Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kara Kutu

    Son zamanlarda tatsız tuzsuz işlerle uğraştım, arada keyifli anlar da oldu, ama genelde tatsızdı yaşananlar. Soruyorum size;  -Türkiye’de gazetecinin normal yaşam sürdürmesi mümkün müdür? -Yok canım, ne mümkün… -Meclisteki kavgadan mı söz ediyorsun?  Diye sormayın, o kadar çok tatsızlık yaşandı ki hangi birini sayayım? Ama eğer sizler, “Neyse ki, hepsi kayda geçti, ileride okuyanlar bugünlerde neler yaşadığımızı görecekler, belki bazıları kendilerinden utanır” diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. -Neden mi? Türkiyenin toplumsal hafızası bir bir yok ediliyor da ondan. Örneğin, beyefendinin oğlunun şirketinin vergi kaçırdığından tutun, arkadaşlarının usulsüz aldıkları ihalelere, eski avukatının karıştığı olaylara kadar “ cısss ” dedirten haberlerin tamamı, taciz ettikleri genç kızın intiharından sorumlu olsalar da iyi halden yırtan tecavüzcüler, rüşvetçiler, kara para yıkayarak milyarder olanların haberleri filan  “sulh ceza veya asliye ceza ...

“Asker Gözü” ile Dünya ve Türkiye… Emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk: “Bir devlet krizi yaşanıyor”

Çevresinde pek çok sıcak çatışma yaşanan Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi, ekonomik ve sosyal duruma “asker gözüyle ” nasıl bakılabilir diye merak edip, ülkede ve yurtdışında önemli görevlerde bulunmuş olan emekli tuğgeneral Haldun Solmaztürk’ün görüşlerine başvurduk, “Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın dediği gibi 3. Dünya Savaşı kapımızda olabilir mi?” Diye sorduk, Solmaztürk,“Çay kahve sohbetlerinde belki bunlar söylenebilir  ama Dışişleri Bakanı söyleyince ciddiye alınıyor, oysa bana göre  kesinlikle böyle bir risk yok, kendisi de bunu neye dayanarak söylediğini açıklamadı” dedi.  Solmaztürk, “ İpini koparan geldi” diye nitelediği milyonlarca insanın, elini kolunu sallayarak Türkiye’ye girişini ise “ hükümetin içerde islamlaştırma dışarıda ümmetçilik zihniyeti ”ne bağlayarak şunları söyledi: “Bu sabah TV altyazılarında farkettim, İçişleri Bakanının adresine kayıtlı dört kişi varmış, elinde listeyle kapıya giden bekçiyi de gözaltına almışlar, komedi gibi, ben de ç...

PORTRELER Rauf Denktaş

-Devlet Adamı diyebilmek için  bir siyasetçinin kaç fırın ekmek yemesi gerekir sizce? Bu sorunun yanıtını ben de bilmiyorum ama Rauf Denktaş (*) o adamlardan, hem de onların en önde gidenlerinden biriydi… Ne demek istediğimi  sıcak bir olayla kıyaslayarak anlatayım…  Aslında devlet adamlığından  çok “showman ”liğe yakışan eski ABD başkanına yönelik suikast girişimini hepimiz saniye saniye izledik. Kulağını sıyıran kurşun sonrası, Gizli Servis elemanlarının koruması altında kürsüden indirilirken Donald Trump’ın söylediklerini duydunuz değil mi: -Fight fight fight… (Kavga-dövüş-savaş)  Sıkılı dudaklarının arasından tıslar gibi  çıkıyordu sözler, kanlı yüzünde nasıl bir nefret ifadesi vardı… ——Referandum gecesi—— Aklım yıllar öncesine gitti. BM Genel Sekreteri Kofi Annan dahil, Avrupa’sıyla ABD’siyle 7 düvel bir araya gelmiş, Türkiye’deki AKP iktidarını da kafaya almış, KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş’ı devirme çabasına girişmişti; -Kullandıkları silah neydi? ...