Epey oldu, eski bir arkadaşım aradı, uzun süredir haberleşememiştik, dedi ki: -Nursuncuğum seni görmek istiyorum, müsaitsen yeni eşimle birlikte ziyaretine geleceğiz. “Buyrun” dedim ama “Kimle gelecek acaba? ” diye merak etmedim değil, çünkü arkadaşım uzun süre önce , kendisini yok saydığı, değer vermediği, hatta sözlü şiddet bile uyguladığını söylediği eşinden boşanmıştı … A celeyle bir ikram hazırladım, çay demledim, birazdan kapı çalın dı, açtım ama yüzümdeki şaşkınlık ifadesini gören arkadaşım güldü: -Ay evet, yeni eşim işte… Boşanmıştık ama yeniden evlendik, eskisi sayılmaz diye “yeni eşim” diye tanıtıyorum, Mustafa’yı, çünkü çok değişti… Şimdi diyeceksiniz ki, “bize ne yahu senin arkadaşının özel durumundan? ” Evet, haklısınız memlekette pek çok şey yaşanırken buna takılmamı garipsediniz ama benim haklı bir sebebim var, günlerdir şu soruya yanıt arıyorum: -Eğer seçimler er ya da geç yapılırsa, 13. Cumhurbaşkanlığına ...
Mürekkep kokan sayfalarda şimdilerde bize yer yokmuş, eh, ne yapalım? Açılsın bari hayali sayfalar... Oysa onlara yazmak tıpkı suya yazmak gibidir. Kayboluverir gider.