Ana içeriğe atla

EVLİLİKTE İDEAL YAŞ FARKI

 



Kitaplıkla ilgili düzenleme uğraşım devam ediyor, ancak her geçen gün işler daha da Arap Saçına dönüyor. E, kolay değil geride kalan 30 yıllık gazetecilik yaşamımızın notları, belgeleri, ses kayıtları, fotoğrafları derken,  “o anlar” beni içine çekiyor, yaşanmışlıklara kapılıp gidiyorum. 


İşte bir anı... 12 Eylül Harekatı sonrasında feshedilmiş hükümetin eski Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil ile konuşuyoruz. Bir ara soruyor:


-Evli misiniz Nursun Hanım?

-Hayır efendim, henüz değil ama yakında evleneceğim.


Hemen nişanlımla yaş farkımızı soruyor ve diyor ki:


-Bakın küçük hanım, erkekle kadın arasındaki yaş farkı ideal evlilikte 7 olarak hesaplanır. Ama benim buna küçük bir ilavem olacak. O da şu... Erkekle kadın arasındaki ideal yaş farkı, erkeğin yaşının yarısına 7 ilavesiyle bulunur. 


Şöyle bir düşünüyorum, “Eh, bizim Feyzan’la yaş farkımız gayet uygun...” gülümsüyorum. Çağlayangil, “Çok memnun oldum, demek ki birbirinize  uygun bir çiftsiniz. Şimdiden tebrik ederim. “ diyor ve bıyık altından gülerek devam ediyor:


-Yalnız bu hesabı ileriki yıllarda da yapmak lazım... Ne de olsa hayat durağan değil, sürekli değişiyor.


O gün Çağlayangil’le gündemdeki bir siyasi meseleyi konuşmak için 

görüşmüştüm, fakat salonun duvarlarını süsleyen dev goblen tablolar dikkatimi çekti:





-Efendim ne kadar güzel tablolar bunlar


Diyecek oldum, şunu söyledi:


-Aman Firuzende Hanım duymasın da, çok sıkılıyorum şu kalabalık duvarlara baktıkça... Baksana, hanımın goblenlerinden boş yer kalmamış. Bir ara karşımızdaki daire boşalmıştı, hanıma dedim ki, kiralayalım da ben çalışma ofisi olarak kullanayım, ne dersin? Hem gelip gidenlerim çok oluyor, seni de rahatsız etmemiş oluruz.


Hanım ne dese beğenirsin?


-Ah ne güzel olur. Sandıklarda beklettiğim diğer goblenlerimi çıkartır çerçeveletir onları da oradaki boş duvarlara asarım.


Çağlayangil, bunu duyunca hemen vazgeçmiş o daireyi tutmaktan. 


Evden ayrıldıktan sonra gidip bandı deşifre edip haberimi yazdım ama bir yandan da aklımı, Çağlayangil’in “evlilikte yaş formülü” kurcalıyor, bunu Feyzan’a anlattığımda baktım gülüyor. Sonra ben de kafamda bir hesap yaptım ki, yaş olayı yıllar geçtikçe nedense (!) hep kadının aleyhine dönüyor... İşte buyurun, bu formüle göre bir kaç hesap:


Erkek 20 ise 20/2=10 artı 7 Kadın 17 olmalı.

Erkek 30 ise 30/2=15 artı 7 Kadın 22 olmalı.

Erkek 50 ise 50/2=25 artı 7 Kadın 32 olmalı.

Erkek 80 ise 80/2=40 artı 7 Kadın 47 olmalı.


Aaaaaa, bu nasıl hesap yahu? Buna göre erkek her 10 yılda bir karısını bırakıp genç bir kadın bulacak... 


-İtiraz ediyorummmmmm.


Peki dostlar, söyleyin bakalım, sizde hesap nasıl?


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KONGRE TUFANI (1) Nazmi Bilgin: “32 yıl yetmedi”

Gazeteciler Cemiyetinde bir kongre geride bırakıldı, “ 32 yıl yetmedi, devam” diyen Başkan Nazmi Bilgi n yeniden seçildi.  Ancak başta OY’unu Beyaz Sayfa Kadro Hareketi için kullanan 295 değerli meslektaşımız olmak üzere aslında Cemiyetin yeni yönetim kuruluna ve  tüm üyelerine  olan sorumluluğumuz gereği, söylenecek çok şey var.  Bugünden itibaren bunları bir bir paylaşacağım:  1-32 (OTUZ İKİ) yıllık Başkan Nazmi Bilgin, benim bulunduğum her toplantıda “ Bu benim son dönemim, bir daha aday olmayacağım ” diyordu, Vakıf Senedi’nin mahkeme tarafından reddedilmesi üzerine haykırarak, “ Ben bu Vakıf Kuruluncaya kadar başkanlığa aday olacağım ” demedi mi?  Gazeteciler Cemiyetinin her türlü menkul ve gayrimenkul varlığının, üyelikleri ölünceye kadar sürecek 16 kişilik mütevelli heyete geçmesinden muradı neydi acaba da başkanlık koltuğunu terk etmemekte bu kadar ısrarcı oldu? Bu durumu sizlerin yorumuna bırakıyorum.  2- Yüzlerce üyesi olan bir Gazet...

Basın Meslek Örgütü Sansür Uygular mı?

Basın meslek örgütü sansür uygular mı? Gazetecilik camiasında son günlerde bir tartışma sürüyor, ortadaki soru şu: -Sansürle mücadele etmek için kurulmuş bir basın meslek örgütü, kendi üyelerinin paylaşımına sansür uygular mı? Sözü hiç dolandırmadan, geçen hafta yaşanan bu olayı direkt anlatalım: Gazeteciler Cemiyetinden bir grup üye, 33 yıldır başkanlık görevini sürdüren yönetime eleştirilerini bir yazılı bildiriyle ortaya koydu:   -E, sonra? Sonra kıyamet koptu… Gazeteciler Cemiyeti adına “ görevlendirilen” bazı isimler, pek çok web sitesinde yer alan bu bildirideki iddiaları yanıtlamak yerine, tek tek web sitelerinin yöneticilerini arayarak sansür ettirme çabasına giriştiler. Bazılarında başarılı oldular, bazıları ise bu “ basın özgürlüğüne ihanet ” sayılan girişimi reddetti.  -Nasıl yapabilmişler bunu? -Kimilerine bazı vaadlerde bulunmuşlar, kimilerine - tüzüğün falanca maddesini işletir, sizi üyelikten atarız - demişler. -Ne vaadiymiş o? -O bildiriyi ...

KONGRE TUFANI (2) Alo 198’e sormuş!

  Gazeteciler Cemiyetinde yaklaşan kongre için, adaylığım üzerinde ısrarlar yoğunlaşınca epey düşündüm: -Kırk yıl emek verdiğim gazetecilik mesleği bana artık bir örgüt sorumluluğu yüklemiyor muydu?  -Gazeteciler Cemiyetinde yürüttüğüm çalışma sırasında gözlemlediğim ciddi yanlışlar için çaba göstermek gerekmez miydi? -Biz başımızdakileri, “ koltuğa yirmi üç yıldır yapıştınız, denetimden kaçtınız, adaletsiz davrandınız ” diye eleştirirken, “ tam otuz iki yıldır başımızda durmakta ısrar eden, denetime, adalete, eşitliğe kapalı yol yürüyen ” yöneticilere ne diyecektik? Uzun uzun düşündükten sonra kararımı verdim ve adaylığımı açıkladım. İstifa ettiğim gün başkan beni telefonla arayıp, dedi ki: - Nursun ben zaten senin ayrılacağını tahmin ediyordum. Belki de adaylık düşünüyorsun, e tabii, demokratik hakkındır. Bu sözler kulağımda çınlarken, elimde “ Cemiyetin aday listesini talep eden dilekçemle ” yola çıktım, Üsküp Caddesi 35 numaradaki cemiyetin bahçesinden içeri ...