Küçücük iki çocuğu karşısına alıp ne söylemişti acaba? - Ben sizi çok sevsem de, artık buralarda kalamam. Şu anda anlayamazsınız ama benim için önemli sebepler var ve buradan gitmek zorundayım... John ve küçük kız kardeşi, kendilerini terk eden annelerinin ardından öylece bakıp kalmış mıydı? Bavulundaki tek kitap taslağı ve yanına aldığı oğlu Peter (3. Çocuğu) ile Londra’ya , yeni bir yaşama yelken açan Doris Lessing (*) acaba hiç gözyaşı dökmüş müydü? Nobel’li yazar için, ölümünden yıllar sonra bile acımasızca tekrar tekrar gündeme getirilen bu soruya şimdi kim yanıt verebilir? Bilmem? Doğrusunu sadece kendisi anlatabilirdi sanırım. Ama o aramızdan ayrılalı çok oldu. Üstelik günlükleri “ mühürlü ” idi, hayattaki son çocuğu da ölmeden asla yayınlanmayacaktı.(**) Belki günün birinde öğrenebiliriz Lessing’in herkesten gizlediği duygularını... Bu soruyu bizler neden tekrar tekrar kafamızda seslendirip duruyoruz? Niye merak edip duruyoruz bunları, yazarın ...
Mürekkep kokan sayfalarda şimdilerde bize yer yokmuş, eh, ne yapalım? Açılsın bari hayali sayfalar... Oysa onlara yazmak tıpkı suya yazmak gibidir. Kayboluverir gider.