Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Zirvede ıhlamur ve soda eşliğinde tutulan notlar… Deprem Bakanlığı kurulacak mı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllardır hep kürsülerden muhalefet liderlerine “bağırdığını” izlemiştik de bir muhalefet liderini nazikçe davet edip “ çağırdığını ” duyunca hepimiz çok şaşırdık değil mi?  -Acaba amaç neydi? Yerel seçimlerde AKP büyük oy kaybedince, lideri de topal ördek konumuna düşmüştü de bir çıkış yolu mu arıyordu? Tayyip Beyin Anayasa değişikliğini gündeme getirmekten maksadı, muhalefeti de yanına çekip ömrünün sonuna dek “yukarıda kalma” isteği miydi? Hatta daha da ileri gidip, -bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü?- misalini verenler bile olmadı mı? Bunlar işin yorum tarafı… -Acaba içeride tam olarak neler konuşuldu? Sorusu ise başta gazeteciler olmak üzere hepimizin aklını kurcalıyor öyle değil mi?  İşte ben, “ bu aklımızı kurcalayan soruları muhataplarına yöneltmiş olsam acaba nasıl yanıtlar alırdım? ” Düşüncesiyle size “ bir tutanak ” sunmak istiyorum… —-ıhlamur ve soda—- CHP lideri Özgür Özel ile İstanbul milletvekili ...

Partili gazeteciler… Pravda…

Gazeteciler Cemiyetinin düzenlediği Medya Konferansının (*) i kinci gün  oturumları da ilginçti. “Gazeteci kimdir? ” Başta olmak üzere pek çok soruya yanıt arandı. Yeni mecralarla ilgili bilgi veren konukların anlattıkları, özellikle genç gazetecilerin arayışlarına yanıt niteliğindeydi. Yıllarca hep   Moskova ’dan bildirdikleriyle izlemeye alıştığımız gazeteci   Hakan Aksay ’ ın anlattıkları dinlemeye değerdi.  Aksay , 12 Eylül sürecinde  kendi deyimiyle “ koşar adım gittiği ” Moskova’da,  bir zamanların komünist rejiminde, Sovyet sisteminin ilkeleri doğrultusunda  aldığı gazetecilik eğitimini ve pratikte gazeteciliğin o yıllarda nasıl yapıldığını  anlattı. Bir hocasından söz ederken, iç hesaplaşmaya girerek, “ Bazen sessiz kalmaktan insan sonradan pişmanlık duyuyor” dedi: -Beğendiğim bir akademisyendi, aydınlık yüzü, sempatik tavrı, giyim kuşamı ile de beni etkilerdi, hatta bana çay ısmarlamışlığı bile vardı ama, Sovyetler’de -partili gazeteci...

Kim bu medyanın prenslerle prensesleri?

Gazeteciler Cemiyetinin iki gün süren  “Medya Konferansı” (*)  mesleğimizle ilgili pek çok ilginç tartışmanın, görüş alış-verişinin adresiydi. Sonuçta bir kez daha uzlaşıldı ki, gazetecilik bugünün koşullarında tam bir “tutku işi…”   -Dikkatimi çeken bir oturumdan izlenimleri sizlerle paylaşayım mı?  Gökmen Karadağ benim beğendiğim bir gazeteci ve TV programcısı. Son yıllarda, haber mutfağından çıkıp, televizyonlarda tartışma programları yönetir olmuştu, en sonunda da akademisyenlikte karar kıldı. -Neden beğenirdim? Bir kere, saatler süren, canlı programına “ dersini çok iyi çalışmış” olarak çıkar, bilmediği bir ayrıntıya denk gelirse ahkam kesmez, lafı muhatabının ağzına tıkmaz, ama inisiyatifi asla bırakmaz, konuşmaların sakız gibi uzamasına izin vermezdi. Hele son dönemde, hukukçu Salim Şen ’le birlikte yaptıkları programın tadına doyum olmuyordu. Şunu da eklemek gerekir, basın sektörünün “ en zor” alanlarından biridir yayıncılık, hele de canlı yayınl...

Maria Callas’ın izinde Atina

-Sadece şarkı söyleyişimi sevdiler Diyen “hüzünlü soprano!” Maria Callas’ın 101. Doğum yıldönümünde Atina’da izlerini arayıp durdum…Şu sözler onun değil miydi? - Beni bütün dünya alkışlasa da, damarlarımda Yunan kanı var, bunu kimse değiştiremez” Müzik otoritelerinin ve opera tutkunlarının “yüzyılın sesi” kabul ettiği Maria Callas beni sadece sesiyle değil düş kırıklıklarıyla dolu yaşamıyla da çok etkiledi. Yunan göçmeni anne babası onu New-York’ta dünyaya getirmiş ama  sevgiden uzak büyütmüşlerdi. Gözleri burnunun ucunu göremeyecek kadar bozuk, ileri miyoptu! Aşırı kiloluydu. Bu durum Maria’nın akranlarından uzaklaşmasına yol açmış, annesinin 8 yaşında piyano ve şan derslerine başlatması küçük kızın tek tesellisi olmuştu. Annesi, Maria’nın eczacı babasını Manhattan’da  terk edip, kızkardeşini de alıp Atina’ya yerleşmiş, Maria Anna Cecilia Sofia Kalogropoulos ismi değişip Maria Callas’a dönüşmüştü. Bundan böyle hedef, yetenekli  küçük kızın ileri şan eğitimliydi. Ancak...