Ana içeriğe atla

Kara Delik mi yuttu?



13 şehit haberlerini okuyoruz, paylaşımlara bakıyoruz, savrulmalar yaşıyoruz... Öğreniyoruz ki bu 13 vatandaş, 6 yıldır PKK elinde rehin. Aralarında asker, sivil, polis memuru ve MİT mensubu olanlar var. Nedense (!) Malatya Valisinin açıklamasıyla isimleri (MİT görevlileri hariç!) açıklanıyor.

Peki:

-Bu insanlar kara delik tarafından mı yutulmuştu?

-Neden bugüne kadar kayıp olduklarından haberimiz olmadı?

-Ailelerinin “6 yıldır uğraştık ama kayıplarımızın duyurusunu bile yapamadık. Kamuoyunda, basında sesimizi duyuramadık” yakınması neden tam 6 yıldır yankı bulmadı?

-Ya polis memuru Vedat Kaya? PKK tarafından 6 yıl önce rehin alınmış, sonra açığa alınmış, sonra bir KHK ile meslekten ihraç edilmiş... 

-Ya şimdi?

-Tam 6 yıl sonra Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü tarafından “şehidimizin kanı yerde bırakılmayacak” diye duyuruluyor şehadeti...

Oysa aileler 6 yıldır başvurmadık kapı bırakmamışlar ama sonuç alamamışlar, herkese ama herkese başvurmuşlar, hatta Cumhurbaşkanına bile... Çareyi Kürt yöneticilerde de aramışlar...Aldıkları cevap şu:

-Yapacağımız bir şey yok. Olay bizi aştı...

Oysa 6 yıl önce kaybolanlardan biri olan Sedat Yabalak’ın ailesine yazdığı mektubu gazeteci Müyesser Yıldız (*) o zaman paylaşmış... O günden bu bugüne hiçbir açıklama yapılmamış Yabalak hakkında.

Duruma bakılacak olursa, yetkililer seyirci konumunda... Olayların seyri bunu ortaya net biçimde koyuyor. Oslo’lardan yola çıktılar, İmralı’da Abdullah Öcalan’la yıllarca  süren görüşmeler,  açılım süreçleri, akil adamlar, 6551 Sayılı Yasayla kendilerini suç çemberinden çıkarmalar vesaire vesaire derken oradan oraya savrulup bugünkü “sessizlik” noktasına ulaştılar...

Yani çözüm için kafalar bomboş, masa çoktan devrildi, yalnız “bizler”e ne demeli?

Kamuoyu olarak sessizliğimize ve vurdumduymazlığımıza hayret ediyorum.


NOT: Emniyet’ten yapılan resmi açıklamada Vedat Kaya’nın KHK ile işten atıldığı haberi yalanlandı ve “Şehit polis memuru Vedat Kaya'nın memuriyet hakları, PKK terör örgütü tarafından kaçırıldığı günden bu yana kesintisiz olarak devam etmiştir. Menfur olayın ardından şehitlik işlemleri de başlatılmıştır" denildi.


 https://muyesseryildiz.com/2015/09/12/pkknin-kacirdigi-polisten-mektup-var/

https://m.haberturk.com/hain-infaz-son-dakika-11-sehidin-kimligi-tespit-edildi-haberler-2972674-amp



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KONGRE TUFANI (1) Nazmi Bilgin: “32 yıl yetmedi”

Gazeteciler Cemiyetinde bir kongre geride bırakıldı, “ 32 yıl yetmedi, devam” diyen Başkan Nazmi Bilgi n yeniden seçildi.  Ancak başta OY’unu Beyaz Sayfa Kadro Hareketi için kullanan 295 değerli meslektaşımız olmak üzere aslında Cemiyetin yeni yönetim kuruluna ve  tüm üyelerine  olan sorumluluğumuz gereği, söylenecek çok şey var.  Bugünden itibaren bunları bir bir paylaşacağım:  1-32 (OTUZ İKİ) yıllık Başkan Nazmi Bilgin, benim bulunduğum her toplantıda “ Bu benim son dönemim, bir daha aday olmayacağım ” diyordu, Vakıf Senedi’nin mahkeme tarafından reddedilmesi üzerine haykırarak, “ Ben bu Vakıf Kuruluncaya kadar başkanlığa aday olacağım ” demedi mi?  Gazeteciler Cemiyetinin her türlü menkul ve gayrimenkul varlığının, üyelikleri ölünceye kadar sürecek 16 kişilik mütevelli heyete geçmesinden muradı neydi acaba da başkanlık koltuğunu terk etmemekte bu kadar ısrarcı oldu? Bu durumu sizlerin yorumuna bırakıyorum.  2- Yüzlerce üyesi olan bir Gazet...

Basın Meslek Örgütü Sansür Uygular mı?

Basın meslek örgütü sansür uygular mı? Gazetecilik camiasında son günlerde bir tartışma sürüyor, ortadaki soru şu: -Sansürle mücadele etmek için kurulmuş bir basın meslek örgütü, kendi üyelerinin paylaşımına sansür uygular mı? Sözü hiç dolandırmadan, geçen hafta yaşanan bu olayı direkt anlatalım: Gazeteciler Cemiyetinden bir grup üye, 33 yıldır başkanlık görevini sürdüren yönetime eleştirilerini bir yazılı bildiriyle ortaya koydu:   -E, sonra? Sonra kıyamet koptu… Gazeteciler Cemiyeti adına “ görevlendirilen” bazı isimler, pek çok web sitesinde yer alan bu bildirideki iddiaları yanıtlamak yerine, tek tek web sitelerinin yöneticilerini arayarak sansür ettirme çabasına giriştiler. Bazılarında başarılı oldular, bazıları ise bu “ basın özgürlüğüne ihanet ” sayılan girişimi reddetti.  -Nasıl yapabilmişler bunu? -Kimilerine bazı vaadlerde bulunmuşlar, kimilerine - tüzüğün falanca maddesini işletir, sizi üyelikten atarız - demişler. -Ne vaadiymiş o? -O bildiriyi ...

KONGRE TUFANI (2) Alo 198’e sormuş!

  Gazeteciler Cemiyetinde yaklaşan kongre için, adaylığım üzerinde ısrarlar yoğunlaşınca epey düşündüm: -Kırk yıl emek verdiğim gazetecilik mesleği bana artık bir örgüt sorumluluğu yüklemiyor muydu?  -Gazeteciler Cemiyetinde yürüttüğüm çalışma sırasında gözlemlediğim ciddi yanlışlar için çaba göstermek gerekmez miydi? -Biz başımızdakileri, “ koltuğa yirmi üç yıldır yapıştınız, denetimden kaçtınız, adaletsiz davrandınız ” diye eleştirirken, “ tam otuz iki yıldır başımızda durmakta ısrar eden, denetime, adalete, eşitliğe kapalı yol yürüyen ” yöneticilere ne diyecektik? Uzun uzun düşündükten sonra kararımı verdim ve adaylığımı açıkladım. İstifa ettiğim gün başkan beni telefonla arayıp, dedi ki: - Nursun ben zaten senin ayrılacağını tahmin ediyordum. Belki de adaylık düşünüyorsun, e tabii, demokratik hakkındır. Bu sözler kulağımda çınlarken, elimde “ Cemiyetin aday listesini talep eden dilekçemle ” yola çıktım, Üsküp Caddesi 35 numaradaki cemiyetin bahçesinden içeri ...