Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ISLAK KIRMIZI KARANFİL

Suzie Miller ’in yazdığı Prima Facie (İlk Bakışta) adlı oyunu dün akşam izlerken, böylesine etkileneceğimi doğrusu hiç düşünmemiştim.   Tek kişilik oyunun kahramanı başarılı avukat Tessa , işini çok ciddiye alan, hukuk sisteminin açıklarını da iyi kavramış genç bir kadın. O kadar ki, erkek egemen sistemdeki boşlukları, delil yetersizliklerini kullanarak, mağdur üzerinde psikolojik üstünlük sağlayarak “ cinsel saldırı” suçu işlemiş müvekkillerini tereyağından kıl çeker gibi beraat ettirebiliyor ve başarısıyla gururlanıyordu. Ancak Tessa, günün birinde üstelik de bir meslektaşının cinsel saldırısına uğradığında durum değişti. Kendisini aşağılanmış hissetmenin ötesinde, şikayette bulunup bulunmama tereddüdünü yaşayan Tessa, delil toplama aşamasından  yargılamaya kadar giden zincirleme süreçteki pek çok eksikliği farketti. Oyun, Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği ( KASAİD )  tarafından  “ Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ” do...

Ata’nın Kolibası

Geçenlerde yolum Söğütözü’ne düştü, pek çok bakanlığın, resmi kurumun, AKP ve CHP genel merkezinin hatta büyük alışveriş merkezlerinin bulunduğu semte…Bir arkadaşımla öğlen yemeğinde buluştuk, sonrasında güzel havada biraz yürümek istedim, arkadaşımın anlattıklarına takılmıştı aklım, son cümlesi epey canımı sıkmıştı, birden karşıma “tanıdık” bir yer çıkmasın mı? -A, burası Atatürk’ün Kır Evinin bulunduğu yer değil mi? Kır Evini yıllar sonra yeniden görmek istedim, yakınına kadar ilerledim, baktım kapı duvar, “Atatürk’ün bu Kolibayı kendi parasıyla yaptırdığı” bilgisine yer veren tabelanın asılı olduğu kapı, ikinci bir cam kapı ile koruma altına alınmıştı . Kolibanın (Selanik’te kulübe anlamında kullanılan bir sözcükmüş) arkasındaki pencerenin kepenkleri ise aralıktı, evin içini belki görebilirim diye kepengi açıp baktım ama pencerenin çatlak camının arkasındaki perde de kapalıydı, içeriyi göremiyordunuz. Oysa yıllardır açıktı o kulübe, Ata’nın yudumladığı son kahve fincanı telvesiyle, ...

Ahmet Türk ve Kürt sorunu

Meslek yaşamımız Kürt sorununa dair her çeşit çözüm önerisini izleyip, dinlemekle, konuşmaları, röportajları kaleme almak, hatta ilgililerin yargılandığı duruşmalara katılmakla geçti. Apo’nun İtalyan makamları tarafından 1998 yılında Roma’da bir villada “misafir edilme”  sürecini izleyen gazetecilerden de  biriydim.   Elde ne var? Diye düşünüyorum: Diyarbakır, Van, Batman ziyaretleri, yakılan köyler, Kürt insanının talepleri, Ankara’nın kimi üstenci, kimi kucaklayıcı yanıtları, çözüm önerileri, girişimler, karşılıklı suçlamalar… Cumhurbaşkanından  sokaktaki adama, her taraftan, her fikirden isimlerle konuşmalar… Dünya örneklerini incelemeler…  -Kürtçe yasak mı değil mi?  - Televizyon Kanalında Kürtçe var ama okulda neden yok?   Soruları…  Kapatılan, yeniden kurulan, yeniden kapatılıp yeniden kurulan  siyasi partiler. Yıllarca “yüksek atlama barı” gibi ta yukarlarda tutulan seçim barajı, baraja takılan oylar, asıl sahibine gitmeyip, birin...