Ana içeriğe atla

Saatleri Ayarlama Enstitüsünden bildirilmiştir...






Son zamanlarda toplum düzenini bozan hareketlerinize çeki düzen vermeniz için aşağıdaki saatlere uymanız gerekmektedir...


Saat 07.00 uyan, sağından kalk, yatak sağda duvara dayalıysa bir takla at, ayak ucunu başucu yap, yine sağdan kalk. Yoksa işin ters gider.


Saat 08.00 elini yüzünü yıka, mutfağa geç, yumurta haşla, kabuğu çatlamasın diye cezveye madeni kaşık ve biraz tuz koy. Kaynayınca 100’e kadar say rafadan yumurta olmuştur. Çatlamış mı? Sakın haaaa atma, ay sonuna günler var daha... Ekmek doğrayıp yersin, ziyan etme. 


Saat 09.00 maskeni tak, evden çık, pardon  çıkma yasağı varsa zabıtaya yakalanmadan eve  dön. Evde televizyonu açacaksın biliyorum ama haber kanallarını zaplayıp durma, hepsinde  haberler aynı. Birini aç. Haaa, malum kişiler konuşuyorsa sesi kıs, kulağın da sinirlerin de zarar görür, ekrana bakma. 


Saat 10.00 zil mi çaldı? Hemen maskeni takıp aç. Kimmiş? Ha, gazete mi geldi? Salona geç, okumaya başla. Niye buruşturup  kenara attın? Ne güzel işte, enflasyon gerilemiş, işsizlik azalmış daha ne istiyorsun?


Saat 11.30 Zil yine mi çaldı? Maskeni takıp aç, ev sahibi mi? Tuh, keşke açmasaydın, kira gecikti değil mi? Neyse bir bahane bul, gelecek ay filan deyip eve dön. Aman sakın maskeni çıkarıp kenara koyma, çöpe at. Maskeden tasarruf olmaz, coviti kaparsın. Daha 58 yaşındasın, belki  de aşı sırası size hiç gelmez.


Saat 11.00 televizyonu yeniden aç, Ayşenur Arslan’ı izle, yaa işte neyin ne olduğunu anladın mı? Niye sinirlenip fırlattın kumandayı? Ayol Ayşegül Hanımın suçu ne? Sakin ol biraz.


Saat 11.30  yine kapı mı çaldı? Maskeni tak, kimmiş? Ne? Doğal Gaz için mi gelmişler? Ön ödemeli kartlı sistem kullanmıyor musun sen? Ne için yazıyorlar o ek 140 liralık pusulayı? Aaaa, sakin ol, görevlinin suçu yok, bırak yakasını adamın, kapat kapıyı 


Saat 12.00 ocağa tencereyi koy, suyu kaynat... Sade suya tirit tarifi veriyorum... 

Mustafa Balbayın aşağıdaki yazısını oku...

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mustafa-balbay/sade-suya-tirit-elden-gitti-girit-1813595


Saat 13.00 Karnın mı gurulduyor? Bir parça peynir-ekmekle açlığını bastırıp, yat. Yorganı kafana çek, uyumaya çalış, açlığını unutursun.


Saat 14.00 Üşüyor musun? E tabii ev soğuk, sakın kombiye dokunma, doğal gaz faturası el yakar.  Bir kazak daha geçir sırtına, salonda koşuya çık, olduğun yerde hopla zıpla filan, ısınırsın.


Saat 15.00 Televizyonu aç, ne? Yine mi bir kadın öldürülmüş?  Bak, iyi ki karın kızdı da evi terketti, sana yakışmaz tabii ama bu bunalımla birbirinizi kırardınız alimallah. 


Saat 18.00 Oooo bu saate kadar haberleri izledin sinirlerin iyice laçka oldu değil mi? 


Saat 19.00 Kapı mı çalındı yine? Kimmiş? Bak yine maskesiz çıktın, yahu covite yakalanıp gitmek mi istiyorsun bu dünyadan? Ne? Komşun kandil simidi mi getirmiş? Aa iyi bak, akşam yemeğini  kurtardın, hadi afiyet olsun.


Saat 22.00 Ne? Cep telefonundan kimmiş arayan? Aman sakın ha, bu saatte bildiri mildiri asla imzalanmaz... Kapat kapat telefonu, okkanın altına gidersin... Ne? Emekli, EYT’li  filan dinlemez onlar sakın haaa...


Saat 23.00 Hadi yat artık geç oldu, üst üste giyin, yorganı üstüne çek, uyumaya çalış... Uykun yok mu? Başucunda bir sürü kitap var, al birini oku işte... Ne? Bula bula Aziz Nesinler’i mi buldun? Hangisini mi? Neler var?

- Alamanya Alamanya Bizden Aptal Bulaman Ya,

-Yok yahu güncel değil. Başka?

-Bütün Masumlar İçerde, Böyle Gelmiş Böyle Gitmez, Nah Kalkınırız, Zat-ı Devletleri İbiş Hazretleri, Hazreti Dangalak...

-Ay napıyorsun yahu? Bizi bir dinleyen olsa ikimizi de alırlar vallahi, derhal kaldır onları hatta torbaya koyup çöpe at... Başka?

-Ah Biz Ödlek Aydınlar, Ah Biz Eşekler, Biz Adam Olmayız...

-Yok yok sen hepsini boşver, sinirin bozulur gece gece... Hadi ışığı söndür yat...


Saat 24.00 derin uyku...





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KONGRE TUFANI (1) Nazmi Bilgin: “32 yıl yetmedi”

Gazeteciler Cemiyetinde bir kongre geride bırakıldı, “ 32 yıl yetmedi, devam” diyen Başkan Nazmi Bilgi n yeniden seçildi.  Ancak başta OY’unu Beyaz Sayfa Kadro Hareketi için kullanan 295 değerli meslektaşımız olmak üzere aslında Cemiyetin yeni yönetim kuruluna ve  tüm üyelerine  olan sorumluluğumuz gereği, söylenecek çok şey var.  Bugünden itibaren bunları bir bir paylaşacağım:  1-32 (OTUZ İKİ) yıllık Başkan Nazmi Bilgin, benim bulunduğum her toplantıda “ Bu benim son dönemim, bir daha aday olmayacağım ” diyordu, Vakıf Senedi’nin mahkeme tarafından reddedilmesi üzerine haykırarak, “ Ben bu Vakıf Kuruluncaya kadar başkanlığa aday olacağım ” demedi mi?  Gazeteciler Cemiyetinin her türlü menkul ve gayrimenkul varlığının, üyelikleri ölünceye kadar sürecek 16 kişilik mütevelli heyete geçmesinden muradı neydi acaba da başkanlık koltuğunu terk etmemekte bu kadar ısrarcı oldu? Bu durumu sizlerin yorumuna bırakıyorum.  2- Yüzlerce üyesi olan bir Gazet...

Basın Meslek Örgütü Sansür Uygular mı?

Basın meslek örgütü sansür uygular mı? Gazetecilik camiasında son günlerde bir tartışma sürüyor, ortadaki soru şu: -Sansürle mücadele etmek için kurulmuş bir basın meslek örgütü, kendi üyelerinin paylaşımına sansür uygular mı? Sözü hiç dolandırmadan, geçen hafta yaşanan bu olayı direkt anlatalım: Gazeteciler Cemiyetinden bir grup üye, 33 yıldır başkanlık görevini sürdüren yönetime eleştirilerini bir yazılı bildiriyle ortaya koydu:   -E, sonra? Sonra kıyamet koptu… Gazeteciler Cemiyeti adına “ görevlendirilen” bazı isimler, pek çok web sitesinde yer alan bu bildirideki iddiaları yanıtlamak yerine, tek tek web sitelerinin yöneticilerini arayarak sansür ettirme çabasına giriştiler. Bazılarında başarılı oldular, bazıları ise bu “ basın özgürlüğüne ihanet ” sayılan girişimi reddetti.  -Nasıl yapabilmişler bunu? -Kimilerine bazı vaadlerde bulunmuşlar, kimilerine - tüzüğün falanca maddesini işletir, sizi üyelikten atarız - demişler. -Ne vaadiymiş o? -O bildiriyi ...

KONGRE TUFANI (2) Alo 198’e sormuş!

  Gazeteciler Cemiyetinde yaklaşan kongre için, adaylığım üzerinde ısrarlar yoğunlaşınca epey düşündüm: -Kırk yıl emek verdiğim gazetecilik mesleği bana artık bir örgüt sorumluluğu yüklemiyor muydu?  -Gazeteciler Cemiyetinde yürüttüğüm çalışma sırasında gözlemlediğim ciddi yanlışlar için çaba göstermek gerekmez miydi? -Biz başımızdakileri, “ koltuğa yirmi üç yıldır yapıştınız, denetimden kaçtınız, adaletsiz davrandınız ” diye eleştirirken, “ tam otuz iki yıldır başımızda durmakta ısrar eden, denetime, adalete, eşitliğe kapalı yol yürüyen ” yöneticilere ne diyecektik? Uzun uzun düşündükten sonra kararımı verdim ve adaylığımı açıkladım. İstifa ettiğim gün başkan beni telefonla arayıp, dedi ki: - Nursun ben zaten senin ayrılacağını tahmin ediyordum. Belki de adaylık düşünüyorsun, e tabii, demokratik hakkındır. Bu sözler kulağımda çınlarken, elimde “ Cemiyetin aday listesini talep eden dilekçemle ” yola çıktım, Üsküp Caddesi 35 numaradaki cemiyetin bahçesinden içeri ...