17 Şubat 2020...
Heyecan dorukta, Feyzan 12 Aralık 2019 gününden beri süren bir hastane serüveninin başkişisi... Telaş, korku, merak, üzüntü...
Duyguların girdabındayız. Ailemiz su sızdırmaz bir dayanışma içinde... Dostlarımızla kenetlenmişiz... Doktorlarımız Murat Akova ve Ahmet Rüçhan Akar bizim kahramanlarımız, hemşireler, hastabakıcılar hepsi ayrı bir değer...
İşte o puslu ve sonu belirsiz gün... Hastanedeyiz...
Ali ve Mehmet’le konuşmadan, öylece oturuyoruz, Feyzan yatakta...
Ertesi günü bekliyoruz, Feyzan ameliyata sabah erken alınacak...
-Ne olacak? Ne olacak? Başarılı geçecek mi? Zor mu olacak? Ne kadar sürecek? Haftalardır yaşanan kabus bitecek mi?
Birden aklıma geliyor:
-Çocuklar ben bir Kızılay’a gidip geleyim...
Aklımdaki şu:
-Hastane süreci kimbilir ne kadar devam edecek... Oyalanmak için birşeyler bulmak gerek... Getirdiğim kitaplar yetmiyor, gidip dantel ipliği alayım...
İşte bluza dönüşmeden önce, o dantelin öyküsü böyle başladı, girilen çıkılan, farklı sürelerde kalınan çeşitli hastane odalarında, taburculuktan sonra da evde aylarca sürdü...
Bu arada Feyzan ameliyat oldu, ameliyat başarılı geçti ama yoğun bakımda, hastane yatağında, evde zorlu günler geçirdi... Bizim dantel de aynı günlerde ilmek ilmek ilerledi... Çok şükür Feyzan her gün daha iyi oldu.
Hastanede bizi hiç yalnız bırakmayan sevgili dostlarımızla kah sevinçli, kah üzüntülü paylaşımlarımız devam etti... En acısı, sevgili Çetin Fıratlı’yı bir anda kaybedişimiz oldu... Onu gözyaşlarıyla toprağa verdik ama hayat devam etti...
🤣
Benim örmekte olduğum dantel tam 6 ay sonunda tamamlandı, sevgili terzim Türkan’ın elinde şekillendi ve neşe içinde giyebildim... O ilmeklerde, gözyaşı, korku, sevinç... Ne ararsanız var...
Hatta bu bitmeyen örme işi, Covit 19 günlerine de denk geldiği için, dantel ara sıra dezenfektan damlalarıyla bile ıslandı...
Ya, işte böyle dostlar. Bluz deyip geçmeyin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder