Evet, Tuileries Bahçeleri nin bahçıvanlarından biriyim. Aslen Morocco luyum (Fas), eğitimim yok, Fransızcayı bir türlü sizlerin deyimiyle “ bi hakkın ” öğrenemedim. E, ne yapalım şu dünyaya gelmişiz bi kere. Biz de yaşıyacağız. Tam 25 yıldır Paris sokaklarını caddelerini arşınlar dururum. Hafta içinde yolum hep aynıdır, Strasbourg Saint-Denis’ den 9 nolu metro hattına biner, Concorde’ da inerim, ver elini Tuileries . Paris yazları bile sabah hep serin olur. Üstümdekileri değiştirir bahçıvan ünformamı giyer işe koyulurum. Önceki yıllarda Tuileries B ahçelerinin çöpünü toplamaktı işim. Ne ararsan vardı, yemek artıkları, sigara izmariti, pet şişe, şarap şişeleri, bardaklar, en çok da prezervatif. Hatta kadın külotu bile çok bulunanlardandı. Neyse işte, şimdi beni bahçıvanlığa terfi ettirdiler de, ağaçları traş etme (bizim Paris 'te ağaçları öyle bildiğiniz gibi budamazlar, kübik hatta kutu gibi bir şekil verilir ...
Mürekkep kokan sayfalarda şimdilerde bize yer yokmuş, eh, ne yapalım? Açılsın bari hayali sayfalar... Oysa onlara yazmak tıpkı suya yazmak gibidir. Kayboluverir gider.