Aaaa sormadım da, çayınızı nasıl içerdiniz? Neyse canım, tam tavşankanı işte, fazla koyu değil... Bakın, bu bademli kurabiyeleri de bu sabah yaptım, taptaze, buyrun buyrun afiyet olsun...Evet, ne diyorduk? Güzel, çok güzel parça değil mi şu “Kaçsam Bırakıp?” Eminim hayran oldunuz siz de, peki bestecisini hiç merak etmediniz mi bugüne kadar? Aaa, aşkolsun başta söyledim ya, Mehveş Hanım... Yani Mehveş Dolay’dır bu muhteşem ezginin ve sözlerin sahibesi... Notalarına bir bakın, eğer müzikle haşır neşirseniz, hele hele bir enstrüman da çalıyorsanız hafiften tıngırdatsanız ne hoş olurdu... Nihavendin bütün batılı özelliklerini taşır bu şarkı... Durun bakayım, siz çalarken ben de biraz mırıldanayım mı?
Kaçsam bırakıp, senden uzak yollara gitsem,
Kalbim yanıyor, ismini her kimden işitsem.
Derdimle ufuklarda sönen gün gibi bitsem,
Kalbim yanıyor, ismini her kimden işitsem
Tabii makamının nihavend, usulünün semai oluşu (**) ve muhteşem ezgisi nedeniyle cazcılar da bu besteye gönül kaptırmıştır, örneğin Önder Focan’ın “Kaçsam Bırakıp” yorumu da muhteşemdir. Eveeet, ne diyorduk... “Kaçsam Bırakıp”ın Bestecisi Mehveş Hanımdan bahsediyorduk değil mi? Bir kere son derece dikkat çekici olan, İzmirli Mehveş Hanımın yaşamında sadece ve sadece tek bir beste yapmış oluşu... TEK BİR BESTE! Düşünebiliyor musunuz? Bu kadar muhteşem bir yeteneğe sahip olup da bunu yaşamda sadece bir kez kullanmanın ne demek olduğunu? Neyse ki, Mehveş Hanım 20-25 yaşlarındayken yaptığı bu besteyi İstanbul’a götürüyor ve Columbia Plak Şirketinde kayıt (***) ettiriyor, beste ilk kez Deniz Kızı Eftelya Hanım tarafından plağa okunuyor. Ama ne yazık ki, Mehveş Hanımın adı plakta yok... Onun yerine bir Ermeni erkek bestecinin ismi var plakta... Neden mi? O yıllarda bir kadının bırakın müzik eğitimi almasını, bunu yayması, kendi adıyla plağa dönüştürmesi filan imkansız, asla hoş karşılanmıyor, ondan. Bu yüzden takma isim kullanıyor. Zaten ondan sonra da Mehveş Hanım kayıplara karışıyor, kendisinden yeni besteler şurada dursun en ufak bir haber bile alınamıyor. Ne “kaçış” ama değil mi? Tam bestesinde dile getirdiği gibi... Şarkının devamı da şöyle:
"Gönlüm o kadar aşkınla yanmış ki ezelden
Bir lahza unutmak seni bak gelmiyor elden
N'olurdu ölüm zehrini içseydim ecelden
Kalbim yanıyor ismini her kimden işitsem"
Pekiii, sizce bu muhteşem beste kime yapıldı? Hımmmm, söyleyeyim mi söylemeyeyim mi diye düşünüyorum. Çünkü bundan emin değilim, hatta daha açık konuşmak gerekirse bunu ben düpe düz kafamdan uydurdum. Bence bu beste, tam o yıllarda ortalığı kasıp kavuran ve tüm gençkızların kalbini yakan ama sonunda 29 Ocak 1923 günü İzmir’de Latife Hanımla evlenen Mustafa Kemal’e yapılıyor...Üstelik sonraki yıllarda öğreniyoruz ki, “Kaçsam Bırakıp” Mustafa Kemal’in de sevdiği bestelerden biri. Aah ah, ne dersiniz? Bir akşamüstü, güneş batarken, balkondaki masamızda biraz leblebi, biraz beyaz peynir, bir dilim kavun, buğulu rakı kadehimizi karşılıklı kaldırsak, onların şerefine yudum yudum içsek ve “Kaçsam Bırakıp dinlesek?
Olmaz mı?
LİNK ------------------------------------------------------
(*)Reve D’or (Altın Rüya) L.T. Piver tarafından ilk kez 1886’da Paris’te üretilmiş parfüm. (**)http://odtuktmt.com/7-nazariyat.html (***)Git Zaman Gel Zaman Fonograf-Gramofon-Taş Plak-Cemal Ün
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder