Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Paris etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hep bu Ayşegül yüzünden…

Paris ’lerde yaşayan arkadaşımı çok özlemiştim, neyse ki Eylül ayında gelmişti, iki gün görüp döneyim dedim, kalktım İzmir’e gittim, buluştuk, İpek ’le Togan da bize eklenince “muhteşem dörtlü” olduk, dedi ki: -Ankara’ya dönüp n’apacaksın, dönme bize takıl… Ben zaten dünden razı, “tamam” dedim, yollara düştük, ver elini Çeşme, Foça, Cunda Adası, Ayvalık, Bodrum… Yollar boyu konuştuk, gülüştük, dertleştik, eski dostlarımızla, akrabalarla buluştuk, bi sohbet bi sohbet… Derken veda vakti geldi, bi burukluk, bi yalnızlık, bi terkedilmişlik duygusu…  Benim bu kardeşten ileri arkadaşımın özelliğidir, kati surette laf dinlemez, asla eli boş gelmez, bana da “ tam zevkime göre, hem de üstüme tıpa tıp uyan ” (nasıl beceriyorsa!)  bir pantolon getirmiş sağolsun…  Güzelim seyahatimizin anıları aklımda, Ankara ’ya dönünce, “ taaa Paris’lerden gelen son moda” pantolonumun paçasını biraz kısalttırmak için, terziye götürdüm… Götürüş o götürüş… Unuttuuuum, gitti! Aradan g...

2021’in ilk günü...ŞEREFE

-Hiç aklıma gelir miydi torunum şampanya kovasıyla oynayacak ben de kahkahalarla güleceğim? -Eh, bunca yılbaşı geçirince insan, pek çok şeyle karşılaşıyor, hepsi ayrı bir hikaye... Hatırladığım ilk yılbaşı, Gaybi Yatır Apartmanı ndaki evimizde, 7 numaralı dairemizde geçiyordu mesela... Annemle babam bize birer tane oyuncaklı çikolata almıştı, benimki kız bebek, ağabeyiminki tavşan biçimindeydi.  Sonra oradan taşındık, Hanımeli Sokağın diğer tarafına geçtik, Hanımeli Apartmanı nda oturuyorduk. Babam, Ankara Sineması nda oynayan  bir Jerry Lewis*  filmine bilet almıştı, bütün aile gözümüzden yaş getiren kahkahalara boğularak filmi izledik.  Çocukluk ve gençlik yılllarımın en önemli ilkesi saat 24.00’ü gösterdiği anda ilk, Ayşegül ’le birbirimizi kutlamamızdı... Sonra araya yıllar girdi, o terk-i diyar eyledi, Paris ’e yerleşti. Yine sürdürdük ilk birbirimizi kutladığımız yılbaşıları... Millenyum ’da ailecek Paris ’teydik, Ayşegül ’ün evinde, o ne güzel sofraydı... Eyf...

Tuileries Bahçıvanının Günlüğü

Evet,  Tuileries Bahçeleri nin bahçıvanlarından biriyim. Aslen  Morocco luyum (Fas), eğitimim yok, Fransızcayı bir türlü sizlerin deyimiyle “ bi hakkın ” öğrenemedim. E, ne yapalım şu dünyaya gelmişiz bi kere. Biz de yaşıyacağız. Tam 25 yıldır  Paris  sokaklarını caddelerini arşınlar dururum. Hafta içinde yolum hep aynıdır,  Strasbourg Saint-Denis’ den 9 nolu metro hattına biner,  Concorde’ da inerim, ver elini  Tuileries .  Paris  yazları bile sabah hep serin olur. Üstümdekileri değiştirir bahçıvan ünformamı giyer işe koyulurum.  Önceki yıllarda  Tuileries B ahçelerinin çöpünü toplamaktı işim. Ne ararsan vardı, yemek artıkları, sigara izmariti, pet şişe, şarap şişeleri, bardaklar, en çok da prezervatif. Hatta kadın külotu bile çok bulunanlardandı. Neyse işte, şimdi beni bahçıvanlığa terfi ettirdiler de, ağaçları traş etme (bizim  Paris 'te ağaçları öyle bildiğiniz gibi budamazlar, kübik hatta kutu gibi bir şekil verilir ...