Ana içeriğe atla

Herkesi müslümanlaştırıp ”Nizama” mı sokacağız?

  


                       Nizamiye Camii Pretoria 


 

Türkiyeden çooook uzaklarda, Pretoriada, Nizamiye Camii ve Külliyesini ziyaret ettim… Midrand bölgesinde 100 dönüme kurulu, dev bir külliyeden söz ediyorum. Fethullah Gülenin bir gün ABDden gelip müritleriyle buluşacağı“ ümidiyle ve onun talimatıyla yapılmış devasa bir cami ile okul, medrese, hastane, mezarlıktan oluşan dev külliyenin Afrikadaki varlığı insanı şaşırtıyor. 

 

Külliyeye, Nizam-ül Mülkten (*) esinlenerek Nizamiye adı verilmiş.

 

Bir milli tatil günüöğlene doğru gittiğim külliyede in cin top oynuyordu. Bildiğim kadarıyla Pretoriada yaşayan halkın tamamına yakını hıristiyan… (**) 

 

-Acaba diyorum, Türkiyede hızımızı alamadık da, Afrikalıları da mı müslümanlaştırmaya niyet ettik?

 

Öyle ya, aksi taktirde dünyanıöbür ucundaki”  bir caminin açılışına Türkiyeden bakanlar, bürokratlar, işadamlarının yer aldığı koskoca heyetler niye katılsın? Ne kadar ilginç ki Nizamiye Camiinin 10 yıönceki açılışını dönemin Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan ile Güney Afrikanı“şaibeliCumhurbaşkanı Zuma birlikte yapıyorlar. Açılışa Zuma, sayısız! karılarından birini de getiriyor. 

 

                     Külliyenin açılış töreni

Cami, Fethullah Gülenin seslendiği isimle, Kervancı” adıyla bilinen işadamı Ali Katırcıoğlu (***)  tarafından 34 milyon dolar harcanarak yaptırılmış, Mimar Sinan’ın ileri yaşlarda Edirnede gerçekleştirdiği ve  hep gururla ustalık eserim” diye söz ettiği Selimiyenin dörtte bir küçültülmüş birebir örneği imiş.

 

Dedim ya, öğlen vakti camiyi gezdik, in cin top oynuyordu. Doğru dürüst bilgi alacak bir kimse bulamadıçünkü cami imamınıABDye göç ettiği” ifade edildi. Bilmem  ki, acaba Pretoriadaki müslümanlaştırma çabası”ndan umutsuzluğa kapılıp da mı gitmişti?

 

Neyse işte, orada rastladığım, caminin bekçisi olduğunu ifade eden biriyle aramızda şu konuşma geçti:

 

-Öğlen namaz vakti yaklaşıyor, ezan okunacak mı?

-İmam yok, Amerikaya gitti

-Ezan okunmayacak mı?

-Okunur, bir Türk var, o okuyacak 

-Burada günde 5 vakit ezan okunuyor mu?

-

 

Görüştüğüm siyahi bekçi, sorularım okulun müfredatı, medresedeki eğitim sistemi, hastanedeki uygulamalar üzerinde yoğunlaşınca bana, bu sorulara buralarda bir Türk yetkili var o cevap versin diyerek, beni caminin avlusundaki bir bölüme sevk etti, baktım orada da kimse yok, tam dışarı çıkarken genç bir adam yaklaştı:

 

-Merak ettikleriniz varsa bana sorun

-Caminin imamı buradan gitmiş galiba, ezanı kim okuyacak?

-Evet ABDye gitti, bugün ben okuyacağım, ezan okumak mesele değil ki, herkes yapabilir bunu, ama İslami eğitime, tefekküre gelince, işte o zaman iş değişir

-Bu cami Türkiyede terörist ilan edilen Fethullah Gülen taraftarlarının diye söyleniyor?

-Asıl terörist kendileri… Türkiyede özgürlük bırakmadılar. 

 

Zafer çağlayan biliyor muydu?

 

Konuşmamız böylece son buldu, ben öğlen namazına katılamadığım için, namaza kaç kişi katıldı vaaz verildi mi? Verildiyse Türkçe mi? İngilizce mi? Afrikanca mı? Hangi dilden oldu? Bunların  hiçbiri hakkında bilgi edinemedim. Bildiğim tek şey, eğer ben Güney Afrikalıların yerinde olsam, çocuğumu bu okula göndermeden önce, okuldaki öğretmenlerin niteliklerini, iş deneyimlerini araştırır, eğitimdeki müfredat programını iyice inceler, çocuklara ne öğretilecek? Kimler tarafından neler anlatılacak? Bu sorulara yanıt arardım... 

 

Merak ediyorum, acaba cami ve külliyenin açılışını yaparken, Zafer Çağlayan bu soruların yanıtını biliyor muydu?

 

Kurdeleyi kesen şaibeli” eski Cumhurbaşkanı Zumanın ise bunlarla ilgili olduğunu hiç sanmıyorum, çünkü kendisinin çok eşli oluşuna yasaların izin verip vermediğini sorguladığım bir Güney Afrikalı bana şöyle dedi:

 

-Bunun bizdeki yasalarla ya da Zumanın dini inançlarıyla ilgisi olduğunu sanmıyorum. Burada resmi evlilik ancak bir kişiyle yapılabilir. Boşanmadan ikinci evlilik yapamazsın. Zuma zaten önceki yıllarda tecavüzden de yargılanmıştı…Ne yazık ki ülkemiz için tam bir kara leke oldu. 

 

Aslında Güney Afrikada, resmi nikahsız evlilik” için bizdeki başlık parasına benzer, Lobolo” denen bir uygulama varmış. Bir kızı ailesi en az 10 büyükbaş hayvan karşılığında damada verebilirmiş. Demek eğer Zuma karılarına Lobolo verecek olsa, ülkede büyükbaş hayvan bırakmayacaktı!

 

                Zapiro’nun Zuma karikatürleri

Zumanın tecavüzü duşla savunması—

 

Zuma ile ilgili öyküler bitip tükenmiyor, tecavüz davası da ilginç. Belli ki Zuma, partisi ANC tarafından korunuyor, tecavüz ettiği kadınışikayetleri mahkeme tarafından dikkate alınmıyor. Mahkeme, kadının HIV virüsü taşıdığını, evli erkeğin HIVli birisiyle ilişki kurmasının yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek Zumayı yargılıyor. Zuma duruşmada ama hemen sonra duş aldım” diye kendini savunuyor. Ünlü karikatürist Zapiro o andan itibaren Zumayı sürekli başında duş aparatıyla çizmeye başlayınca, Zuma karikatürist hakkında 7 milyon randlık hakaret davası açıyor.

 

                 Osmanlı konsolosu Mehmet Remzi

Konsolos Mehmet Remzi

 

Nizamiye Camii ile ilgili araştırmam sırasında, Türkiyenin Osmanlı döneminde Güney Afrikaya atanan ilk konsolosu Mehmet Remzi Beyin acı öyküsüne de rastladım. (****) Remzi Beyin naaşıölümünden bir asır sonra, sahte belgelerleJohannesburgdaki mezarından çıkarılıp, Nizamiye Camiindeki mezarlığa defnedilmiş. Ailesinin itirazı ve mahkemeye başvurması sonucunda naaş Remzi Beyin ölümünden 106 yıl sonra mezardan tekrar çıkarılıp Johannesburga geri götürülüp defnedilmiş.

 

              Mehmet Remzi’nin naaşı taşınıyor

-Demek ki yaşayanlara çile çektirdikleri yetmiyormuş gibi şimdi ölülere de mi el attılar?

 

Diye düşünmekten kendimi alamadım.

 

İşte böyle dostlarZaman zaman karşımıza Diyanet eliyle adını bile duymadığımıülkelerde yapılacak camiler için bağış çağrısı yapılıyor ya… Aklınızda bulunsun

 

 

(*)https://www.indexmundi.com/south_africa/religions.html

(**)https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Niz%C3%A2m%C3%BClm%C3%BClk

(***)https://m.yeniakit.com.tr/biyografi/ali-katircioglu

(****) https://www.aa.com.tr/tr/dunya/osmanli-diplomati-mehmet-remzi-beyin-naasi-11-yil-sonra-yeniden-eski-mezarinda/2481424

 

Yorumlar

  1. Merhabalar Sayın Hocam.
    Bu yazınız ilgimi çekti. Böyle bir yerde ve böyle bir cami ve külliye yapıldığı acaba daha öncelerden paylaşılmış mıydı? Bu camiyi ve yapıldığı ülkeyi internet üzerinden araştırmak ve incelemek istiyorum.
    Bildiğiniz bir web adresi var da burada bir yorum marifetiyle paylaşıp yardımcı olursanız sevinirim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar.
    Dipnotlarınıza gö zatmamıştım. Dipnotlardan istediğim adres ve bilgilere ulaştım. Teşekkür ederim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Külliye’ye içerden bakış: Erdoğan’a: “Sistem yürümedi, Türkiye’yi seçime götürmeli”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın  “Başdanışmanı” olarak Beştepe’de    7 yıl süreyle  görev yapan İlnur Çevik’le konuştuk. “ Bu sistem yürümedi ” diyen Çevik durumu, “Erdoğan’ın en kısa zamanda Türkiye’yi seçime götürüp sistemi rayına oturtması şart, eğer torunlarını şu kadarcık! bile seviyorsa bunu yapmalı, aksi halde eyvah! ” diye özetliyor.  DEM Parti ile yürütülen “çözüm süreci” için, ortada bir plan taslağı bulunmadığını savunan Çevik’e göre, her zamanki “Kervan Yolda Düzülür” mantığı yine ağır basıyor. …Acaba Külliye’de çalışma sistemi nasıl? Cumhurbaşkanı gündemini nasıl belirliyor? Yüksek İstişare Kurulu diye bir kurul var, orada ve  pek çok kişinin üye olarak yer aldığı diğer kurullarda neler görüşülüyor? Erdoğan, Atatürk ismini neden diline almak istemiyor?Beştepe’nin bodrumunda gerçekten tam teşekküllü bir hastane var mı?…  Gibi pek çok soru aklımı kurcalıyordu, “ İlnur Çevik nasılsa görevi bıraktı, artık belki konuşur ” diye düşün...

KONGRE TUFANI (1) Nazmi Bilgin: “32 yıl yetmedi”

Gazeteciler Cemiyetinde bir kongre geride bırakıldı, “ 32 yıl yetmedi, devam” diyen Başkan Nazmi Bilgi n yeniden seçildi.  Ancak başta OY’unu Beyaz Sayfa Kadro Hareketi için kullanan 295 değerli meslektaşımız olmak üzere aslında Cemiyetin yeni yönetim kuruluna ve  tüm üyelerine  olan sorumluluğumuz gereği, söylenecek çok şey var.  Bugünden itibaren bunları bir bir paylaşacağım:  1-32 (OTUZ İKİ) yıllık Başkan Nazmi Bilgin, benim bulunduğum her toplantıda “ Bu benim son dönemim, bir daha aday olmayacağım ” diyordu, Vakıf Senedi’nin mahkeme tarafından reddedilmesi üzerine haykırarak, “ Ben bu Vakıf Kuruluncaya kadar başkanlığa aday olacağım ” demedi mi?  Gazeteciler Cemiyetinin her türlü menkul ve gayrimenkul varlığının, üyelikleri ölünceye kadar sürecek 16 kişilik mütevelli heyete geçmesinden muradı neydi acaba da başkanlık koltuğunu terk etmemekte bu kadar ısrarcı oldu? Bu durumu sizlerin yorumuna bırakıyorum.  2- Yüzlerce üyesi olan bir Gazet...

KONGRE TUFANI (2) Alo 198’e sormuş!

  Gazeteciler Cemiyetinde yaklaşan kongre için, adaylığım üzerinde ısrarlar yoğunlaşınca epey düşündüm: -Kırk yıl emek verdiğim gazetecilik mesleği bana artık bir örgüt sorumluluğu yüklemiyor muydu?  -Gazeteciler Cemiyetinde yürüttüğüm çalışma sırasında gözlemlediğim ciddi yanlışlar için çaba göstermek gerekmez miydi? -Biz başımızdakileri, “ koltuğa yirmi üç yıldır yapıştınız, denetimden kaçtınız, adaletsiz davrandınız ” diye eleştirirken, “ tam otuz iki yıldır başımızda durmakta ısrar eden, denetime, adalete, eşitliğe kapalı yol yürüyen ” yöneticilere ne diyecektik? Uzun uzun düşündükten sonra kararımı verdim ve adaylığımı açıkladım. İstifa ettiğim gün başkan beni telefonla arayıp, dedi ki: - Nursun ben zaten senin ayrılacağını tahmin ediyordum. Belki de adaylık düşünüyorsun, e tabii, demokratik hakkındır. Bu sözler kulağımda çınlarken, elimde “ Cemiyetin aday listesini talep eden dilekçemle ” yola çıktım, Üsküp Caddesi 35 numaradaki cemiyetin bahçesinden içeri ...