Virginia Woolf ’un kadınlara unutulmaz tavsiyesidir : “Kendine ait bir odan ve biraz paran olmalı” Aslında Woolf bunu “yazmak isteyen ” kadınlar için söylemişti ama “gezmek isteyen kadınlar ” da yok muydu? Bal gibi vardı, bunlardan biri de bendim. Gazetecilik yaşamı, “işini hakkıyla yapmak isteyen biri için ” bunaltıcıdır. Ne gecesi vardır ne gündüzü. Hele bizimki gibi asla şeffaf olmayan ülkelerde eziyettir. Bilgi alabilmek için debelenir durursun, çünkü “ bilgi aslanın ağzındadır .” Kuşkular, tehditler, yasaklar ve Demokles’ in kılıcı gibi sallanan cezalarla donatılmış bir Şark Toplumu nda (!) bu normal değil midir? Gölgesinden korkar herkes... Eh, haydi bunu başardın diyelim, zamanla yarıştığın engelli koşunun sonunda bakarsın haberin yayınlanmıştır da, nedir eline geçen? O sayfayı gördüğün anda engel olamadığın bir tebessüm, hızla çarpan bir kalp, bir kaç tebrik telefonu... O kadar... Bununla kalsa iyi. Kime dokunduysa haber, tehditler başlar hemen. Yalanlam...
Mürekkep kokan sayfalarda şimdilerde bize yer yokmuş, eh, ne yapalım? Açılsın bari hayali sayfalar... Oysa onlara yazmak tıpkı suya yazmak gibidir. Kayboluverir gider.