Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Dediğim dedikçi babaanne! Halide Edib

Topluma mal olmuş isimlerin “sade birer insan gibi ” sürdürdükleri yaşamlarını merak edip, sorgulamaz mısınız? Sayısız kitaba, makaleye imza atmış, savaşların, sürgünlerin acısını yaşamış, konferansların kongrelerin yıldızı olmuş, kocası tarafından aldatılma eziyetini yaşamış, Mustafa Kemal Atatürk’le görüş ayrılığına düşüp siyasi çevrelerden dışlanmış bir kadın yazar için şu sorular aklınızdan geçmez mi mesela? -Babaanne olarak şefkatli miydi? Torununu elinden tutup okula yazdırırken 5 lira verip dolmakalem almak varken, neden onu ille de hokka-divit kullanmaya mecbur etti? -Kendisinden 17 yaş büyük kocası tarafından aldatıldığını, üstelik Zeki Beyin o kadını da nikahına almak istediğini  öğrenmek ona nasıl bir azap yaşattı? Yüreğindeki acıyı hangi romanlarına döktü? -Onu mandacı diye yaftalamak isteyenlere, hatta Mustafa Kemal’e ve arkadaşlarına  karşı nasıl bir direniş gösterdi? Buna benzer o kadar çok soru vardı ki aklımda… İlk kez sinemaya uyarlanmış “ Sinekli Ba...

Savcılık kadın fıtratına uygun işlerden midir?

  “Ispartanın Gelini ” olarak hemşerileri tarafından haklı bir gururla anılan Türkiye’nin ilk başörtülü başsavcısı Tuba Ersöz Ünver ile ilgili sosyal medyada dolaşan bir paylaşım var. Kadın başsavcının Gümüşhane’de, makamında çekilmiş bir fotoğrafının altına “ Rabbime şükürler olsun” diye yazdığına değinilerek, Kur’an hükümlerine bağlı kalsa görev yapamayacağı, evinden dışarı adım bile atamayacağı ima ediliyor. Kur’an-ı Kerim’in Diyanet İşleri Başkanlığının sitesinde yer alan kadınlara ilişkin hükümlerine bakarak olasılıkları değerlendirelim mi? Diyelim ki savcımızın karşısına bir borç alacak meselesi geldi. Örneğin Seçil Erzan’ın dolandırdığı iddia edilen futbolcular sözkonusu. Savcımız soruşturma yaparken tanıkları nasıl belirleyecek? Bakara 282: “Ey iman edenler!  ….Erkeklerinizden iki şahidi de tanık tutun. Şahitler iki erkek olmazlarsa, rıza göstereceğiniz şahitlerden bir erkekle -biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki de kadın olsunlar…” +++++++ D...

Can Pulak’a onur ödülü

Gazeteciler Cemiyetinin “onur ödülü” (*) bu yıl değerli gazeteci, meslek büyüğümüz sevgili Can Pulak’a veriliyor, şimdiden kutluyorum. Doğrusu Can Pulak’la ilgili o kadar “mutluluk ve sevgi dolu” anekdotlar var ki aklımda, paylaşmasam olmaz… Bir yılbaşı arefesinde kapımız çalındı, baktık kargodan kocaman bir sandık gelmiş, heyecanla açtık, tepeleme mandalina var içinde. Harika, hem de ünlü “Bodrum Mandalinası. ” Bir de kart iliştirmiş Can Pulak, “En iyi dileklerimle yeni yılınızı kutluyorum” diyor.  Biraz şaşırıyorum ama durur muyuz? Hemen birer mandalinanın kabuğunu soyup ağzımıza atıyoruz, enfes rayihayla mest olmuşken elimdeki kartın arkasını çevirip bakıyorum ki, aslında farklı bir isme gönderilmiş mandalinalar, yani nasıl olduysa - belki de sekreterin hatalı tutumuyla- bize gelmişler… -Tuh diyorum içimden, hemen telefona sarılıyorum: -Aloo, Can Bey? -A, Nursuncum sen misin? -Evet Can Bey, yeni yılınızı kutlamak için aradım -Canım senin de kutlu olsun - Yalnız Can...