Piticik , sen ne zaman büyüdün de “iki ” yaşına geliverdin bakiim? Oysa dün gibi aklımda, annenle babanın bize “ bebek geliyo r” müjdesi verdiği günler… Sen annenin karnında mışıl mışıl uyurken üçümüz Bodrum ’da denize girmiş de, paparazziye bile yakalanmıştık. Hele, İstanbul ’da yaşama gözünü açtığın o 16 Ağustos 2019 günü nasıl da heyecanlıydık. Pespembe gülümsemenle minik yatağına koyuverdiler seni de, hepimiz sevinç gözyaşlarına boğulduk… Yaşamımıza mucize gibi girdin. Sonra günler, aylar geçti, birlikte ne hoş, nasıl sevgi dolu zamanlar geçirdik di mi? Sen “babaanne” diyemiyordun da “ nunu ” ismini takmıştın bana, plajdaki kocaman şezlongda neşeyle zıplayıp dururken “pis sinek ” (*) şarkısını çaldırıyordun. Kumsaldaki kedileri, “kopak”ları (Enecan Ablan köpeklere böyle diyordu!) sarılıp sarılıp öpüyordun, ne çok sevdik seni, bağrımıza sıkıca bastık. Dilerim yaşamın hep aydınlıklar, mutluluklarla geçsin Leyloş , gölgeler karanlıkl...
Mürekkep kokan sayfalarda şimdilerde bize yer yokmuş, eh, ne yapalım? Açılsın bari hayali sayfalar... Oysa onlara yazmak tıpkı suya yazmak gibidir. Kayboluverir gider.