Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Marcel Proust etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sodom ve Gomorra ile imtihanım!!!

Siyasetteki kısırdöngünün karamsarlığından biraz uzaklaşmak isterseniz, gelin kitaplar arasında kaybolalım.  Gerçi o da kolay değil, örneğin her elime alışta başa dönmek gibi bir durum hasıl oldu  Proust’un Sodom ve Gomorra ’sını okurken. İkide birde sözlüklere başvurmak, “Google’ı açıp kapamaktan yalama etmek” de cabasıydı bu okuma maratonunun. Proust Ustanın toprağı bol olsun da,  “ yazarlar anlaşılmamak için mi yazarlar? ” Diye bir soru dönüp durdu hep kafamda. Daha önce kitap kulübümüzde  “ Swann’ların Tarafı ”nı okumuştuk, ama heyecanımı yitirmeden tamamlayabilmiştim  onu... Aslında Marcel Proust ’un “Kayıp Zamanın İzinde” dizisinin parçasıydı ustanın yaşamının son 17 yılını verdiği bu kitaplar... 3 bin sayfa, 1 milyon 250 bin sözcükten oluşan 7 kitap... Demet Hanımın evindeki tatlı sohbetimiz saatlerce sürmüştü... Aklımda kaldığına göre, hiçbirimiz kendimizi kitaba o kadar da verememiştik.  Bakıyorum da ben de Proust’u  okumaya bir o kadar eme...

Erik marmelatı

Hayatın anlamını sorgulamayı felsefecilere mi bıraksak? Yoksa ilahiyatçılara teslim olup bunları hiç düşünmesek mi? Boş çaba, ne yaparsan yap bu soruya ömrün boyunca cevap arar durursun, asla bulamayacağını bile bile... Bu düşüncelerle boğuşurken, koskoca bir Pazar günü sana kalmıştır. Özgürlük, yalnızlık ne büyük lüks, değil mi? E, peki nasıl geçirilecek o koskoca gün? Kolayı var, önce bir yürüyüşe çıkmalı, hem de erken erken, çünkü sonra güneş yükseldiğinde yürümek şurda dursun, sıcaktan kolunu bile kıpırdatamazsın...  Şu Covit var ya Covit 19. Bizi ne hallere düşürdü. Eğer içimizdeki korkular olmasa şu koskoca günde kiiimbilir neler yapabilirdik, ama pabuç pahalı... Korkuyorum, hem de çok korkuyorum. Diyelim ki o menhus hastalığa yakalandım, “ eh n’apalım dünyada 1 milyon insan öldü, senin ayrıcalığın mı var? ” Deme bana. Böyle kestirip atamıyorsun ki... “ Ya aile efradına, eşine dostuna da geçerse? ” Diye düşünüp, hemen vazgeçiyorsun arkadaşlarını arayıp “ buluşalım ” konuşmala...