Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Bize söylenen yalanlar

Geçenlerde Ankara’dan bir Amerikalı gazeteci geçti, Susan Greene… Washington DC’de ve ABD’nin farklı eyaletlerinde önemli haberlere imza atan, pek çok ödüle değer bulunan hatta Pulitzer ödülüne aday gösterilen Greene, Gazeteciler Cemiyetinde de bir söyleşiye katıldı.(*) Greene, genç gazetecilere “araştırmacı gazetecilik” üzerindeki deneyimlerini ve mesleğin geleceği hakkındaki  fikirlerini aktarırken ben de aklımı yıllardır kurcalayan soruyu yönelttim: -Amerikan Basını sizce uluslararası krizlerde, savaşlar sırasında tarafsız davranabiliyor mu? Saddam Hüseyin döneminde “Irak’ta kimyasal silah var” iddiasıyla ülke yakılıp yıkıldı, Saddam öldürüldü, sonradan -kimyasal silah meğer yokmuş- denildi, hatta dönemin Genelkurmay başkanı Colin Powell bile kalktı “bize yalan söylendi” dedi. Amerikan basınının tutumu sizce doğru muydu? Greene sanki pek hoşnut olmadı bu sorudan, -ya da başını sallayışından yüz ifadesinden ben böyle anladım-, şunu söyledi: -Körfez savaşında bütün Amerik...

MÜJDEMİ İSTERİM

  Sabah kalktık, aklımıza ilk düşen: - Bugün acaba ne yapsak? Dolapta bir kaç patlıcan var, imambayıldı mı yapsak? Karnıyarık mı pişirsek? Ben ezelden beri “ etçi ” değil “ sebzeci ” olduğum için, imambayıldıdan yana koydum tercihimi… Patlıcanlar şerit şerit, pijama misali soyuldu, tuzlu suya konuldu… - Ayol çizgili pijama giyen mi kaldı? Gençlere tarifi böyle verirsen kimse bir şey  anlamaz… -Aaaa haklısın, eskiden Pazar günleri sepetimiz kolumuzda pikniğe Atatürk Orman Çiftliğine giderdik, babam memuriyet alışkanlığı ile o gün bile tiril tiril giyinirdi… Oysa etrafta çizgili pijama giymiş, basıla basıla topuğu ezilmiş tokyo-terlikli adamlar çok olurdu… Boşver yahu, iyi ki de kalkmış çizgili pijama muhabbeti… - Yahu   sen ne diyorsun? Çizgili pijama iyi ki kalktı diye seviniyorsun da  Atatürk Orman Çiftliğine artık gidemediğine  üzülmüyor musun? Keşke Atamızın armağanı çiftlik yerinde dursaydı da etraf pijamalı, ezik tokyolu adamlardan geçilmeseydi…...

Sözde soykırım mı? Medz Yeğern mi? Sözcükler yaşamdan daha mı değerli?

Bizim meslekte bence büyük bir şanssızlık, kimi önemli projelerin gerçekleşmesini asla görememektir… Toplantılara katılırsınız, demeçler verilir, anlaşmalar imzalanır, yapılan röportajlar sayfalara sığmaz ama bütün bu kayıtlara bir daha dokunulmaz, hepsi tozlanır tarihe karışır, yıllarca üzerinde konuşulan, plan yapılan, adım atılan hayaller hiçbir zaman gerçekleşmez. Türk-Ermeni devletlerinin yakınlaşması, kadim halklar arasında yüzyıllardır var olan dostluğun, işbirliğinin politik engellerden kurtarılması üzerinde bugüne değin ne çok konuşulmuştur öyle değil mi?  Ama  24 Nisanlar gelir, dostluk söylemleri rafa kaldırılır, sözcükler çatışması başlar:  -Ermenilerin başına gelen “ sözde soykırım” mıydı? “ Medz yeğern (*) miydi ?”  Bu sözcükler konuşulur durur, çözümler üzerindeyse bir arpa boyu yol bile alınamaz. Atatürk’ün bir asır önce,  24 Nisan 1920 günü TBMM’yi açarken yaptığı konuşmada kullandığı “fazahat ” (utanılacak işler) sözcüğünü bile so...

Erdoğan demokrasi tramvayından indi mi?

AKP’yi ilk terkedenlerden Abdullatif Şener “neye, niye itiraz etti?” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ yıllardır kadınların desteğini fazlasıyla gördüğü iktidarında, son dönemde neden kadın karşıtı uygulamalara yer açtı? ” İstanbul Sözleşmesini bir gecede yürürlükten kaldırması yetmiyormuş gibi, kadın haklarını koruyan yasalara karşı çıkan Hüda-Par’ı, Yeniden Refah Partisi’ni Cumhur İttifakına buyur edişi ne anlama geliyor?  Yoksa Erdoğan’ın yıllar önce söylediği “demokrasi bizim için araçtır, gerekirse bu tramvaydan ineriz” şeklindeki sözler şimdi gerçekleşiyor mu?  —-Neye niye itiraz etti—- “Milli görüşün aydınlık yüzü ” kabul edilen Abdullatif Şener, AKP’yi ilk terkedenlerden…  AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan ile ters düşerek bıraktığı AKP yönetimi ile yıllarca sürdürdüğü siyasi mücadeleyi, “Neye, Kime İtiraz ettim” başlıklı kitabında anlatıyor. Şener’in bana da imzaladığı kitabı bir gecede okudum ve uykum kaçtı…  21 yıldır “ kesintisiz süren” AKP icraatının...

Bağıra Bağıra Gelen Asrın Katliamı: Kahramanmaraş Depremi

  BORA KUTLUHAN tarafından hazırlanan rapor: Bu çalışma; göz göre göre, bilinmesine rağmen “mış” gibi alınan önlemlerle göz boyayarak, 50 Binden fazla insanın bir dakika içinde ölümüne göz yumanlara bir isyan, sadece hayatını kaybedenlere değil, hasbelkader hayatta kalan fakat tüm hayat bağlarını, evini barkını, ailesini, işini aşını kaybeden insanlara bir borç bir özür olarak 16 Şubat-29 Mart 2023 tarihleri arasında yapılmıştır. Bu çalışmama görüşleri, ilaveleri ve düzeltmeleri ile katkıda bulunan arkadaşlarım; Korg. (E) Eyüp KAPTAN, Tüma. (E) Mesut ÖZEL, Hv. P. Alb. (E) Cevdet YILDIRIM’a katkılarından dolayı teşekkür ederim. BÖLÜMLER: 1. Giriş 2. Devlet 3. Ülkemizin Deprem Riski Yönünden Durumu 4. AFAD 5. Deprem Öldürmez Bina Öldürür 6. 99 Gölcük Depremi Sonrasında TSK’ndeki Çalışmalar 7. Doğu Anadolu Fay Hattının Önceden Bilinmesi 8. Kahramanmaraş Pazarcık Depremi 6 Şubat, 04.17 9. Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Deprem Sonrası Yardım Faaliyetlerine Katkısı 10. Hasar ve Kayıpla...