Gazetecilik mesleğinde pek çok insanla karşılaştım, cumhurbaşkanları, başbakanlar… Kimileriyle çok yakın dost bile olduk ama onları saymıyorum, çünkü bizim mesleğin “ olağan tanışıklığıdır” o isimler, büyüklerimizin deyimiyle onlar “ yolcudur biz hancı. ” Doğrusu, insanları “makamları ” ile değil de kişilikleri ve “ yansıttıkları değerlerle ” dikkate almayı hep daha doğru saydım. Felsefe profesörü Ioanna Kuçuradi, yansıttığı ve kendisine atfedilen değerler açısından bence öylesine “ tepelerde ” yer alan bir isim ki… Onun yansıttığı ışığın sonsuza dek Türk toplumunu aydınlatmasını diliyorum. Gazeteciler Cemiyetinde dün “hocaların hocası ” Ioanna Kuçuradi’yi bir dönem öğrencisi olan, şimdinin felsefe profesörü Harun Tepe’yle birlikte ağırladık… Kuçuradi’nin ekrandan katıldığı söyleşimizin başlığı “İnsan Hakları ve Gazetecilik Etiği” idi ama sorudan soruya geçerken güncel konular üzerinde durmamak olmazdı, daldan dala bir “çay sohbeti” yürüttük. —-Türk de...
Mürekkep kokan sayfalarda şimdilerde bize yer yokmuş, eh, ne yapalım? Açılsın bari hayali sayfalar... Oysa onlara yazmak tıpkı suya yazmak gibidir. Kayboluverir gider.