“ Beyoğlu Muhabirliği ”ni gazeteciliğin bir dalı olarak hep duyardım, geçen gün bu alanda yapılanları birinci ağızlardan dinleme şansına eriştim. Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen “Gazetecilikte Beyoğlu Tanıklığı” panelinin konuğuydum. Değerli meslek büyüğüm Altan Öymen ile sevgili meslektaşlarım Pınar Türenç, Namık Koçak ve Vahap Munyar ’ın anlattıklarını ilgiyle izledim. Paneli yöneten Nazım Alpman ilginç bir giriş konuşması yaptı: -Çeteler, karanlık tipler, mafyacılar, kara paracılar gazetecileri sevmez, bu yüzden bir grup sevilmeyen insanla karşı karşıyayız şu anda… Ardından da Beyoğlu muhabirliğinin kıdemli isimlerinden, merhum Ergin Konuksever ’in bir anısını bizlere aktardı: -Ergin Ağabey yıllar önce Park Otel’de ilginç bir ismi bekliyor, sonradan Cumhurbaşkanı olan François Mitterrand kolunda genç, güzel bir kadınla içeri giriyor, Ergin Konuksever flaşı patlatıp ikilinin resmini çeker çekmez, Mitterand’ın yumruğu da kendi yüzünde patlıyor...
Mürekkep kokan sayfalarda şimdilerde bize yer yokmuş, eh, ne yapalım? Açılsın bari hayali sayfalar... Oysa onlara yazmak tıpkı suya yazmak gibidir. Kayboluverir gider.