Ana içeriğe atla

Yes, I'm a virus




From reading the last few days of The New Anatolian, you may have noticed that I was recently in Yerevan.

So what kind of impressions did I get from my 10-day visit to our neighbor?

Let me honestly share a few with you.

An Armenian non-governmental group, the Caucasus Center, invited me there; their aim for this project was discussing stereotypes in both societies. The British Embassy in Yerevan was among the supporters of the project.

So how did it go?

Well, it was perfect for proving the existence of certain stereotypes in Armenia (also in Turkey I believe), so it really reached its goal.

One example came on the second day of my program in Yerevan. I was supposed to meet with the journalism school students at Yerevan State University. But the long-planned meeting was surprisingly cancelled at the last moment by the university rector, Aram Simonyan. Sources told me that the rector gave a strange reason for the cancellation: "The Turkish journalist could spread some virus to the students."

But somehow the students of the Yerevan State University didn't share their rector's view, so they came to my hotel. We had a lot to say to each other, but while we were talking, all of a sudden they started to get strange telephone calls, and one by one they had to leave, apologizing and saying, "We have a problem at the university." Later I was told that the strange calls came from their professors asking them to leave the meeting and return to the university.

But if I could have talked to them more on that day, in fact I'd have been critical of the Turkish press. I would have given some examples of stereotypes trafficked in even by well-known columnists. How they make errors, and how they apologized later. I'd tell them about my peculiar experience investigating Ataturk's old speeches in the archives of the Turkish Parliament too.

I can hear you asking, "Why don't you tell those stories here?"

No.

First, because I don't want to infect your beautiful minds with my infectious opinions, with a virus called "tactlessness."

Secondly, I'm sorry that right now I'm very preoccupied desperately struggling to correct how my words were twisted by an Armenian weekly called Pan Armenian.

And thirdly, isn't it easier to have such prejudices towards each other?

So we don't have to remove any of our stereotypes.
Let's keep them in our minds.

I promise that I also won't say anything to my Turkish friends about Orhan Pamuk's image in Armenia, that none of his books has been translated into Armenian. I won't tell them that during my first three days in Yerevan, no one so much as mentioned the name of Pamuk, our recent Nobel winner. So let the Turks believe that he's a hero in Armenia because of his controversial remarks words about the Armenian "genocide."

Yup, it's very easy to live like a virus, with all our stereotypes, don't you agree?


Originally published on 13 December 2006
The New Anatolian

Tuesday, 24 April 2007

Bu blogdaki popüler yayınlar

KONGRE TUFANI (1) Nazmi Bilgin: “32 yıl yetmedi”

Gazeteciler Cemiyetinde bir kongre geride bırakıldı, “ 32 yıl yetmedi, devam” diyen Başkan Nazmi Bilgi n yeniden seçildi.  Ancak başta OY’unu Beyaz Sayfa Kadro Hareketi için kullanan 295 değerli meslektaşımız olmak üzere aslında Cemiyetin yeni yönetim kuruluna ve  tüm üyelerine  olan sorumluluğumuz gereği, söylenecek çok şey var.  Bugünden itibaren bunları bir bir paylaşacağım:  1-32 (OTUZ İKİ) yıllık Başkan Nazmi Bilgin, benim bulunduğum her toplantıda “ Bu benim son dönemim, bir daha aday olmayacağım ” diyordu, Vakıf Senedi’nin mahkeme tarafından reddedilmesi üzerine haykırarak, “ Ben bu Vakıf Kuruluncaya kadar başkanlığa aday olacağım ” demedi mi?  Gazeteciler Cemiyetinin her türlü menkul ve gayrimenkul varlığının, üyelikleri ölünceye kadar sürecek 16 kişilik mütevelli heyete geçmesinden muradı neydi acaba da başkanlık koltuğunu terk etmemekte bu kadar ısrarcı oldu? Bu durumu sizlerin yorumuna bırakıyorum.  2- Yüzlerce üyesi olan bir Gazet...

Basın Meslek Örgütü Sansür Uygular mı?

Basın meslek örgütü sansür uygular mı? Gazetecilik camiasında son günlerde bir tartışma sürüyor, ortadaki soru şu: -Sansürle mücadele etmek için kurulmuş bir basın meslek örgütü, kendi üyelerinin paylaşımına sansür uygular mı? Sözü hiç dolandırmadan, geçen hafta yaşanan bu olayı direkt anlatalım: Gazeteciler Cemiyetinden bir grup üye, 33 yıldır başkanlık görevini sürdüren yönetime eleştirilerini bir yazılı bildiriyle ortaya koydu:   -E, sonra? Sonra kıyamet koptu… Gazeteciler Cemiyeti adına “ görevlendirilen” bazı isimler, pek çok web sitesinde yer alan bu bildirideki iddiaları yanıtlamak yerine, tek tek web sitelerinin yöneticilerini arayarak sansür ettirme çabasına giriştiler. Bazılarında başarılı oldular, bazıları ise bu “ basın özgürlüğüne ihanet ” sayılan girişimi reddetti.  -Nasıl yapabilmişler bunu? -Kimilerine bazı vaadlerde bulunmuşlar, kimilerine - tüzüğün falanca maddesini işletir, sizi üyelikten atarız - demişler. -Ne vaadiymiş o? -O bildiriyi ...

KONGRE TUFANI (2) Alo 198’e sormuş!

  Gazeteciler Cemiyetinde yaklaşan kongre için, adaylığım üzerinde ısrarlar yoğunlaşınca epey düşündüm: -Kırk yıl emek verdiğim gazetecilik mesleği bana artık bir örgüt sorumluluğu yüklemiyor muydu?  -Gazeteciler Cemiyetinde yürüttüğüm çalışma sırasında gözlemlediğim ciddi yanlışlar için çaba göstermek gerekmez miydi? -Biz başımızdakileri, “ koltuğa yirmi üç yıldır yapıştınız, denetimden kaçtınız, adaletsiz davrandınız ” diye eleştirirken, “ tam otuz iki yıldır başımızda durmakta ısrar eden, denetime, adalete, eşitliğe kapalı yol yürüyen ” yöneticilere ne diyecektik? Uzun uzun düşündükten sonra kararımı verdim ve adaylığımı açıkladım. İstifa ettiğim gün başkan beni telefonla arayıp, dedi ki: - Nursun ben zaten senin ayrılacağını tahmin ediyordum. Belki de adaylık düşünüyorsun, e tabii, demokratik hakkındır. Bu sözler kulağımda çınlarken, elimde “ Cemiyetin aday listesini talep eden dilekçemle ” yola çıktım, Üsküp Caddesi 35 numaradaki cemiyetin bahçesinden içeri ...