“ Kuru pantolon ile balık tutulmaz ” demiş ya Cervantes… Bilmem bugün yaşasa, hele beni görse ne derdi? “ Eksik etekle asla tutulmaz! ” Demez miydi? Gecenin bu saatinde (onca kahveden sonra!) “ nerden girdim bu levrek mavrasına” diye kıvranırken çınnn dedi telefonum… Ekose Etekli Levrek haberiyle hem dönem siyasetine hem basın tarihine görünmez! olsa da aslında kalıcı bir imza atan Hasan Cemal’den gelen mesaj “ çalar saat ” etkisi yarattı… Harfine dokunmadan paylaşıyorum; “Sevgili Nursun. Senin de kafan karıştı galiba. Altan Öymen bana Ankara’dan haber verdi daveti Sabah erken rahmetli Ergin Konuksever’le Yalova’ya gittik. Gazeteciye yasak dediler kapıda. Bizden başka gazeteci de yoktu zaten. Aklıma geldi, babaannem Yalova’daki kaplıcalara gidermiş… Çağlayangil de Bursa Valisi. Cemal Paşa’nın haremi yani eşinin geldiğini duyunca iki defa babaannemi ziyaret etmiş kaplıcalarda. Kapıda bunu hatırladım. İçeriye, Çağlayangil’e haber saldım, kapıda Cemal Paşa’nı...
Mürekkep kokan sayfalarda şimdilerde bize yer yokmuş, eh, ne yapalım? Açılsın bari hayali sayfalar... Oysa onlara yazmak tıpkı suya yazmak gibidir. Kayboluverir gider.