Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Semra Özal etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Can Pulak’a onur ödülü

Gazeteciler Cemiyetinin “onur ödülü” (*) bu yıl değerli gazeteci, meslek büyüğümüz sevgili Can Pulak’a veriliyor, şimdiden kutluyorum. Doğrusu Can Pulak’la ilgili o kadar “mutluluk ve sevgi dolu” anekdotlar var ki aklımda, paylaşmasam olmaz… Bir yılbaşı arefesinde kapımız çalındı, baktık kargodan kocaman bir sandık gelmiş, heyecanla açtık, tepeleme mandalina var içinde. Harika, hem de ünlü “Bodrum Mandalinası. ” Bir de kart iliştirmiş Can Pulak, “En iyi dileklerimle yeni yılınızı kutluyorum” diyor.  Biraz şaşırıyorum ama durur muyuz? Hemen birer mandalinanın kabuğunu soyup ağzımıza atıyoruz, enfes rayihayla mest olmuşken elimdeki kartın arkasını çevirip bakıyorum ki, aslında farklı bir isme gönderilmiş mandalinalar, yani nasıl olduysa - belki de sekreterin hatalı tutumuyla- bize gelmişler… -Tuh diyorum içimden, hemen telefona sarılıyorum: -Aloo, Can Bey? -A, Nursuncum sen misin? -Evet Can Bey, yeni yılınızı kutlamak için aradım -Canım senin de kutlu olsun - Yalnız Can...

Turgut Özal ile “pijamalı bayram söyleşisi”

Anadolu Ajansı nda mesleğe yeni başlamıştım, hevesle çalışıyor, ekonomi alanında ilerlemek istiyordum. Turgut Özal , 12 Eylül Darbesi  sonrası Milli Güvenlik Konsey i tarafından Başbakan Yardımcısı olarak görevlendirilmişti, misyonu “Türkiye Ekonomisi fotoğrafını içeride ve dışarıda düzeltmek ”ti . Bu nedenle bir grup genç gazeteci olarak deyim yerindeyse  Özal ’ın “ peşinden ayrılmaz ” olmuştuk.   AA ’nın o yıllardaki güçlü kadrosunun önde gelen isimlerinden biri de, benim gazeteciliğine hayranlık duyduğum  deneyimli gazeteci Barış Kaşıkçı idi. Özal ’ı yakın takipte olduğumuz için Başbakanlıktaki danışmanı Adnan Kahveci ile de sık görüşüyorduk. AA ’nın  gece gündüz tıkır tıkır çalışan teleks bülteninden BK ve NRS paraflarıyla (imza kullanılmazdı) dökülen haberlerimiz, ertesi gün bütün gazetelerin manşetlerinde yer alır olmuştu.  Bir Ramazan Bayramı öncesinde Turgut Özal ’dan randevu istedik, ekonomi gündeminde önemli yer işgal eden konuları kon...

NERDESİN CÜNEYT AĞABEY?

Son yaşananları, Sedat Peker imzalı oyunu (*) izlerken ne düşünüyorsunuz? Tam bir kara komedi değil mi sizce? Mafya üyeleri başrolde, koca koca devlet adamları, siyasetçiler ikinci rollerde, gazeteciler ise birer figüran. Oyuncular sahnede bir anda birbirine giriyor, küfürün tehdidin bini bir para... Perde hala açık, koltuklarda seyirci  şaşkın... “ Burada bir yanlışlık var ” diyorum, “ gazeteci figüran olmamalıydı ” diye düşünüyorum ve aklıma Cüneyt Ağabey geliyor.  Cüneyt Arcayürek , meslekte büyük hayranlık duyduğum bir gazeteciydi... “ Haber ”, onun kıblesiydi, daha iyi nasıl söylesem  bilmiyorum ama haber, damarlarında dolaşan kan gibiydi. Hayranlığım bundandı, çünkü ben de hep öyle hissetmiş, öyle yaşamaya çalışmıştım... Uzun yıllar aynı ortamda, başkentteydik. Onu ilk tanıdığımda, 12 Eylül sonrasında, Milli Güvenlik Konseyinin bir eğitim bakanının basın toplantısındaydık. Bizim gibi “ çömezleri ” gönderirlerdi bu türden rutin toplantılara ama koskoca Cü...