşı’na atfedilen bir paylaşım yapma gafletinde bulunduk, Nazlı Ilıcak, rastlantı eseri, hapse girmeden bir gece önce, “herkese açık” bu paylaşımıma ilginç bir düzeltme-yorum yaptı diye sayfamıza ve başımıza atılmadık taş kalmadı…
Üstelik hatayı “anında” düzeltip, Yılmaz Özdil dahil herkesten özür dilememize karşın.
Özel mesajlar, telefonlar, genel paylaşımlar yoluyla taş üstüne taş yedik…
Bazı sözleri, hakaretleri, hele de “belden aşağı” söylemleri burada aktarmayacağım, ancak “kadın”ı hedef alan söylemleri,“belli eğitim ve kültür düzeyinde varsaydığım, her birini, değerli birer aydın olarak” gördüğüm kimi sayfa arkadaşlarıma yakıştıramadım…
Ben meslek yaşamımda asla eleştiriden kaçmadım, kimi dostlarla anlayış farkımızı telefonlarla, mesajlarla görüşüp, anlaştık, ama hakaret ve tehdite asla yol veremem…
Neymiş sorun? Yazıda Nazlı Ilıcak’a yer verip, bir sözünü alıntılamışız:
“-Bu yazıyı Eczacıbaşı yazmaz. Eğer bir işadamı bugün Türkiye’de böyle bir yazı yazmışsa boşuna dikta rejiminden söz ediyoruz demektir…”
Bu manidar sözünü alıntılamakla kalmamış, Nazlı Hanımla bir süre önce çekilen resmi de paylaşmışız…
Değerli sayfa dostlarım, bana dürüstçe söyler misiniz?
O yazıyı (*) siz gerçekten okudunuz mu?
Okuduysanız o yazıda gazetecilik ilkelerine, mantığına aykırı hangi sözcüğe rastladınız?
“O nefret ettiğiniz-öyle diyor kimileri!- Nazlı Ilıcak’ın yeniden hapse girecek olması, sizce haber değil midir?
Sayfada bile sorulmamış mı? “Neden Nazlı Ilıcak uzun zamandır suskun?” Diye…
Nazlı Ilıcak’ın Ergenekon, Balyoz dönemindeki yazılarına nasıl atıf yapılmış?
Hapishaneden Cumhurbaşkanına “el eleydik” diye seslendiği mektuptan link verilmemiş mi?
Eh, o zaman, yazıyı salim kafayla okumadıysanız eğer, siz sahi neye kızdınız?
Önyargıyla ya da Uğur Mumcu’nun deyimiyle, “bilgi sahibi olmadığınız” halde “fikir yürütmeyi” mi yeğ tuttunuz?
Acaba T24 başta olmak üzere pek çok bağımsız haber sitesi, bu yazıyı alıntılamakla hata mı etti?
Haber sizce “kişiye özel” mi olmalıdır?
Sevmediğiniz insanlara haberlerde ambargo mu konulsun?
Adalet-eşitlik-özgürlük gibi kavramlar ancak “belli kişilerin tekelinde” mi kalsın?
Kısaca Nazlı Ilıcak’ı recme mi tabi tutalım?
(*)https://bennursunerel.blogspot.com/2023/12/nazl-ilcakn-hapse-girmeden-onceki.html