Ana içeriğe atla

Brugge’den hoş ve zarif bir esinti, “bobin danteli”




Masallarda geçen kentlere benzettim Brugge’ü, sanki Hansel ve Gretel birden şu evden çıkıverecek, ya da Rapunzel upuzun saç örgüsünü kulenin tepesinden aşağı sallandıracakmış gibi. 

Parke taşla döşeli daracık sokaklar, önümüzden geçen fayton, yansıyan güneşte pencereleri altın suyuna batmış gibi parlayan evler “gerçek olamayacak kadar” güzel görünüyor gözüme. Sabahın erken saatlerinde sessizlikte böyle düşünürken, öğlene doğru turist akınına uğrayan bu küçücük kasaba biraz “lunaparka mı dönüşüyor?” Diye kaygılanıyorum.




Ya o güzelim dantellere ne demeli?

Ah, iki gündür sabah akşam elime alıp incelediğim, birer esintiye benzettiğim o zarif danteller… Kar gibi bembeyaz ya da yılların soldurup beje döndürdüğü harika danteller… “Dokunmaya bile kıyamadığım şu dantelleri kim bilir yıllar önce hangi yetenekli parmaklar tasarlayıp örmüştü?” Diye düşünüyorum…


Bir dantel tutkunu ve “elinden tığıyla klavyesini asla düşürmeyen biri” olarak, burada görüp hayran olduğum “bobin danteli”nden söz edeyim sizlere…

Atkı-çözgü mantığı” ile ve ahşap bobinlere sarılan incecik ipliklerle bir yastığa tutturularak yapılan dantel o kadar zarif ki, “keşke ben de yapabilseydim” dedim. 




Bir kaç gündür karşılaştığım ve derin sohbetlere daldığım doğma büyüme Brugge’lü Lieve Pickery bana işin inceliklerini gösterdi. Bobinleri yıldırım hızıyla değiştirerek danteli ilerleten Pickery’e hayran oldum ama bu karışık tekniği yapmayı doğrusu ya göze alamadım. Pickery bu tekniği, çocukluğunda büyükannesinden öğrenmiş,  sonraki kuşakların pek ilgili olmadığını ve bu dantellerin kaybolmaya yüz tuttuğunu üzüntüyle anlattı.

Ben de üzüldüm, her güzellik, sonunda yok olmaya mahkum mu olmalı?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KONGRE TUFANI (1) Nazmi Bilgin: “32 yıl yetmedi”

Gazeteciler Cemiyetinde bir kongre geride bırakıldı, “ 32 yıl yetmedi, devam” diyen Başkan Nazmi Bilgi n yeniden seçildi.  Ancak başta OY’unu Beyaz Sayfa Kadro Hareketi için kullanan 295 değerli meslektaşımız olmak üzere aslında Cemiyetin yeni yönetim kuruluna ve  tüm üyelerine  olan sorumluluğumuz gereği, söylenecek çok şey var.  Bugünden itibaren bunları bir bir paylaşacağım:  1-32 (OTUZ İKİ) yıllık Başkan Nazmi Bilgin, benim bulunduğum her toplantıda “ Bu benim son dönemim, bir daha aday olmayacağım ” diyordu, Vakıf Senedi’nin mahkeme tarafından reddedilmesi üzerine haykırarak, “ Ben bu Vakıf Kuruluncaya kadar başkanlığa aday olacağım ” demedi mi?  Gazeteciler Cemiyetinin her türlü menkul ve gayrimenkul varlığının, üyelikleri ölünceye kadar sürecek 16 kişilik mütevelli heyete geçmesinden muradı neydi acaba da başkanlık koltuğunu terk etmemekte bu kadar ısrarcı oldu? Bu durumu sizlerin yorumuna bırakıyorum.  2- Yüzlerce üyesi olan bir Gazet...

Basın Meslek Örgütü Sansür Uygular mı?

Basın meslek örgütü sansür uygular mı? Gazetecilik camiasında son günlerde bir tartışma sürüyor, ortadaki soru şu: -Sansürle mücadele etmek için kurulmuş bir basın meslek örgütü, kendi üyelerinin paylaşımına sansür uygular mı? Sözü hiç dolandırmadan, geçen hafta yaşanan bu olayı direkt anlatalım: Gazeteciler Cemiyetinden bir grup üye, 33 yıldır başkanlık görevini sürdüren yönetime eleştirilerini bir yazılı bildiriyle ortaya koydu:   -E, sonra? Sonra kıyamet koptu… Gazeteciler Cemiyeti adına “ görevlendirilen” bazı isimler, pek çok web sitesinde yer alan bu bildirideki iddiaları yanıtlamak yerine, tek tek web sitelerinin yöneticilerini arayarak sansür ettirme çabasına giriştiler. Bazılarında başarılı oldular, bazıları ise bu “ basın özgürlüğüne ihanet ” sayılan girişimi reddetti.  -Nasıl yapabilmişler bunu? -Kimilerine bazı vaadlerde bulunmuşlar, kimilerine - tüzüğün falanca maddesini işletir, sizi üyelikten atarız - demişler. -Ne vaadiymiş o? -O bildiriyi ...

KONGRE TUFANI (2) Alo 198’e sormuş!

  Gazeteciler Cemiyetinde yaklaşan kongre için, adaylığım üzerinde ısrarlar yoğunlaşınca epey düşündüm: -Kırk yıl emek verdiğim gazetecilik mesleği bana artık bir örgüt sorumluluğu yüklemiyor muydu?  -Gazeteciler Cemiyetinde yürüttüğüm çalışma sırasında gözlemlediğim ciddi yanlışlar için çaba göstermek gerekmez miydi? -Biz başımızdakileri, “ koltuğa yirmi üç yıldır yapıştınız, denetimden kaçtınız, adaletsiz davrandınız ” diye eleştirirken, “ tam otuz iki yıldır başımızda durmakta ısrar eden, denetime, adalete, eşitliğe kapalı yol yürüyen ” yöneticilere ne diyecektik? Uzun uzun düşündükten sonra kararımı verdim ve adaylığımı açıkladım. İstifa ettiğim gün başkan beni telefonla arayıp, dedi ki: - Nursun ben zaten senin ayrılacağını tahmin ediyordum. Belki de adaylık düşünüyorsun, e tabii, demokratik hakkındır. Bu sözler kulağımda çınlarken, elimde “ Cemiyetin aday listesini talep eden dilekçemle ” yola çıktım, Üsküp Caddesi 35 numaradaki cemiyetin bahçesinden içeri ...