Ana içeriğe atla

TBMM’de panik! Hasan Bitmez, “Tarihin vicdan azabından kurtulamayacaksınız”




TBMM’de yüksek yargı organlarının bütçeleri görüşüldüğü sırada Saadet Partisi adına söz alan Hasan Bitmez, Sezai Karakoç’un  şiiriyle konuşmasını bitirdiği anda fenalaşarak, kürsüden yere yığıldı. 

O anlarda ben de meclisteydim, meslektaşlarım ve İyi Partili Lütfü Türkkan’la birlikte muhalefet kulisinde, bir yandan, duvardaki ekranda izlediğim Hasan Bitmez’in  konuşmasına kulak vermeye çalışıyor, bir yandan da Lütfü Türkkan’ın anlattıklarını dinliyordum

Hasan Bitmez aslında kürsüye, sadece bütçe eleştirisi için değil  “protesto amacıyla” çıkmıştı, gösterdiği pankartta, “Katil İsrail İşbirlikçileri” sözleri okunuyordu.

Bitmez, 20 dakikalık konuşma süresi boyunca AK Parti iktidarının özellikle İsrail ile olan ilişkilerine sert eleştiriler getirdi, Ak Partililerden de bolca laf ve hakaret işitti, Sezai Karakoç’un ünlü şiirini okuyarak sözlerini tamamlarken baygınlık geçirerek yere düştü.

Aynı anlarda kuliste müthiş bir panik yaşandı, milletvekilleri, görevliler, doktorlar, genel kurul salonuna girmek için koşturdular, sonuçta Bitmez’in hastaneye götürülerek yoğun akıma alındığı, durumunun ciddi olduğu  bildirildi. 


—-Allah’ın gazabı—-


Acaba AK Partilileri “çılgına çeviren” hatta Bitmez’in bayılıp yere düşmesi sonrasında bile ,  TBMM Tutanaklarına “Ak parti sıralarından Allah’ın gazabı böye olur işte, Allah’ın gazabı böyle!” Diye geçen konuşmasında Saadet Partili milletvekili ne demişti?


“… Sayın Erdoğan Başbakan olur olmaz, ABD’ye koşup oğlunun okuduğu Harvard Kennedy School’da 5 Şubat 2004 tarihinde bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında çok önemli cümleler var. Bu cümleleri sizlere takdim edeceğim: 

-…İsrail devletinin yaşama hakkını kimsenin tehdit etmesine Türkiye razı olmayacaktır. Türkiye, ABD’nin Irak’ta başarılı olmasını samimiyetle arzu etmektedir. Şu anda yüzde 36’sı Kıbrıs’ın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yaşam alanıdır; belli bir oranda bu tür toprağı verebiliriz…-

…BOP eş başkanlığı çerçevesinde ilk hatalı adımınız ABD’yi -dost ve stratejik ortak- olarak kabul etmenizdir. Bununla birlikte, ABD’nin Irak’ı işgaline yardımcı oldunuz. 1 Mart 2003 tarihinde bu Meclise tezkere getirttiniz. Tezkere yeterli sayıya ulaşamadığı için reddedilmiş oldu ama Dışişleri Bakanlığı genelgesiyle tezkereden almayı istediğiniz yetkileri aldınız. 60 bin Amerikan askerine havaalanlarımızı, limanlarımızı ve tesislerimizi kullandırdınız, işgale ortak oldunuz. Yetmedi, genç Amerikan askerlerinin ve subaylarının ülkelerine sağ salim dönmesi için de dua ettiniz, Irak talan edildi, insanlar öldürüldü, kadınlara tecavüz edildi…

…Siyonizmin Suriye'ye diz çökertme projesine de yardımcı oldunuz. Bugün Suriyeliler perişan, yüz binlerce insan öldü, milyonlarca insan göçmen oldu Suriye de bölünme aşamasına geldi, ABD bölgeye yerleşti, terör örgütleri Suriye'de cirit atıyor. Libya desteğinizle, NATO müdahalesiyle birlikte istikrarsızlaştırıldı, Kaddafi insan onuruna yakışmayan bir şekilde öldürüldü, kardeş kardeşe kırdırılmak isteniyor… 

…Birçok konuda Amerika Birleşik Devletleriyle birlikte oldunuz…

…AK PARTİ İktidarı Allah için ne yaptı arkadaşlar? Belçika modeli ve Annan Planı diyerek bayraklaştırdığınız, Kuzey Kıbrıs’tan vazgeçme anlamına gelen federe devlete yeşil ışık yaktınız, Kıbrıs’a en büyük zararı verdiniz -Toprakların belli bir kısmını vermeyi biz garanti ederiz.- dediniz, -Askerin bir kısmını çekebiliriz.- dediniz…

…Altmış beş-yetmiş gündür Filistin’de soykırım yapıyor, Gazze'de soykırım yapıyor, biz -Diplomatik ilişkilerinizi kesin, gemi göndermeyin.- dedik, gönderiyorsunuz, hâlâ diplomatik ilişkilerimizi kesmiyorsunuz…

…Bir taneniz çıkıp da -Gemi gitmiyor.-diyemiyorsunuz, gemiler gidiyor, gemiler gidiyor ve sizin bu yüz karanız.

…-AK PARTİ’li yöneticilerin ve çocuklarının sahibi ve ortağı olduğu, işletmecisi olduğu gemilerle İsrail’e mühimmat taşımaktan vazgeçin.- diyoruz, -Starbucks’larda boykot yapıyoruz.-diyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)Ben konuşmamı bitiriyorum ama Sezai Karakoç’un size atfen yazdığı satırlarla bitiriyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) HASAN BİTMEZ (Devamla) 

Onlar sanıyorlar ki biz sussak mesele kalmayacak…

…ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Yazıklar olsun sana! Yazıklar olsun ya!

HASAN BİTMEZ (Devamla) – “…Hâlbuki biz sussak tarih susmayacak…” (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ÇİĞDEM KONCAGÜL (Tekirdağ) – Tarih sizi unutmayacak!

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Yazıklar olsun sana, yazıklar olsun! Yazıklar olsun!

HASAN BİTMEZ (Devamla) – “…Tarih sussa hakikat susmayacak/Onlar sanıyorlar ki bizden kurtulsalar mesele kalmayacak/Hâlbuki bizden kurtulsanız vicdan azabından kurtulamayacaksınız…” (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Yazıklar olsun sana! Asıl size lazım vicdan azabı!

HASAN BİTMEZ (Devamla) – “…Vicdan azabından kurtulsanız tarihin azabından kurtulamayacaksınız/Tarihin azabından kurtulsanız Allah’ın gazabından kurtulamayacaksınız.”

(AK PARTİ sıralarından “Cehennem azabından kurtulamayacaksınız!” sesi)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Yürü! Siz öyle olacaksınız!

HASAN BİTMEZ (Devamla) – Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP, HEDEP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler)

(Hatibin kürsüde bayılıp yere düşmesi)

(AK PARTİ sıralarından “Allah’ın gazabı böyle olur işte! Allah’ın gazabı böyle!” sesi)

BAŞKAN – Birleşime yirmi dakika ara veriyorum.”

Yorumlar

  1. Merhabalar.
    Sayın milletvekili Hasan Bitmez'in tespiti çok doğru. Yazınızda geçen hususların hepsine katılıyorum.
    Türkiye Filistin katliamına İsrail ile işbirliği yaparak ortak oluyor. Vatandaşa başka şekil konuşuyorlar, icraatları başka şekil. Ben bu millete kızıyorum.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Nursuncuğum
    Kalemine sağlık süper

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim büyük bir rastlantıydı orada olmamız.

      Sil
  3. Sayın Recep Altun,

    Değer taşıyan yorumunuz için çok teşekkür ederim. Ne yazık ki yorumunuzu ilk anda gördüm ama bir türlü yanıt vermeyi başaramadım. Demek ki, sırf okuyucu için değil, yazarı için bile bu bloglar “user friendly” değil…
    Size çok teşekkür ederim, blogunuzdaki yazıları keşke silmeseydiniz, okumak istedim ama göremedim…

    Çok selamlar

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Külliye’ye içerden bakış: Erdoğan’a: “Sistem yürümedi, Türkiye’yi seçime götürmeli”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın  “Başdanışmanı” olarak Beştepe’de    7 yıl süreyle  görev yapan İlnur Çevik’le konuştuk. “ Bu sistem yürümedi ” diyen Çevik durumu, “Erdoğan’ın en kısa zamanda Türkiye’yi seçime götürüp sistemi rayına oturtması şart, eğer torunlarını şu kadarcık! bile seviyorsa bunu yapmalı, aksi halde eyvah! ” diye özetliyor.  DEM Parti ile yürütülen “çözüm süreci” için, ortada bir plan taslağı bulunmadığını savunan Çevik’e göre, her zamanki “Kervan Yolda Düzülür” mantığı yine ağır basıyor. …Acaba Külliye’de çalışma sistemi nasıl? Cumhurbaşkanı gündemini nasıl belirliyor? Yüksek İstişare Kurulu diye bir kurul var, orada ve  pek çok kişinin üye olarak yer aldığı diğer kurullarda neler görüşülüyor? Erdoğan, Atatürk ismini neden diline almak istemiyor?Beştepe’nin bodrumunda gerçekten tam teşekküllü bir hastane var mı?…  Gibi pek çok soru aklımı kurcalıyordu, “ İlnur Çevik nasılsa görevi bıraktı, artık belki konuşur ” diye düşün...

KONGRE TUFANI (1) Nazmi Bilgin: “32 yıl yetmedi”

Gazeteciler Cemiyetinde bir kongre geride bırakıldı, “ 32 yıl yetmedi, devam” diyen Başkan Nazmi Bilgi n yeniden seçildi.  Ancak başta OY’unu Beyaz Sayfa Kadro Hareketi için kullanan 295 değerli meslektaşımız olmak üzere aslında Cemiyetin yeni yönetim kuruluna ve  tüm üyelerine  olan sorumluluğumuz gereği, söylenecek çok şey var.  Bugünden itibaren bunları bir bir paylaşacağım:  1-32 (OTUZ İKİ) yıllık Başkan Nazmi Bilgin, benim bulunduğum her toplantıda “ Bu benim son dönemim, bir daha aday olmayacağım ” diyordu, Vakıf Senedi’nin mahkeme tarafından reddedilmesi üzerine haykırarak, “ Ben bu Vakıf Kuruluncaya kadar başkanlığa aday olacağım ” demedi mi?  Gazeteciler Cemiyetinin her türlü menkul ve gayrimenkul varlığının, üyelikleri ölünceye kadar sürecek 16 kişilik mütevelli heyete geçmesinden muradı neydi acaba da başkanlık koltuğunu terk etmemekte bu kadar ısrarcı oldu? Bu durumu sizlerin yorumuna bırakıyorum.  2- Yüzlerce üyesi olan bir Gazet...

KONGRE TUFANI (2) Alo 198’e sormuş!

  Gazeteciler Cemiyetinde yaklaşan kongre için, adaylığım üzerinde ısrarlar yoğunlaşınca epey düşündüm: -Kırk yıl emek verdiğim gazetecilik mesleği bana artık bir örgüt sorumluluğu yüklemiyor muydu?  -Gazeteciler Cemiyetinde yürüttüğüm çalışma sırasında gözlemlediğim ciddi yanlışlar için çaba göstermek gerekmez miydi? -Biz başımızdakileri, “ koltuğa yirmi üç yıldır yapıştınız, denetimden kaçtınız, adaletsiz davrandınız ” diye eleştirirken, “ tam otuz iki yıldır başımızda durmakta ısrar eden, denetime, adalete, eşitliğe kapalı yol yürüyen ” yöneticilere ne diyecektik? Uzun uzun düşündükten sonra kararımı verdim ve adaylığımı açıkladım. İstifa ettiğim gün başkan beni telefonla arayıp, dedi ki: - Nursun ben zaten senin ayrılacağını tahmin ediyordum. Belki de adaylık düşünüyorsun, e tabii, demokratik hakkındır. Bu sözler kulağımda çınlarken, elimde “ Cemiyetin aday listesini talep eden dilekçemle ” yola çıktım, Üsküp Caddesi 35 numaradaki cemiyetin bahçesinden içeri ...