Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Güneri Civaoğlu etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bir siyah beyaz fotoğraf

Bu sabah WhatsApp  kutum çınnn dedi, baktım   bir mesaj, Nur Batur göndermiş, Tercüman yıllarımızdan bir siyah beyaz fotoğraf…Aklımdan neler neler geçti… İki genç kadının Tunus caddesindeki bürodan içeri adım atışı…  -Ürkek miydik? -Hayır, kendimize güvenimiz tamdı… Nur dış politikada, ben ekonomide ne haberler yaptık, ne manşetler çıkarıp gündemi değiştirdik. -Heyecanlı mıydık? -Çokkk, heyecan olmadan bütün o işler yapılabilir miydi? -Sevildik mi? Evet, defalarca taltif edildik, kendi alanımızdaki bütün önemli toplantılara gönderildik, iç seyahatler dış seyahatler… Japonya’dan ABD’ye, Suriye’den Libya’ya dünyayı dolaştık. -Kıskanıldık mı? -Eh olmadı desem yalandır… Ortadoğu halklarının kanında “haset” vardır… Oysa kimsenin kötülüğünü istememiştik, tek derdimiz çalışmak, üretmekti… -Resimdeki üçüncü kişi kim mi? -Olcay’dı… Bizden gençti, sendika ağırlıklı çalışıyordu, gün geldi büyük bir haksızlığa uğradı, hepimiz tek yumruk olduk, karşı çıktık, patronlara ge...

Vehbi Koç’tan nasıl azar işittim!

  Yaşam… Bir varmış, bir yokmuş… Gazetecilikte deli gibi koşturduğumuz yıllar, Tercüman’dayım, genel yayın müdürü Güneri Civaoğlu, tiraj 1 milyonları geçmiş, ekonomi takibindeyim, - aman şunu atlamayayım, bununla görüşmem gerek, adam telefonlara çıkmıyor- karamsarlıkları, meslektaşlarla dayanışma hali, sabah telefonları: -Vecdi Bey, hörmetler (Vecdi Seviğ ile aramızdaki özel hitap şekli!) -Hörmet bizden…  -Sizde var mı şu taslak? -İşte, geçtiğimiz haber kadar… Bugün belki bakanın basın toplantısı olacak zaten… Bir yandan ev yaşamı, evden telaşla çıkarken yapılan,  çoğu kez sonuçlanmayan planlamalar: -Kıymayı buzluktan çıkartmış mıydım? Ali’yi kreşe bugün Feyzan bırakacak da, acaba hangimiz alabileceğiz? A, zaten annemi göz doktoruna götüreceğim, öğleden sonra için şeften izin alırım, doktor çıkışı, Ali’yi de alır eve döneriz… Ve büroya telaşla giriş, şef Selman Erdoğdu (*):  - Aman Nursun şu Peşin Vergi (**) işini atlamayalım, gazetenin manşeti yarın o...

Zarif bir hanımefendi Dânâ (Dana) Noyan...

O zerafet timsali hanımefendiyi gençlik yıllarımda tanımıştım, onun şen şakrak kahkahaları ile renklenen muhabbetimiz yılllarca devam etti. Dânâ Noyan aslında diş hekimiydi fakat anlattığına göre çok kısa bir süre Ereğli ’de (Demir Çelik fabrikasında mıydı yoksa?)  görev yaptıktan sonra “ diplomasını duvara asıp, ” evlenip,  Ankara ’ya yerleşmişti. Son derece şık giyinen, dikiş nakışını kendi yapan, örgüleriyle ünlü, unutulmaz sofraları hep konuşulan bu güzel kadın, tanıştığımız sırada, gazetemizin Müessese Müdürlüğünü yürütüyordu. Güneri Civaoğlu ’nun (*) Genel Yayın Müdürlüğünde tirajı 1 milyon aşan, ünlü yazarlarının vurucu makaleleriyle etkili olan muhafazakar  gazete   Tercüman (**) 80’li yıllarda basın sektöründe büyük atak yapmıştı. Civaoğlu “ özel haber ”e çok değer verdiği için farklı görüşlerden gelen gazetecileri el üstünde tutar, iyi koşullarda çalışmalarını sağlardı. Anadolu Ajansı nın en yeni muhabiri, asgari ücretle çalışan bana, dört kat maaşla Te...