“Hikayeniz; hikaye değil de bataklıksa eğer, hikayeniz; kimsenin bilmediği bir sırrı taşıyorsa ve canınızı yakıyorsa eğer, onu toprağa gömer, unutmaya, unutturmaya çalışırsınız. Unuttuğunuzu sanırsınız ama unutamazsınız.”
Bu cümleler, değerli dostum-meslektaşım Emine Çal’ın kitabından… Kolhis başlıklı kitabını keyifle okudum, ustalıkla kaleme alınmış, akıp giden 213 sayfa bir solukta tükendi. Kolhis, iki genç adamın karşılaşmalarını, dostluklarını, Giresun’da geçen zorlu iş yaşamlarını, aile ilişkilerini, aşklarını ve sakladıkları iki büyük sırrı anlatıyor.
Metin, Emir’le bir gece buluştukları meyhanede dertleşirken, kızkardeşiyle birlikte yetim ve öksüz kaldıkları “karanlık” geceyi anlatıyor. Metin’in yaşadıkları, aslında “kadın cinayetleri” klişesiyle artık toplumda neredeyse “kanıksanan” ama aslında mağdurlar açısından son derece yakıcı olayların bir örneği.
-O korkunç olayın sonrasında geride kalanlar neler yaşıyor?
-Çocuklar nasıl bir kadere terk ediliyor?
Metin bunları anlatıyor bize…
Kitabın başkişisi Emir’in de kimselerle paylaşamadığı bir “sırrı” var, tepesinde Demoklesin Kılıcı gibi sallanarak yaşamını yıllardır dar ediyor. Emine Çal’ın, “hikaye değil bataklık” diye adlandırdığı sır bu. Sayfalar boyunca merak ediyorsunuz o sırrı, ancak sonlarda anlıyorsunuz Emir’i yıllardır karabasanlara boğan bu sırrın ne olduğunu.
Emine, Emir’i sözcüklerle ete kemiğe büründürürken Türkiye’de yaşanan son derece ciddi bir soruna da parmak basmış, belki hepimizin zaman zaman haberlerde rast gelip duymak bile istemediğimiz yıkıcı bir soruna. Emir’in sırrını öğrendiğiniz anda, onu teselli etmek, “bu senin suçun değildi” diyerek gördüğü karabasanlardan sarsarak uyandırmak geliyor içinizden;
-Bir babanın yanlışlarından oğlu nasıl sorumlu tutulabilir?
Diye haykırmak istiyorsunuz… Kitabı okuyacaklara bu sırrı açıklamamak, merak içinde kalmalarını sağlamak doğru olur diye düşünüyorum. Evet, merak etsinler, etsinler de Türkiye’nin şu sırada boğuştuğu sorunu bir de Emir’in penceresinden irdelesinler. “Bir kereden bir şey oluyor muymuş olmuyor muymuş?” görsünler…
-Peki, kitaba ismini veren Kolhis Efsanesi nedir?
Diye soran olursa, evet ben de bunu çok merak ettim, çünkü yazık ki bu konuda hiçbir bilgim yoktu. Meğer Kolhis, Karadeniz’in bizim kimi kentlerimizi de içine alan doğu kıyılarından Rusya’nın güneyine uzanan efsaneler yurdunun Yunanca ismiymiş… Bu bölgede, söylene söylene yüzyıllardır ayakta kalan efsaneleri Emine, gençliğinde bir dönem turist rehberliği de yapmış olan Emir’in gözünden dile getiriyor. Emir, geçmişi silmek, unutmak ve unutturmak isteyen annesinin bir gecede kız kardeşiyle birlikte kendisini yaşadıkları yerden koparıp Giresun’a getirişini, Kolhis’in efsanevi tanrıçalarından birinin kahramanlıklarına benzetiyor.
(*) https://tr.wikipedia.org/wiki/Kolhis
Yorumlar
Yorum Gönder