Bu Blogda Ara

Pazartesi, Temmuz 18, 2016

Kaplumbağa dedi ki...




Bu sabah güneşin alnında yürürken (aslında 09.00 dan sonra çıkmak büyük hata!) bir köşede orta yaşlı olduğunu sandığım, bilge görünümlü bir kaplumbağaya rastladım, selamlaştık:

- Ne o? Geç çıkmışsın bugün?
- Öyle oldu, moralim bozuktu biraz, evde oyalandım...
- Niye moralin bozuk? Şu darbe girişimine mi? Aslında haklısın biz de korktuk, sığınaklarımızdan hiç çıkmadık... O Gölbaşı'na polis kolejine atılan bombalar tepemizde patladı sanki... Bahçede bir gazete parçasından öğrendim 47 kişinin o patlamalarda öldüğünü...
-E, ne olacak bu durum?
-Ne olacağı var mı? Birbirinize kırdıracaklar sizi... O kadar kopuksunuz ki birbirinizden, Kürdü, Alevis
i, Rumu Çerkesi, Türkü...Birbirinize, inançlarınıza saygınız yok, birbirinizi anlamak bile istemiyorsunuz. Böyle bir ortamda da onların ekmeğine yağ sürülmüş oluyor işte...
-Baksana Atatürk'ün ülkeye kazandırdıklarını bir kalemde silmeye kalkıştılar.
-Tabii, siz birlik olmadığınız sürece bundan kolay birşey yok. Zaten Başkanınız o saklandığı yerden cep telefonuyla halka hitap ederken cümlesine "bu ümmet" diye başladı, duymadın mı?
-Ümidim aydınlardaydı ama onların halini de görüyoruz işte, sokaklar takkeli cüppeli, ticani kılıklı, kör cahil adamlarla dolu.
-Bırak şu aydınları, Cumhuriyet kurulalı beri ne yaptınız? Hangi kazanıma sahip çıktınız? Basın özgürlüğü, sendikal haklar, ilerici eğitim... İşte gazete tirajları ortada. Okuduğunuz filan yok, elinizde birer akıllı telefon, ooooh, maşallah bilgi sahibi olmadan hepiniz fikir sahibi olun bakalım. Sendikadan ayrıl dediler ayrılıverdiniz... Hanginiz çocuğunuzun okuluna gidip müfredat programına bir göz attınız? Varsa yoksa paranızı saçtığınız dersaneler... Ya şu Diyanet? Ülkenizde bütçeden en büyük payı alan kuruluş, insanların aydınlanması uğruna ne yapmış acaba bugüne kadar? Ama camiler, din adamları vs sizin ilgi alanınızda değil tabii. Gelelim siyasete... İşte sizin gibi sözde aydınların kurduğu parti, coşkusu, hedefi, ülküsü kalmamış bir yığın insan... Ama bak, onlar öyle mi?
-Nasıl?
-Nasıl birlik bütünlük içindeler. Nasıl çalışıyorlar, Nasıl reislerine biat ediyorlar... Eh, size de uzaktan seyretmek düşüyor.
-E peki ne olacak bundan sonra? Demokrasi zaten yoktu, diktatörlüğe mi gideceğiz?
-Valla ben bilmem, aklınızı başınıza bir an önce toplamazsanız bu gidişle öyle olacak, demokrasi benim şu bahçeden bu bahçeye gidişim kadar ağır gelişecek...


Ya işte böyle, bu sabah karşılaştığım kaplumbağa bana bunları anlattıktan sonra ağır ağır yürüyüp, yeşilliklerin arasında gözden kayboldu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ata’nın Kolibası

Geçenlerde yolum Söğütözü’ne düştü, pek çok bakanlığın, resmi kurumun, AKP ve CHP genel merkezinin hatta büyük alışveriş merkezlerinin bulun...