Ana içeriğe atla

Bir Gün aslında kaç saattir?



Erendiz Atasü’yü okumaya da dinlemeye de bayılırım... Günlerdir iple çektiğim söyleşimiz çabucak sonlandı, su gibi akan bir saatin ardından vedalaştık... İzlemek isteyenler için linki buraya koyuyorum... https://www.facebook.com/media4democracy/videos/3793288504069473/

-Harika bir gün yaşadım diyecektim tam...  

İsterseniz günü baştan alayım, saat saat anlatayım:

Sabah 07.00 Evden çıkış, pardon çıkamayış! Dış kapı buzdan geçit vermiyor. Uğraş didin açılsın... Aaa kar lastiği kar etmiyor, kayıyor araba, dikkat.

Saat 08.00 Hastaneye varış... Fizik tedavi, offf acıyor, tut kendini sakın çığlık atma...

Saat 09.30 Yahu şu saçımı bir taratsam mı? Madem görüntülü söyleşi var...

Saat 11.00 Buz filan yok yollar erimiş bas gaza... Eve yetiş, İngiliz Büyükelçisinin  sanal basın toplantısını izlemek istiyordun ya...

Saat 11.30 Teams’dan canlı yayın başladı, ilginç, yeni büyükelçi tam bir diplomat, soruların hangisine off the record yanıt vereceğini iyi seçiyor... 

Saat 12.00 Oh ne güzelmiş toplantıyı ekrandan izlemek, hem haber yazma derdi de yok, gel keyfim gel, istersen çaktırmadan örgü bile örebilirsin...

Saat 14.00 Nazmi Bilgin başkanlığındaki Cemiyet toplantısı başlıyor hadi Zoom aç... 

Saat 17.00 Hazırlanıp çık evden, Erendiz Atasü söyleşisi için Cemiyete git. Ne olur ne olmaz tam yayın sırasında evde internet veya elektrik giderse fiyasko olmasın.

Saat 18.00 Söyleşi bitti, keyifli geçti, ooo baksana ne çok mesaj gelmiş izleyenlerden... Eve gidince hepsine ayrı ayrı cevap yazayım. 

https://www.facebook.com/media4democracy/videos/3793288504069473/

Saat 19.00 Eve varış... Ohh, rahat birşey giy, bir kaç lokma atıştır, mesajlara bak, söyleşinin kaydını tekrar izle, nerelerde hata yapmışsın bir bak...

Saat 20.00 Telefon... Ağabeyim düşmüş evde, kalkamıyormuş... Ne yapsak? Sokağa çıkma yasağı başlıyor Begüm gidemez, biz gitsek...

Saat 21.00 Ağabeyimin evinin anahtarını yanımıza  aldık, yola çıkıyoruz

Saat 21.00 Evine geldik tuh, yanlış anahtar almışız, neyse ki telefonu yanında:

-Aloo? Biz yanlış anahtar almışız, gelemez misin kapıya kadar?

-Yok, kalkamıyorum...

Saat 22.00 Çayyolundan İncek’e dönüş... Evde doğru anahtarı bulduk, tekrar Çayyolu... Acaba ağabeyimi ne halde göreceğiz?

Saat 23.00 Yerde yatıyor, bilinci yerinde, ağrısı var, kaldıramıyoruz...

-Üstümü örtün...

Saat 24.00 Birkaç lokma yemek, ağrı kesici ilaç ve su ile “şimdilik” koşturmacaya ara veriyoruz... Bakalım Hastanede ne diyecekler?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KONGRE TUFANI (1) Nazmi Bilgin: “32 yıl yetmedi”

Gazeteciler Cemiyetinde bir kongre geride bırakıldı, “ 32 yıl yetmedi, devam” diyen Başkan Nazmi Bilgi n yeniden seçildi.  Ancak başta OY’unu Beyaz Sayfa Kadro Hareketi için kullanan 295 değerli meslektaşımız olmak üzere aslında Cemiyetin yeni yönetim kuruluna ve  tüm üyelerine  olan sorumluluğumuz gereği, söylenecek çok şey var.  Bugünden itibaren bunları bir bir paylaşacağım:  1-32 (OTUZ İKİ) yıllık Başkan Nazmi Bilgin, benim bulunduğum her toplantıda “ Bu benim son dönemim, bir daha aday olmayacağım ” diyordu, Vakıf Senedi’nin mahkeme tarafından reddedilmesi üzerine haykırarak, “ Ben bu Vakıf Kuruluncaya kadar başkanlığa aday olacağım ” demedi mi?  Gazeteciler Cemiyetinin her türlü menkul ve gayrimenkul varlığının, üyelikleri ölünceye kadar sürecek 16 kişilik mütevelli heyete geçmesinden muradı neydi acaba da başkanlık koltuğunu terk etmemekte bu kadar ısrarcı oldu? Bu durumu sizlerin yorumuna bırakıyorum.  2- Yüzlerce üyesi olan bir Gazet...

Basın Meslek Örgütü Sansür Uygular mı?

Basın meslek örgütü sansür uygular mı? Gazetecilik camiasında son günlerde bir tartışma sürüyor, ortadaki soru şu: -Sansürle mücadele etmek için kurulmuş bir basın meslek örgütü, kendi üyelerinin paylaşımına sansür uygular mı? Sözü hiç dolandırmadan, geçen hafta yaşanan bu olayı direkt anlatalım: Gazeteciler Cemiyetinden bir grup üye, 33 yıldır başkanlık görevini sürdüren yönetime eleştirilerini bir yazılı bildiriyle ortaya koydu:   -E, sonra? Sonra kıyamet koptu… Gazeteciler Cemiyeti adına “ görevlendirilen” bazı isimler, pek çok web sitesinde yer alan bu bildirideki iddiaları yanıtlamak yerine, tek tek web sitelerinin yöneticilerini arayarak sansür ettirme çabasına giriştiler. Bazılarında başarılı oldular, bazıları ise bu “ basın özgürlüğüne ihanet ” sayılan girişimi reddetti.  -Nasıl yapabilmişler bunu? -Kimilerine bazı vaadlerde bulunmuşlar, kimilerine - tüzüğün falanca maddesini işletir, sizi üyelikten atarız - demişler. -Ne vaadiymiş o? -O bildiriyi ...

KONGRE TUFANI (2) Alo 198’e sormuş!

  Gazeteciler Cemiyetinde yaklaşan kongre için, adaylığım üzerinde ısrarlar yoğunlaşınca epey düşündüm: -Kırk yıl emek verdiğim gazetecilik mesleği bana artık bir örgüt sorumluluğu yüklemiyor muydu?  -Gazeteciler Cemiyetinde yürüttüğüm çalışma sırasında gözlemlediğim ciddi yanlışlar için çaba göstermek gerekmez miydi? -Biz başımızdakileri, “ koltuğa yirmi üç yıldır yapıştınız, denetimden kaçtınız, adaletsiz davrandınız ” diye eleştirirken, “ tam otuz iki yıldır başımızda durmakta ısrar eden, denetime, adalete, eşitliğe kapalı yol yürüyen ” yöneticilere ne diyecektik? Uzun uzun düşündükten sonra kararımı verdim ve adaylığımı açıkladım. İstifa ettiğim gün başkan beni telefonla arayıp, dedi ki: - Nursun ben zaten senin ayrılacağını tahmin ediyordum. Belki de adaylık düşünüyorsun, e tabii, demokratik hakkındır. Bu sözler kulağımda çınlarken, elimde “ Cemiyetin aday listesini talep eden dilekçemle ” yola çıktım, Üsküp Caddesi 35 numaradaki cemiyetin bahçesinden içeri ...