Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Hep bu Ayşegül yüzünden…

Paris ’lerde yaşayan arkadaşımı çok özlemiştim, neyse ki Eylül ayında gelmişti, iki gün görüp döneyim dedim, kalktım İzmir’e gittim, buluştuk, İpek ’le Togan da bize eklenince “muhteşem dörtlü” olduk, dedi ki: -Ankara’ya dönüp n’apacaksın, dönme bize takıl… Ben zaten dünden razı, “tamam” dedim, yollara düştük, ver elini Çeşme, Foça, Cunda Adası, Ayvalık, Bodrum… Yollar boyu konuştuk, gülüştük, dertleştik, eski dostlarımızla, akrabalarla buluştuk, bi sohbet bi sohbet… Derken veda vakti geldi, bi burukluk, bi yalnızlık, bi terkedilmişlik duygusu…  Benim bu kardeşten ileri arkadaşımın özelliğidir, kati surette laf dinlemez, asla eli boş gelmez, bana da “ tam zevkime göre, hem de üstüme tıpa tıp uyan ” (nasıl beceriyorsa!)  bir pantolon getirmiş sağolsun…  Güzelim seyahatimizin anıları aklımda, Ankara ’ya dönünce, “ taaa Paris’lerden gelen son moda” pantolonumun paçasını biraz kısalttırmak için, terziye götürdüm… Götürüş o götürüş… Unuttuuuum, gitti! Aradan g...

Ayşe Hanımın becerisi

Sabahın erken saatinde yollara düştüm, istikamet İstanbul… -Yahu son günlerde amma çok seyahat ettin, hem de karayoluyla, sıkılmıyor musun? Diye soracak olursanız, “tam tersine, heyecan dolu, hem de çok eğlenceli bir yolculuk geçiriyorum ” diye yanıt vereyim ve sizlerle de heyecanımı hemen paylaşayım…  “Pandora Papers” (*)  belgelerini inceliyorum… Hani 117 ülkeden 600 gazeteci, 12 milyon belgeyi, tam 2 yıldır inceliyordu ya… Dile kolay 12 milyon belge! Türk basını yine işin içinde yoksa da, Türkiye’den iki değerli isim (Pelin Ünker, Serdar Vardar)  bu kapsamlı çabanın içinde yer aldı ve “Pandora Papers” diye anılan belgeler  sonunda tasnif edilip, gün ışığına çıkarıldı.  - “Ortaya ne çıktı?” Diye soruyorsunuz…  Hangi birini anlatayım? Örneğin, 90 ülkeden 330 siyasi liderin gizli servetleri, Avrupa’daki çeşitli ülkelerde edindikleri milyarlık mülkler ortaya çıktı, inanılmaz rakamları bulan bu varlıkları gizlemek için bu siyasilerin kurdurdu...

İstanbul’da başıma gelenler!

İstanbul’ un en  kalabalık caddesinde ( Büyükdere ), üstelik de günün en civcivli zamanında, farkına bile varmadan cüzdan kaybetseniz, dakikalar sonra “ altın kalpli insanlar ” tarafından bulunan cüzdan size teslim edilse “ bu ne şans ?” Demez misiniz? Dün başıma gelen olayı sizinle paylaşayım:  24 saatliğine İstanbul ’a gitmiştim, bir yakınımın cenaze törenine katılacak, ardından meslektaşlarımla  buluşacaktım. Cenaze töreni Büyükdere Caddesindeki camide, davetli olduğum yer ise 1.5 km ötedeydi. Akşamüstü adeta kilitlenen trafikte ne taksi bulmak mümkündü, ne de bulsam bile kim bilir oraya kaç saatte varacaktım? Yürüyerek gitmek en mantıklısıydı, elimde telefon, verilen adresi arıyordum, 15 dakika sonra telefonum çaldı: - Nursun Hanım? -Benim? -İsmim Uğur Derviş , cüzdanınızı kaybettiniz sanırım, kızımla birlikte bulduk, siz neredeyseniz getirelim… Tam deyimiyle şok geçirdim, çünkü henüz, cüzdanımı düşürdüğümden haberim bile yoktu, telefonumdaki sistemle adre...

Yahşi’deki İslami Külliye ve çocuklarımız

Bodrum ’un “ en güzel plajları ”nın yer aldığı Yahşi Sahilinde devam eden İslami Külliye inşaatını  başından bu yana yakından izledik. Önceleri “ küçük bir mescid !” diye başlanan, sonra “dev! binalara dönüşen yapılar grubu” ,  Bodrum halkının yasal yollarla itirazlarına ve protestolarına rağmen bitmek üzere.  İnşaat yasağının devam ettiği günlerde bile, hatta yaz boyunca beton pompası sahilde “harıl harıl ” çalışıp, resmi adıyla “ İslam Tanıtım Merkezi ” (*) olarak bilinen külliyeyi tamamlama telaşındaydı…  “Tanıtım Merkezi” deyince insanın aklına ne geliyor?   -Yöre insanı İslamiyet üzerine hiçbir şey bilmiyormuş da onlara mı tanıtılacakmış İslam? -Yoksa başka ülkelerden gelen turistlere, şu hiç bilmedikleri İslam, denize girip güneşlenmeye ara verdikleri sırada külliyede mi öğretilecekmiş? Başka ne gibi bir nedenle böyle bir merkezi “ kumsalda” inşa ederler diye düşünmez misiniz? Bugün plajda güneşlenip, tam karşımda çalışan beton pompasını izlerk...

Laikliğin ipine sarılalım

  Ş imdilerde  çı kan  “ iktidar cephesi kaynakl ı ”   tart ış malara bir bakar m ı s ı n ı z?  “ Laiklik ile  ilgili maddeler Anayasadan  çı kar ı ls ı n ” m ış , yoksa bu  ü lkede m ü sl ü manlar daha   “ çooooook  eziyet ”   g ö r ü rm üş…   - Pardon, ne eziyeti g ö rd ü n ü z?   Diye bir soral ı m de ğ il mi?   -Kad ı n ı n erkekle e ş it e ğ itim hakk ı - İş  ya ş am ı nda erkekle ayn ı  f ı rsata sahip olu ş u, -Siyasette ka ğı t  ü zerinde bile olsa! aktif varl ığı , -Medeni yasada g ü vence alt ı na al ı nan, evlilikteki haklar ı -Erke ğ in gerisine d üş meyen miras hakk ı  m ı d ı r size eziyet eden?   Diye sormayal ı m m ı ?   Ey sevgili kad ı nlar!    Bunlar ı  sormazsan ı z sizi elinizdeki haklar ı  yitirmekten kim koruyacak?   Ç ocuk ya ş ta, do ğ ru d ü r ü st e ğ itim alman ı za bile kar şı çı karak, hatta  “ imam nikah ı  da olsa olur ” ...