Büyük deprem sadece 10 kenti değil, tüm ulusu mahvetti, ama ne var ki “ateş sadece yine düştüğü yeri yaktı…” Hem de öyle bir yaktı ki, yeniden toparlanıp ayağa kalkmak sadece depremzedeler için değil hepimiz için çok zor olacak. Asla unutmayacağımız bu acıyı şu anda hep birlikte yaşıyoruz, içtiğimiz sudan, başımızı koyduğumuz yastıktan, üstümüze çektiğimiz yorgandan bile utanıyoruz. Gülümsemek şurada dursun, geleceğe dair umut beslemek artık çok zor, hatta imkansız. B eynimizde s ürekli çınlayan soru şu: -Depreme nasıl oldu da böyle hazırlıksız yakalandık ? B u felaketin geleceğini bile bile nasıl gafil avlandık? Peki bu soruyu biz kendimize sora sora nereye varabiliriz? “ Yapabileceğimiz ne vardı da yapmadık ? ” sorusunun muhatabı biz miyiz? Yoksa başımızdakiler mi? Ama başımızdakiler “ kader planı” diyorsa, Cumhurbaşkanlığının R esmi S itesinde vatandaşın, Erdoğan’...
Mürekkep kokan sayfalarda şimdilerde bize yer yokmuş, eh, ne yapalım? Açılsın bari hayali sayfalar... Oysa onlara yazmak tıpkı suya yazmak gibidir. Kayboluverir gider.