Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Çarıklı Diplomat

Vahit Özdemir ’in “Çarıklı Diplomat” kitabını bir kaç haftadır elimden düşürmedim, gittiğim heryere götürdüm, hatta başucu kitabı bile yaptım. Okuma maratonum bugün sonlandı, kitabımın kapağını kapatırken şunu düşündüm: -Siyasetle ilgilenen, ülke yönetimine dair söz söyleyen, ya da en azından kafa yoran herkes,  özellikle de bürokrasinin ve diplomasinin işleyişini merak edenler bu kitabı mutlaka alıp okumalı… Bakmayın 526 sayfa olduğuna kitabın.  Özlem Pekcan “ nehir söyleşisi ”nı son derece akıcı bir dille kaleme almış, doğrusu Vahit Özdemir de en küçük detayları bile atlamadan, yetimhanede başlayıp, Fransa’da öğrencilikle devam eden yaşamını, diplomat olarak Dışişleri Bakanlığında geçen yıllarını öylesine içtenlikle anlatmış ki, sayfaları keyifle çeviriyorsunuz.  “ Aaa, meğer politikacıların yaşamında, devletin işleyişinde, neler oluyormu ş” dedirten kitap, çok hoş vakit geçirtiyor. Okurken ilginç bulduğum kimi anekdotlarla size kitabı biraz anlatsam mı?  Ne...

Külliye’ye içerden bakış: Erdoğan’a: “Sistem yürümedi, Türkiye’yi seçime götürmeli”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın  “Başdanışmanı” olarak Beştepe’de    7 yıl süreyle  görev yapan İlnur Çevik’le konuştuk. “ Bu sistem yürümedi ” diyen Çevik durumu, “Erdoğan’ın en kısa zamanda Türkiye’yi seçime götürüp sistemi rayına oturtması şart, eğer torunlarını şu kadarcık! bile seviyorsa bunu yapmalı, aksi halde eyvah! ” diye özetliyor.  DEM Parti ile yürütülen “çözüm süreci” için, ortada bir plan taslağı bulunmadığını savunan Çevik’e göre, her zamanki “Kervan Yolda Düzülür” mantığı yine ağır basıyor. …Acaba Külliye’de çalışma sistemi nasıl? Cumhurbaşkanı gündemini nasıl belirliyor? Yüksek İstişare Kurulu diye bir kurul var, orada ve  pek çok kişinin üye olarak yer aldığı diğer kurullarda neler görüşülüyor? Erdoğan, Atatürk ismini neden diline almak istemiyor?Beştepe’nin bodrumunda gerçekten tam teşekküllü bir hastane var mı?…  Gibi pek çok soru aklımı kurcalıyordu, “ İlnur Çevik nasılsa görevi bıraktı, artık belki konuşur ” diye düşün...

Siyasilerin serveti tartışılabilir mi?

  “ T24 ’ün  “ 2025 Yıllığı ” (*) gördünüz mü? Keşke alıp okuyabilseniz.  Hazine bulmuşcasına sevinerek gözden geçirirken, yıllıkta ilk gözüme çarpan, Umur Talu ’nun “Bugün Manşet: Gizli Servet” başlıklı yazısı oldu.  Umur Talu’yu yazılarından tanıdım, meslekteki duruşuna hep saygı duydum, yazık ki bugüne değin hiç karşılaşmadık, oysa aynı dönemde gazetecilik yaptık, o İstanbul’da ben Ankara’da.  Dönemin Başbakanı Tansu Çiller ’in ABD’deki “ gizli serveti ”ni çok sevdiğim meslektaşım, Turan Yavuz ’un  ortaya çıkardığını, Milliyet ’in Türkiye’yi sarsan bu haberi manşete taşıyışının gündemi değiştirdiğini biliyordum ama meğerse işin mutfağında bilmediğimiz pek çok olay da yaşanmış.  Umur Talu, manşetin yer alacağı birinci sayfayı hazırlarken, öncelikle “ patron katından ” ve “ sızma ” olasılığına karşı Milliyet’teki herkesten gizlemiş. Dönemin Emniyet Müdürü akşam adam gönderip gazeteyi isteyince daha yumuşak tutulan ilk baskı gönderilmiş. Milliyet...