Ana içeriğe atla

Bir cennet iki yazı🍀💚





1. Yazı: Bu muhteşem koleksiyonun sahibi Haldun Cezayirli, aslında beni o güzel sözleriyle mahçup etti ama benim için çok değerli;

Cennetimin bugünkü konuğu Ankara’dan; hem okul arkadaşım, hem de meslektaşım: Nursun Erel. 

Kalemiyle, bilgisi, görgüsüyle , titizliğiyle bir dönemin en başarılı Ankara gazetecisidir. Çalışkan gazetecisidir. 

İzmir seyahatinin son günü ansızın çıkıp geldi cennetime. Hazırlıksız yakalandık, ne bir pasta , börek, ne de çay kahve! 

Olsun, bol bol kitaplardan, fotoğraflardan, yazılardan konuştuk. İşlerden, güçlerden konuştuk. 

Ankara’dan dostlardan konuştuk. 

Nedense bir Ankaralı görünce, Ankara’yı görmüş gibi oluyorum. 

Ne iyi ettiniz de geldiniz!

Haldun Cezayirlioğlu


—-Örnekköy’de bir cennet—-


2.Yazı; Sevgili okuldaşımın “cenneti”ni gezdiğim günden izlenimler… İzmir’de kim varsa görsün isterim doğrusu…


Öyle bir cennete düştük ki, mutlaka girin, görün derim…


Çok değerli dostum, okuldaşım, meslektaşım Haldun Cezayirlioğlu’nun bilgiye, araştırmaya, incelemeye dayalı kitap merakından, titiz koleksiyonculuğundan haberdardım ama… Sözcük bulmak gerçekten çok zor… Ama… Ama… Cennetinin bu derece engin bir okyanus olduğunu tahmin edemezdim… 


Neler gördük, neler anlattı, neleri bilmiyormuşuz meğer…


Atatürk’ün Nutuk’unun Osmanlıcasını mı söyleyeyim? 


Elmalı Hamdi Beyin Kur’an Tefsirlerinin ilk Türkçe baskılarını mı?


“15. Yüzyılda bir İtalyan yazar tarafından kaleme alınan, Osmanlı Padişahlarının biyografilerini gördüm ama yazık ki okuyamadım” desem inanır mısınız?


Ya o tarihi takvimler? Ya fotoğraflar? 



Hele 1915 tarihli bir Anzak askeri tarafından kaleme alınan günlüğü inceleyebilseniz kim bilir ne düşünürdünüz? Gözleriniz yaşarmaz mıydı? 



Belli ki kimliği bilinmeyen o asker Çanakkale savaşı sırasında vurulup bu dünyadan göçmüş, geride bıraktığı deri kaplı günlüğü bir Türk askerinin eline geçmiş, bu kez o yazmayı sürdürmüş, ilk sayfada diyor ki;


-Öyle bir geldiler ki… Bizi yok edeceklerdi…


Haldun’un yıllardır topladığı, rafları dolduran, herbiri birer hazine değerindeki kitapları tek tek okumak, incelemek istiyor insan ama ömür yetmez…


Keşke diyorum ilgililer duysa ve gereğini yapıp topluma kazandırsalar bu değerli koleksiyonu…

Haldun, Cennetteki sohbetimizin ardından  o yeni kitabını da (Demirci Yazıları) imzalayıp vermesin mi?

Mutluluğumu ifade edebilmem çok zor… Daha geniş yazacağım arkadaşımın cennetini, şimdilik teşekkür ederek, çok etkilendiğimi ifade ederek O’na hoşçakal diyorum🍀🧿🌺

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KONGRE TUFANI (1) Nazmi Bilgin: “32 yıl yetmedi”

Gazeteciler Cemiyetinde bir kongre geride bırakıldı, “ 32 yıl yetmedi, devam” diyen Başkan Nazmi Bilgi n yeniden seçildi.  Ancak başta OY’unu Beyaz Sayfa Kadro Hareketi için kullanan 295 değerli meslektaşımız olmak üzere aslında Cemiyetin yeni yönetim kuruluna ve  tüm üyelerine  olan sorumluluğumuz gereği, söylenecek çok şey var.  Bugünden itibaren bunları bir bir paylaşacağım:  1-32 (OTUZ İKİ) yıllık Başkan Nazmi Bilgin, benim bulunduğum her toplantıda “ Bu benim son dönemim, bir daha aday olmayacağım ” diyordu, Vakıf Senedi’nin mahkeme tarafından reddedilmesi üzerine haykırarak, “ Ben bu Vakıf Kuruluncaya kadar başkanlığa aday olacağım ” demedi mi?  Gazeteciler Cemiyetinin her türlü menkul ve gayrimenkul varlığının, üyelikleri ölünceye kadar sürecek 16 kişilik mütevelli heyete geçmesinden muradı neydi acaba da başkanlık koltuğunu terk etmemekte bu kadar ısrarcı oldu? Bu durumu sizlerin yorumuna bırakıyorum.  2- Yüzlerce üyesi olan bir Gazet...

Basın Meslek Örgütü Sansür Uygular mı?

Basın meslek örgütü sansür uygular mı? Gazetecilik camiasında son günlerde bir tartışma sürüyor, ortadaki soru şu: -Sansürle mücadele etmek için kurulmuş bir basın meslek örgütü, kendi üyelerinin paylaşımına sansür uygular mı? Sözü hiç dolandırmadan, geçen hafta yaşanan bu olayı direkt anlatalım: Gazeteciler Cemiyetinden bir grup üye, 33 yıldır başkanlık görevini sürdüren yönetime eleştirilerini bir yazılı bildiriyle ortaya koydu:   -E, sonra? Sonra kıyamet koptu… Gazeteciler Cemiyeti adına “ görevlendirilen” bazı isimler, pek çok web sitesinde yer alan bu bildirideki iddiaları yanıtlamak yerine, tek tek web sitelerinin yöneticilerini arayarak sansür ettirme çabasına giriştiler. Bazılarında başarılı oldular, bazıları ise bu “ basın özgürlüğüne ihanet ” sayılan girişimi reddetti.  -Nasıl yapabilmişler bunu? -Kimilerine bazı vaadlerde bulunmuşlar, kimilerine - tüzüğün falanca maddesini işletir, sizi üyelikten atarız - demişler. -Ne vaadiymiş o? -O bildiriyi ...

KONGRE TUFANI (2) Alo 198’e sormuş!

  Gazeteciler Cemiyetinde yaklaşan kongre için, adaylığım üzerinde ısrarlar yoğunlaşınca epey düşündüm: -Kırk yıl emek verdiğim gazetecilik mesleği bana artık bir örgüt sorumluluğu yüklemiyor muydu?  -Gazeteciler Cemiyetinde yürüttüğüm çalışma sırasında gözlemlediğim ciddi yanlışlar için çaba göstermek gerekmez miydi? -Biz başımızdakileri, “ koltuğa yirmi üç yıldır yapıştınız, denetimden kaçtınız, adaletsiz davrandınız ” diye eleştirirken, “ tam otuz iki yıldır başımızda durmakta ısrar eden, denetime, adalete, eşitliğe kapalı yol yürüyen ” yöneticilere ne diyecektik? Uzun uzun düşündükten sonra kararımı verdim ve adaylığımı açıkladım. İstifa ettiğim gün başkan beni telefonla arayıp, dedi ki: - Nursun ben zaten senin ayrılacağını tahmin ediyordum. Belki de adaylık düşünüyorsun, e tabii, demokratik hakkındır. Bu sözler kulağımda çınlarken, elimde “ Cemiyetin aday listesini talep eden dilekçemle ” yola çıktım, Üsküp Caddesi 35 numaradaki cemiyetin bahçesinden içeri ...