Onu kaybettiğimizde ilkokuldaydım, bana karne armağanı olan Nacar saatim hep bileğimdeydi, siyah kayışına iki delik daha açtırmıştı babam, o denli zayıftım. İnce, uzun boylu ve nedense hep takım elbiseli bir siluet olarak anımsadığım dedemin, çerçeveli fotoğrafı yıllarca evimizin duvarındaydı, şimdi ağabeyimde…
-Ne vardı ki kravatta?
Dedemin kravatında CHP’nin “altı oku” net biçimde yer alıyordu… Yani cumhuriyetçilik, inkılapçılık, laiklik, halkçılık, milliyetçilik ve devletçilik ilkeleri.
-E, ne güzel işte, ne var bunda? Bu ilkelere kim karşı çıkabilir?
-Tamam da, “siz kitabınızla çocuklara gizli gizli siyasi mesaj mı veriyorsunuz?” demezler mi?
Hemen sevgili Esra ile konuştuk, kravatı rötuşladı ve altı oku çıkardık… Tahir Dedemin o fotoğrafı hangi yıllarda çektirdiğini bilmiyordum, belki de Türkiye’nin “tek parti” yıllarıydı. Esasen bizim bütün aile hep CHP’ye oy vermişti, hatta bayramlarda ve yılbaşında annem o kimi pırıltılı, kimi sade görünümlü tebrik kartlarını hazırlarken, bana da zarflama görevi verirdi ve tebriklerden biri mutlaka İsmet İnönü’ye gönderilirdi, işin hoş yanı istisnasız her zaman İnönü’den de anneme cevabi tebrik kartı hem de “ıslak imzalı” olarak gelirdi.
Hey gidi güzel yıllar… Ne kadar mutluyduk o zamanlar.

Yorumlar
Yorum Gönder