Ana içeriğe atla

SARS kadar olamadık!


                    Merwe Yenge plajda


Bakıyorum da, “uyuşturulmuş bir toplumun uyuşuk bireyleri mi olduk?” Diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

-Neden yahu? Ayaktayız ya işte

Demesin kimse… Ayol, ülkemizde neler neler oluyor tepki vermek şurada dursun, hiçbirine kılımızı bile kıpırdatmıyoruz. İşte Telekom soygunu (*) işte yıllardır süren düzensiz göçmen akını, kerameti kendinden menkul, son kullanma tarihi geçmiş politikacıların kürsülerden toplumumuzun aydınlarına savurduğu hakaretler, “gözünün üstünde kaşın var” denilerek bir gecede gözaltına alınan gazeteciler, har vurulup harman savrulan hazinemiz, üçlü beşli çeteler eliyle soyulup kim bilir kimlere aktarılan birikimlerimiz…

-Daha sayayım mı?

Eller aya giderken bizim çocuklarımızı yaya bırakan, “Türkçe öldü” diyen yöneticiler elinde bilmem kaç defa değiştirilerek kasıtlı olarak gericiliğe göz kırpan okul müfredat programlarımız, Atatürk’ün adını”bir defa bile anmayan” din adamlarımız, ne idüğü belirsiz tarikatlar elinde kafaları bulandırılan insanlarımız…

-Neden peki?

-Bir ülkede sistem “tek adam eline geçerse, nalıncı keseri gibi istediği yönde kullanır” da ondan.

-Sen SARS diyordun? O neydi?

-Ya! heyecanlandık, nerelere gittik…Anlatayım o zaman, SARS Güney Afrika Gelir İdaresi. 

Önce küçük bir not:

Bizim TELEKOM’u 10 milyar dolar soyan ve “dostumuzdur aman ayıp olur” diye bugüne kadar hesap sormadığımız Lübnan’ın eski Başbakanı Saad Hariri, yıllar önce Güney Afrikalı “bikini mankeni” Candice Van Der Merwe ile ilişki kuruyor ve Seyşel adalarında geçirdikleri tatilin hatırına güzel sevgilisi Merwe Yenge’nin banka hesabına 15 milyon 299 bin 965 dolarlık nakdi hediye! Yolluyor, bu küçük jeste bir AUDİ R8, bir AUDI Spyder marka araba ile uluslarası görüşmelere açık bir telefon da eşlik ediyor.”

-Ayol ne var bunda adamcağız aşık olmuş?

Diyorsanız doğrudur bu aşk bizi ilgilendirmez, Hariri’nin “evli, üç çocuk babası oluşuna” da karışamayız tabii ki, kendi bilecekleri iş… 

Ama işte ondan sonrası bizi ilgilendiriyor. Saad Hariri Türkiye’ye defalarca geliyor, Külliye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ağırlanıyor, Telekom özelleştirmesine giriyor, banka kuruyor, kendi bankası varken bizim bankalardan krediler alıyor, bunları geri ödemiyor, yük hazinenin sırtında kalıyor ve özetle bizleri yaklaşık 10 milyar dolar kadar dolandırıveriyor…

-Peki biz ne yapıyoruz?

-Hiiiç, öylece izliyoruz gelişmeleri (**)

-Yahu SARS ne yapmış onu anlat?

-Durun yahu, anlatıyorum işte 

SARS bizim Merwe Yenge’nin hesabına bir anda düşen 15 milyon 299 bin 965 doların peşine düşüyor. Önce SARS müfettişleri kendisine soruyorlar, “bu para nereden, ne karşılığında, kimden geldi?”  Diye, Merwe Yenge, “Ortadoğulu bir hayranım var o bana küçük bir hediye yolladı” diyor, hayranının kimliğini filan açıklamıyor. Müfettişler yutar mı? İncelemelerini genişletiyorlar, Merwe Yengenin yazışmalarını mercek altına alıyorlar ve Saad Hariri’ye atılmış şu mesaja denk düşüyorlar:

-Seni seviyorum Saad’ım… Gönderdiğin parayla ev alacağım.

Böylece Ortadoğulu hayranın Saad Hariri olduğu ortaya çıkıyor.

Aslında bu soruşturmada fitili ateşleyen olay,  Uluslararası Mali Suçları araştıran FIC’den Merwe Yengeye yapılan banka transferine “kuşkulu” damgası vurulması oluyor. SARS Merwe Yenge ile ilgili incelemeleri tamamlıyor ve bu arada yengenin  Cape Town, Fresnaye’de 2.7 milyon dolara “babasının şirketinden aldığı lüks ev “ortaya çıkıyor, baba Gary de böylece, “kara para aklama” gerekçesiyle soruşturmanın kapsamına alınıyor.

SARS’ın yıllarca süren ısrarlı takibi, ortaya çıkarttığı yolsuzluklar, vergi usulsüzlükleri üzerine açtığı davalar sırasında bizim Merwe Yenge köşeye sıkışıyor ve  2016’da SARS’a 4.4 milyon dolarlık bir ceza ödemesi yapmayı kabul ediyor, 2018 yılında ise “imajının zedelendiği” gerekçesiyle Güney Afrika Hazinesine 6.7 milyon dolarlık tazminat davası açıyor.

Baba-kızla ilgili bu davalar sürerken kısa süre önce baba Gary Van der Merwe’ye ait süper lüks malikaneye SARS  el koyuyor ve açık artırma ile 1 milyon dolara satıyor, parayı hazineye aktarıyor.

     Gary Van Der Mere’nin el konulup satılan villasının açık artırma ilanı


-Aaaa bütün bunlar sahiden olmuş mu? Yoksa sen bize masal mı anlattın?

Diye soruyorsunuz  değil mi? Eh, evet, bize göre bu olaylar dizisi bir rüya ya da masal sayılır tabii ama bu masal ülkemizde değil Güney Afrika Cumhuriyetinde geçiyor. Biz ise uyumaya devam ediyoruz… Güzel rüyalar…

(*) https://www.dw.com/tr/t%C3%BCrk-telekomda-yeniden-kamula%C5%9Ft%C4%B1r%C4%B1lma-zarar%C4%B1-kim-%C3%B6d%C3%BCyor/a-61101592

(**) https://www.timeslive.co.za/sunday-times/news/2020-07-05-cape-town-mansion-sold-to-settle-tax-bill-over-gift/



Yorumlar

  1. Nursuncuğum çok güzel yazmışsın kalemine sağlık bizdeki "SARS"ın uyanması dileğiyle çok sevgiler❤👏👏👏

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KONGRE TUFANI (1) Nazmi Bilgin: “32 yıl yetmedi”

Gazeteciler Cemiyetinde bir kongre geride bırakıldı, “ 32 yıl yetmedi, devam” diyen Başkan Nazmi Bilgi n yeniden seçildi.  Ancak başta OY’unu Beyaz Sayfa Kadro Hareketi için kullanan 295 değerli meslektaşımız olmak üzere aslında Cemiyetin yeni yönetim kuruluna ve  tüm üyelerine  olan sorumluluğumuz gereği, söylenecek çok şey var.  Bugünden itibaren bunları bir bir paylaşacağım:  1-32 (OTUZ İKİ) yıllık Başkan Nazmi Bilgin, benim bulunduğum her toplantıda “ Bu benim son dönemim, bir daha aday olmayacağım ” diyordu, Vakıf Senedi’nin mahkeme tarafından reddedilmesi üzerine haykırarak, “ Ben bu Vakıf Kuruluncaya kadar başkanlığa aday olacağım ” demedi mi?  Gazeteciler Cemiyetinin her türlü menkul ve gayrimenkul varlığının, üyelikleri ölünceye kadar sürecek 16 kişilik mütevelli heyete geçmesinden muradı neydi acaba da başkanlık koltuğunu terk etmemekte bu kadar ısrarcı oldu? Bu durumu sizlerin yorumuna bırakıyorum.  2- Yüzlerce üyesi olan bir Gazet...

Basın Meslek Örgütü Sansür Uygular mı?

Basın meslek örgütü sansür uygular mı? Gazetecilik camiasında son günlerde bir tartışma sürüyor, ortadaki soru şu: -Sansürle mücadele etmek için kurulmuş bir basın meslek örgütü, kendi üyelerinin paylaşımına sansür uygular mı? Sözü hiç dolandırmadan, geçen hafta yaşanan bu olayı direkt anlatalım: Gazeteciler Cemiyetinden bir grup üye, 33 yıldır başkanlık görevini sürdüren yönetime eleştirilerini bir yazılı bildiriyle ortaya koydu:   -E, sonra? Sonra kıyamet koptu… Gazeteciler Cemiyeti adına “ görevlendirilen” bazı isimler, pek çok web sitesinde yer alan bu bildirideki iddiaları yanıtlamak yerine, tek tek web sitelerinin yöneticilerini arayarak sansür ettirme çabasına giriştiler. Bazılarında başarılı oldular, bazıları ise bu “ basın özgürlüğüne ihanet ” sayılan girişimi reddetti.  -Nasıl yapabilmişler bunu? -Kimilerine bazı vaadlerde bulunmuşlar, kimilerine - tüzüğün falanca maddesini işletir, sizi üyelikten atarız - demişler. -Ne vaadiymiş o? -O bildiriyi ...

KONGRE TUFANI (2) Alo 198’e sormuş!

  Gazeteciler Cemiyetinde yaklaşan kongre için, adaylığım üzerinde ısrarlar yoğunlaşınca epey düşündüm: -Kırk yıl emek verdiğim gazetecilik mesleği bana artık bir örgüt sorumluluğu yüklemiyor muydu?  -Gazeteciler Cemiyetinde yürüttüğüm çalışma sırasında gözlemlediğim ciddi yanlışlar için çaba göstermek gerekmez miydi? -Biz başımızdakileri, “ koltuğa yirmi üç yıldır yapıştınız, denetimden kaçtınız, adaletsiz davrandınız ” diye eleştirirken, “ tam otuz iki yıldır başımızda durmakta ısrar eden, denetime, adalete, eşitliğe kapalı yol yürüyen ” yöneticilere ne diyecektik? Uzun uzun düşündükten sonra kararımı verdim ve adaylığımı açıkladım. İstifa ettiğim gün başkan beni telefonla arayıp, dedi ki: - Nursun ben zaten senin ayrılacağını tahmin ediyordum. Belki de adaylık düşünüyorsun, e tabii, demokratik hakkındır. Bu sözler kulağımda çınlarken, elimde “ Cemiyetin aday listesini talep eden dilekçemle ” yola çıktım, Üsküp Caddesi 35 numaradaki cemiyetin bahçesinden içeri ...