Bu Blogda Ara

Pazar, Eylül 05, 2010

Su bütün dertleri siler



İlk adımın biraz çekingendir, sonra hızlanırsın, ama koşmazsın...Sabahın köründe koşmak sinirine dokunur, hem zaten o enerji çoook gerilerde kalmadı mı? Yürürsün de yürürsün, hızla nefes alır verirsin. Son günlerin terslikleri, felaketleri, tatsızlıkları önce hep aklındadır: 

-Onu öyle yapmasaydım, neden öyle dedim ki? Kırılmıştır kesin. 
-Hay Allah, kalp krizi geçirmiş ve 48 saat yaşamış sadece... İnanamıyorum onun öldüğüne, tamam kabul ediyorum, çok yakın değildik, ayda yılda bir bile aramazdık birbirimizi ama hala yaşasaydı keşke... 
-Karşıdan gelen şu adamlar ve kadınlar da ne suratsız öyle? Olur mu ama yahu? Her gün bu parkurda karşılaşıyoruz. İnsan zorla bile olsa, birazcık gülümsemez mi? 
-Ufff ya, şu referandum ne olacak? Ya -evet- çıkarsa? Zaten kan uyuşmazlığın olan bu idarenin daha da ceberrutlaştığını düşünebiliyor musun? 
-O zaman bizimkilerin iş bulması daha da mı zorlaşacak? Zaten kimsenin ne ehliyete ne deneyime baktığı var, öyle değil mi? 

Adımların gittikçe hızlanır, güzel bir rüzgar eser. Kendi kendine bir oyuna girişirsin, -o suratsız kadına gülümsesem acaba karşılık alır mıyım?- 

-Ah evet, hem öyle güzel gülümsedi ki. Hiç de suratsız değilmiş, dişleri de bembeyazmış. Hele şu yaşlı adam, gülümsediğinde en az on yaş gençleşti gibi... 

Yürüyüşünün son dakikalarında nedense kafandaki bütün olumsuzluklar gitmiş, sihirli bir el bütün düşüncelerini değiştirmiştir:

-Ona söylerim, -biliyorum seni ihmal ettim ama bunun sebepleri vardı- derim... -Seni aslında o kadar çok seviyorum ki- derim. O da bana gülümser hemen. Asıl sorun ise o arkadaşım değil, başkası... Biliyorum ölüm çok acı, ama ne yapabiliriz ki, yaşamın kanunu bu... Hiç olmazsa acı çekmemiş. Hem kaç yıl oldu bilmiyorum ama son görüşmemizde nasıl güldürmüştüm onu. 

Ooo, yarım saat nasıl da akıp gitmiş sen yürürken. Heryerinden şıpır şıpır ter akıyor. Haydi koş şimdi kumsala... Kumlar nasıl buz gibidir. Ayakkabılarını, çoraplarını çıkarıp at bir kenara. Kumlara bas. Sonra suya gir. Ohhhh su nasıl serin...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ata’nın Kolibası

Geçenlerde yolum Söğütözü’ne düştü, pek çok bakanlığın, resmi kurumun, AKP ve CHP genel merkezinin hatta büyük alışveriş merkezlerinin bulun...