Ana içeriğe atla

Basın Meslek Örgütü Sansür Uygular mı?






Basın meslek örgütü sansür uygular mı?


Gazetecilik camiasında son günlerde bir tartışma sürüyor, ortadaki soru şu:


-Sansürle mücadele etmek için kurulmuş bir basın meslek örgütü, kendi üyelerinin paylaşımına sansür uygular mı?


Sözü hiç dolandırmadan, geçen hafta yaşanan bu olayı direkt anlatalım:


Gazeteciler Cemiyetinden bir grup üye, 33 yıldır başkanlık görevini sürdüren yönetime eleştirilerini bir yazılı bildiriyle ortaya koydu:




 

-E, sonra?


Sonra kıyamet koptu…


Gazeteciler Cemiyeti adına “görevlendirilen” bazı isimler, pek çok web sitesinde yer alan bu bildirideki iddiaları yanıtlamak yerine, tek tek web sitelerinin yöneticilerini arayarak sansür ettirme çabasına giriştiler. Bazılarında başarılı oldular, bazıları ise bu “basın özgürlüğüne ihanet” sayılan girişimi reddetti. 


-Nasıl yapabilmişler bunu?

-Kimilerine bazı vaadlerde bulunmuşlar, kimilerine -tüzüğün falanca maddesini işletir, sizi üyelikten atarız- demişler.

-Ne vaadiymiş o?

-O bildiriyi okumadın mı sen?

-Hmmmm, Gazetesinin satılması, Kaş arazilerinin vakfa devredilmesi, Kaynaklarının gizli paylaşılması gibi konular geçiyordu orada… Yani o bildiride yanlış diye nitelendirilen uygulamalar ortadayken, onlara -gel seni de ortak edelim- mi demişler?

-Onu bilmem, ama biliyorsun ben, yönetimden buna benzer eleştirilerimin karşılık bulmaması yüzünden istifa ettim.

-Peki Cemiyet yönetimi neden o eleştirilere cevap vermedi?

-Onu kendilerine sormak gerekir.  O bildirinin yayınlanmasından bu yana tam bir hafta geçti, oradaki iddiaların hiçbirine yanıt vermediler, bunun yerine arkadan dolanıp insanları tek tek arayarak o bildiriyi sansür  ettirdiler.

-Bildiriyi sansüre yanaşmayan site yöneticilerini kutlamak gerekir

-Bence de… Demek bunca erozyona uğramış basın-medya sektöründe hala sağduyulu isimler var.

-Aaaa, şimdi anladım, sen Kara Kutu yazısını bunun için mi yazdın? Dur, link ver de tekrar okuyalım… Hatta paylaşalım.


https://t24.com.tr/yazarlar/nursun-erel/kara-kutu,46054


Yorumlar

  1. Iletişim başkanlığına veya Fahrettin altun'a ozendiler galiba...

    YanıtlaSil
  2. Cemiyette bazı projelerde kısa süreli emek vermiş birisi olarak söyleyebilirim ki gerçekten bazı isimlerin hem balı hem kaymağı götürdüğü çok bariz idi. Ben ve bir iki arkadaşım ne yol parası alabildik ne de yemek parası... Ben cemiyeti o balı ve kaymağı götüren insanlardan ibaret, diğer üyelerin birlikte ucuza çay içtikleri bir ortam sanıyordum.

    Çok kıymetli bir yer o cemiyet, umarım düzelir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KONGRE TUFANI (1) Nazmi Bilgin: “32 yıl yetmedi”

Gazeteciler Cemiyetinde bir kongre geride bırakıldı, “ 32 yıl yetmedi, devam” diyen Başkan Nazmi Bilgi n yeniden seçildi.  Ancak başta OY’unu Beyaz Sayfa Kadro Hareketi için kullanan 295 değerli meslektaşımız olmak üzere aslında Cemiyetin yeni yönetim kuruluna ve  tüm üyelerine  olan sorumluluğumuz gereği, söylenecek çok şey var.  Bugünden itibaren bunları bir bir paylaşacağım:  1-32 (OTUZ İKİ) yıllık Başkan Nazmi Bilgin, benim bulunduğum her toplantıda “ Bu benim son dönemim, bir daha aday olmayacağım ” diyordu, Vakıf Senedi’nin mahkeme tarafından reddedilmesi üzerine haykırarak, “ Ben bu Vakıf Kuruluncaya kadar başkanlığa aday olacağım ” demedi mi?  Gazeteciler Cemiyetinin her türlü menkul ve gayrimenkul varlığının, üyelikleri ölünceye kadar sürecek 16 kişilik mütevelli heyete geçmesinden muradı neydi acaba da başkanlık koltuğunu terk etmemekte bu kadar ısrarcı oldu? Bu durumu sizlerin yorumuna bırakıyorum.  2- Yüzlerce üyesi olan bir Gazet...

KONGRE TUFANI (2) Alo 198’e sormuş!

  Gazeteciler Cemiyetinde yaklaşan kongre için, adaylığım üzerinde ısrarlar yoğunlaşınca epey düşündüm: -Kırk yıl emek verdiğim gazetecilik mesleği bana artık bir örgüt sorumluluğu yüklemiyor muydu?  -Gazeteciler Cemiyetinde yürüttüğüm çalışma sırasında gözlemlediğim ciddi yanlışlar için çaba göstermek gerekmez miydi? -Biz başımızdakileri, “ koltuğa yirmi üç yıldır yapıştınız, denetimden kaçtınız, adaletsiz davrandınız ” diye eleştirirken, “ tam otuz iki yıldır başımızda durmakta ısrar eden, denetime, adalete, eşitliğe kapalı yol yürüyen ” yöneticilere ne diyecektik? Uzun uzun düşündükten sonra kararımı verdim ve adaylığımı açıkladım. İstifa ettiğim gün başkan beni telefonla arayıp, dedi ki: - Nursun ben zaten senin ayrılacağını tahmin ediyordum. Belki de adaylık düşünüyorsun, e tabii, demokratik hakkındır. Bu sözler kulağımda çınlarken, elimde “ Cemiyetin aday listesini talep eden dilekçemle ” yola çıktım, Üsküp Caddesi 35 numaradaki cemiyetin bahçesinden içeri ...