Bu Blogda Ara

Adalet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Adalet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Perşembe, Kasım 09, 2023

Du bakali n’olcek? (Ezici güç karşısında Can Atalay olayı!)





-Hukuk, “ezici gücün iki dudağı arasında” mıdır?


Evet, ülkede herkes bugünlerde bu soruya yanıt arıyor. Peki, bu heyecanlı arayış şimdi nereden çıktı? İyi de, bugüne kadar ezici güç karşısında durabildik mi? Acaba şu bir kaç soruya yanıt verebiliyor muyuz?


-Mühürsüz oylara -geçersizdir- diyebildik mi?

-Diploma nerede? -Aslını görelim- diye ısrar edebildik mi?

-Anayasa en fazla 2 diyor, -3. Kez aday olamazsın- koşulunu ileri sürebildik mi?


HAYIR…


-E, o zaman şimdi neye, nasıl itiraz edeceğiz? 


-Kısaca tartışmanın özeti şu; Can Atalay (*) milletvekili seçildi, oysa 18 yıllık bir mahkumiyeti vardı, bu durumda  cezasının milletvekilliği sürecinin sonrasına ertelenmesi gerekiyordu. Fakat “ezici güç” şöyle dedi:


-N’AYIR, N’OLAMAZ…


-Ya, ciddi ol şimdi, o N harflerini filan kullanmayı bırak, film çevirmiyoruz burada, biraz ciddiyet…


-İyi de nasıl ciddi olabilirim ki? Anayasa, hukuk filan kalmış mı ortada? Can Atalay için iç hukuk yolları tüketilmiş, sonunda Anayasa Mahkemesine gidilmiş, o da 6 üyenin oyuna karşı 9 üyenin oyuyla (**) aldığı kararla  demiş ki, “Can Atalay’ın hakkı gasp ediliyor, bu olmaz, mahkumiyet kararı geriye atılmalı, milletvekilliğine dönüşü mümkün kılınmalıdır…”


-E, sonra?


-Sonrası tam bir vodvil, önce yerel mahkemeye gidildi, yani Can Atalay’ı serbest bırakıp, milletvekilliği görevine iade etmesi gereken mahkemeye… Mahkeme “ezici güç” karşısında duramadığı için çareyi AYM kararını apar topar Yargıtay’a göndermekte buldu.(***)


-Sonra?


-İşte orası zurnanın tam zırt dediği yer… Yargıtayın ilgili mahkemesi kalktı, AYM kararını tanımadığını açıkladı, yani Can Atalay’ın milletvekilliğine dönemeyeceğini bildirdi. Bununla da yetinmedi, AYM üyeleri hakkında Anayasayı ihlalden suç duyurusunda bulundu…(****)


-Yani AYM üyeleri şimdi kendilerini mi yargılayacak?


-Valla hukukçulara göre bu imkansız, çünkü AYM’nin kendini yargılayabilmesi için toplanıp, salt çoğunlukla karar alması gerekiyor, ama burada 9 üye hakkında suç duyurusunda bulunulduğu için AYM’nin toplantı yeter sayısını bulması bile imkansız… 


-Peki iyi hoş da senin vodvil diye nitelendirdiğin bu oyunu kimler sahneye koydu? Bunun “ezici güç” tarafından sahneye konulduğunu nereden çıkarıyorsun?


-E, görüyoruz işte, Beştepe’den gelen açıklamaları duyuyoruz…(*****)


-Hmmm peki şimdi ne olacak?


-Valla onu bilen varsa beri gelsin, dün gece Ankara’da kimsenin gözüne uyku girmedi, CHP taze lideri Özgür Özel Başkanlığında olağanüstü toplandı ve “darbe” dediği bu olaya direnme kararı aldı, meclis başkanı Numan Kurtulmuş’a seslenerek TBMM’nin toplanmasını ve bu hukuk darbesine karşı çıkmasını istedi. 


-Ya “ezici güç” bunu istemezse?


-İşte o soruya biz şu anda, -du bakali n’olcek- demekten başka bir karşılık veremiyoruz. Sadece CHP lideri Özel’in, bu sorunu her platforma taşıyacakları açıklamasını biliyoruz, hatta  meclisten filan sonuç alamazlarsa sokaklara bile döküleceklermiş, bunu da açıkça dile getirdi. 


-Hmmm, demek öyle, o zaman biraz du bakali n’olcek?


https://www.bbc.com/turkce/articles/cv21elj53rno

https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2023/53898

https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/iran/301020231

https://www.bbc.com/turkce/articles/c72q6d5d9j2o

https://t24.com.tr/haber/bestepe-den-ilk-aciklama-mehmet-ucum-yargitay-i-savundu-karar-dogrudur-milli-yargiya-saldirilar-cok-buyuk-bir-birikim-olusturdu,1137846


Cumartesi, Nisan 16, 2022

Güneş parayla sıvanıyormuş!


Çocukluğumuzda “kurban kesimi” başka yer olmadığı için evlerin arka bahçelerinde yapılırdı. Günlerce sevip, okşayıp, elimizle beslediğimiz koyunlarımızın gözümüzün önünde kesilişini gözyaşları içinde çaresizce seyrederdik. Pek çok arkadaşımın sırf bu nedenle “et yemekten soğuduğu”na tanık olmuşumdur.


-Ya hunharca öldürülen Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz’in durumuna ne demeli?


Bütün dünyanın gözü önünde cereyan eden bu faciayı bizler de “o gün” ekranlardan takip etmiştik hatırlıyor musunuz? Gerçi, ne olup bittiğini o anlarda farketmesek de, Kaşıkçı’nın olası sonunu içimiz ürpererek sanki öngörüyorduk. (*)


Suudi gazeteci Kaşıkçı, ülkesindeki haksız, hukuksuz, demokrasiden uzak, insanı yok sayan, “sultanların iki dudağı arasındaki rejim”i eleştiren yazıları nedeniyle ülkesinde hedefe yerleştirildiği için, kaderini buraya bağlamış, Türkiye’ye yerleşerek yaşamında yeni bir sayfa açma çabasına girişmişti. Hatice Cengiz ile evlenmek üzereydi, nikah belgelerinin tamamlanması için hala vatandaşı olduğu Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğuna “randevu alarak” gitmişti.


Zavallı Kaşıkçı, nereden bilebilirdi kendi ölümüyle randevulaştığını? Azrail’in “Suudi yetkililer” kılığına girerek kendisini konsoloslukta beklemekte olduğunu?


Meğer Kaşıkçı randevu talebinde bulunur bulunmaz, Suudi Prens Bin Selman’ın talimat ve onayıyla harekete geçen, İstanbul’a gönderilen  özel infaz timi onu yok etmeyi ince ince planlamış ve harekete geçmişti.


O dakikalarda konsolosluk binasının dışında Kaşıkçı’yı bekleyen nişanlısı Hatice Cengiz tahmin edebilir miydi bu felaketin yaşanacağını? Nişanlısının, içeride başına naylon torba geçirilmiş halde  son nefesini vermekte olduğunu, Suudi infaz timi tarafından birazdan doğranıp parçalara ayrılarak bavul içine konulup konsolosluktan çıkarılıp yok edileceğini? Bu vahşi cinayetin delillerinin ortadan kaldırılması için Suudi tarafının elinden gelen her çabayı harcayacağını? 


Suudiler zavallı Kaşıkçı’yı katlettikleri anlarda farkında olmasa da vahşi cinayet “canlı olarak kayıt altına alınıyordu…” Kim bilir ne zaman konsolosluk binasına ve cinayetin işlendiği odalara yerleştirilmiş kayıt cihazları çalışmaktaydı, Cemal Kaşıkçı’nın son nefesini verişini, infaz timinin konuşmalarını, infaz sonrasında  Kaşıkçı’yı kesip biterken kullandıkları aletlerin çıkardığı sesleri de saniyesi saniyesine kaydetmişlerdi. (**)



Bu facianın yaşandığı anlarda dışarıda bekleyen Hatice Cengiz, nişanlısının saatlerce binadan çıkmaması üzerine yakın dostları AKP’li Yasin Aktay’ı arayarak çare aramaktaydı, Yasin Aktay ise  MİT Müsteşarı Fidan’ı bilgilendirmiş ve “cinayet”  iki saat içinde geriye dönük kayıtların dinlenmesiyle anlaşılmıştı. O iki saat içinde Cemal Kaşıkçı’nın cesedi yok edildi, vahşi infazı gerçekleştiren infaz timi de özel uçakla İstanbul’dan ayrılıp, Riyad’a geri döndü. 


Sonraki saatlerde tam olarak deşifre edilip, tercüme edilen bant kayıtları, Cemal Kaşıkçı cinayetinin kan donduran detaylarını ortaya koydu, hatta CIA Başkanı dahil pek çok yabancı istihbarat yetkilisine dinletildi, ve kapsamlı hukuk süreci başlatıldı… 


-Sonra ne mi oldu? 


Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sert demeçleri ile Suudi’lere karşı başlatılan dünya çapındaki dev kampanya, ortaya çıkarılan belgelerin, kayıtların dış kamuoyu ile paylaşılmasıyla ve yürüyen hukuk süreciyle dalga dalga genişletildi.


Sanıyorduk ki, bu vahşi cinayeti işleyen Suudi’ler ceza görecek, cinayeti azmettiren en üst düzeydeki adamın “Prens Selman olduğu” net biçimde ortaya konulacak ve dünyanın gözü önünde suçlular ilan edilecek.


-Peki böyle mi oldu?

-Yok canım ne gezer, her zamanki çifte standart düzeni yine ortaya çıktı, emir demiri kesti ve güneş bu kez balçıkla bile değil, parayla sıvanıverdi. 


Bu sözler bana ait değil, Cemal Kaşıkcı’nın “özgürlük ve demokrasi” makalelerini yıllar boyu yayınlayan The Washington Post, Türkiye ekonomisinin dar boğazda olduğuna dikkati çekerek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan kaynak umutlarını bağladığı Suudi Arabistan’ın isteğini yerine getirerek Kaşıkçı’yı ihanet etti, Türkiye’deki dava sürecini Riyad’a devretti” diyor. (***) 


Onca haykırış, kayda geçmiş çığlık, gözyaşı, isyan sözü, verilmiş demeç  filan bu kararla silindi gitti… (****)


Bizlere de bilmem kaçıncı kez “bu kadarı da olmaz” dedirttiler


 (*) https://youtu.be/Z66BL0zMEio

(**) https://www.dr.com.tr/Kitap/Diplomatik-Vahset-Cemal-Kasikci-Cinayetinin-Karanlik-Sirlari/Ferhat-Unlu/Arastirma-Tarih/Politika-Arastirma/Politika/urunno=0001790075001

(***) https://www.washingtonpost.com/opinions/2022/04/02/turkey-betrays-jamal-khashoggi-biden-must-not/

(****) https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/cemal-kasikci-dosyasi-devredildi-erdoganin-bu-sozleri-ortada-kaldi-bunlar-insanlari-enayi-zannediyor-1923466








Partili gazeteciler… Pravda…

Gazeteciler Cemiyetinin düzenlediği Medya Konferansının (*) i kinci gün  oturumları da ilginçti. “Gazeteci kimdir? ” Başta olmak üzere pek ç...