-Hukuk, “ezici gücün iki dudağı arasında” mıdır?
Evet, ülkede herkes bugünlerde bu soruya yanıt arıyor. Peki, bu heyecanlı arayış şimdi nereden çıktı? İyi de, bugüne kadar ezici güç karşısında durabildik mi? Acaba şu bir kaç soruya yanıt verebiliyor muyuz?
-Mühürsüz oylara -geçersizdir- diyebildik mi?
-Diploma nerede? -Aslını görelim- diye ısrar edebildik mi?
-Anayasa en fazla 2 diyor, -3. Kez aday olamazsın- koşulunu ileri sürebildik mi?
HAYIR…
-E, o zaman şimdi neye, nasıl itiraz edeceğiz?
-Kısaca tartışmanın özeti şu; Can Atalay (*) milletvekili seçildi, oysa 18 yıllık bir mahkumiyeti vardı, bu durumda cezasının milletvekilliği sürecinin sonrasına ertelenmesi gerekiyordu. Fakat “ezici güç” şöyle dedi:
-N’AYIR, N’OLAMAZ…
-Ya, ciddi ol şimdi, o N harflerini filan kullanmayı bırak, film çevirmiyoruz burada, biraz ciddiyet…
-İyi de nasıl ciddi olabilirim ki? Anayasa, hukuk filan kalmış mı ortada? Can Atalay için iç hukuk yolları tüketilmiş, sonunda Anayasa Mahkemesine gidilmiş, o da 6 üyenin oyuna karşı 9 üyenin oyuyla (**) aldığı kararla demiş ki, “Can Atalay’ın hakkı gasp ediliyor, bu olmaz, mahkumiyet kararı geriye atılmalı, milletvekilliğine dönüşü mümkün kılınmalıdır…”
-E, sonra?
-Sonrası tam bir vodvil, önce yerel mahkemeye gidildi, yani Can Atalay’ı serbest bırakıp, milletvekilliği görevine iade etmesi gereken mahkemeye… Mahkeme “ezici güç” karşısında duramadığı için çareyi AYM kararını apar topar Yargıtay’a göndermekte buldu.(***)
-Sonra?
-İşte orası zurnanın tam zırt dediği yer… Yargıtayın ilgili mahkemesi kalktı, AYM kararını tanımadığını açıkladı, yani Can Atalay’ın milletvekilliğine dönemeyeceğini bildirdi. Bununla da yetinmedi, AYM üyeleri hakkında Anayasayı ihlalden suç duyurusunda bulundu…(****)
-Yani AYM üyeleri şimdi kendilerini mi yargılayacak?
-Valla hukukçulara göre bu imkansız, çünkü AYM’nin kendini yargılayabilmesi için toplanıp, salt çoğunlukla karar alması gerekiyor, ama burada 9 üye hakkında suç duyurusunda bulunulduğu için AYM’nin toplantı yeter sayısını bulması bile imkansız…
-Peki iyi hoş da senin vodvil diye nitelendirdiğin bu oyunu kimler sahneye koydu? Bunun “ezici güç” tarafından sahneye konulduğunu nereden çıkarıyorsun?
-E, görüyoruz işte, Beştepe’den gelen açıklamaları duyuyoruz…(*****)
-Hmmm peki şimdi ne olacak?
-Valla onu bilen varsa beri gelsin, dün gece Ankara’da kimsenin gözüne uyku girmedi, CHP taze lideri Özgür Özel Başkanlığında olağanüstü toplandı ve “darbe” dediği bu olaya direnme kararı aldı, meclis başkanı Numan Kurtulmuş’a seslenerek TBMM’nin toplanmasını ve bu hukuk darbesine karşı çıkmasını istedi.
-Ya “ezici güç” bunu istemezse?
-İşte o soruya biz şu anda, -du bakali n’olcek- demekten başka bir karşılık veremiyoruz. Sadece CHP lideri Özel’in, bu sorunu her platforma taşıyacakları açıklamasını biliyoruz, hatta meclisten filan sonuç alamazlarsa sokaklara bile döküleceklermiş, bunu da açıkça dile getirdi.
-Hmmm, demek öyle, o zaman biraz du bakali n’olcek?
https://www.bbc.com/turkce/articles/cv21elj53rno
https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2023/53898
https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/iran/301020231
https://www.bbc.com/turkce/articles/c72q6d5d9j2o
https://t24.com.tr/haber/bestepe-den-ilk-aciklama-mehmet-ucum-yargitay-i-savundu-karar-dogrudur-milli-yargiya-saldirilar-cok-buyuk-bir-birikim-olusturdu,1137846
Her zamanki gibi açık ve net bir tavır. Du bakali n’olcek değil…. Ah başta muhalefet ve biz halk olarak en başta o sarı öküzü vermeyecektik.
YanıtlaSilAcaba herhangi bir başka ülkede “Bana dokunmayan yolan bin yaşasın” diye bir şerefsiz deyiş var mı sevgili Nursun?
Diyeceklerim şimdilik bu kadar…
Biraz sıkar net tavır koymak, adres Silivri olur sonra!
YanıtlaSil