-Haydi geçmiş olsun sevgili dostlar, büyük badireyi sonunda atlattık… -N’oldu yahu? -Canım şu içinde bulunduğumuz durumu söylüyorum, hayat pahalılığı, artan dış-iç borçlar, ülkemizin alarm veren risk durumu, yetmeyen maaşlar, boş tencereler…. Daha sayayım mı? -Yok yok sus, yine felaket tellallığı yapma. -Ben mi? Yoksa bunları ekonomistler mi söylüyor? -Onlar dünde kaldı cancağızım, Mehmet Şimşek Hızır gibi yetişti, kriz bitti. Mevlana’nın dediği gibi “artık yeni şeyler söylemek zamanıdır…” Baksana Türkiyenin risk primi bile mucizevi düşüş göstermedi mi? 700 lere kadar çıkmışken nasıl bıçakla kesilir gibi indi 500’e… Ayrıca enflasyon bile düştü TÜİK açıkladı ya… -İnşallah öyledir, sen -enflasyon düştü- diyenleri hala ciddiye mi alıyorsun? Gerçekleri söyleyenleri dinlesene? -Kimmiş onlar? -Mesela Mahfi Eğilmez , bir dönem hazinenin başındaydı. Dünkü yazısında...
Mürekkep kokan sayfalarda şimdilerde bize yer yokmuş, eh, ne yapalım? Açılsın bari hayali sayfalar... Oysa onlara yazmak tıpkı suya yazmak gibidir. Kayboluverir gider.