Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Oktay Ekşi ile balkon sohbeti

İstanbul’da tam deyimiyle “hoş vakit” geçirdim, meslektaşlarımla buluştum, uzun uzun sohbetler ettik. Mesleğimizin duayenlerinden Oktay Ekşi ile akşam yemeğinde söyleşmek ise benim için “ödüldü” desem abartmış olmam. Ekşi’nin “Boğaza nazır” evinin balkonunda çektirdiğimiz resim o günün güzel anısını yansıtıyor.   Laf lafı açtı 70’lerde Oktay Ekşi’nin yine mesleğimizin duayenlerinden Altan Öymen ile birlikte Ankara’da Gazeteciler Cemiyeti seçimlerini kaybettiğini de sohbet sırasında  öğrenmiş oldum.  İlginç değil mi?  Ekşi “ Hürriyet’teki baş yazılarının noktalanmasına yol açan” olayı,  “bunlar analarını bile satar ” sözünü yazısının sonuna nasıl eklediğini ve olayın perde arkasında yaşananları bir bir anlattı. Bence bu olayın en düşündürücü yanı,  Oktay Ekşi’nin tam 36 yıldır başyazarı olduğu Hürriyet’ten ayrılmasına yol açan yazısının orijinal halinin şimdi dijital arşivlerde aransa da bulunamayacak oluşu, çünkü “ SİLİNDİ !”  Düşünün, Türk ...

Barış Kaşıkçı’nın ardından!

Barış Kaşıkçı meslekte tanıdığım “ en parlak ” gazeteciydi… Dün gece ölüm haberi ulaştı, o dakikadan bu yana sayısız   “enstantane ” geçit yapıyor belleğimde: Anadolu Ajansının İç Haberler Servisinde mesleğe başlamışım,  büyükçe bir salonda çalışılıyor, masaların üstünde kimi büyük dev gibi, kimi portatif, kimileri F klavyeli, kimi Q’lu, onlarca daktilo var.  Hayranlıkla izlediğim kimi gazeteciler bant çözüyor, biri telefonla yazdırılan haberi tape ediyor, işi olmayanlar özel cihazdan akan rulodan AA mahreçli haberleri okuyor, ya da gazeteleri gözden geçiriyor..   İbrahim Çıngay (ÇIN) (*) içeri giriyor: -Arkadaşlar kulak verin… IMF heyeti geliyor akşam kadrosunu güçlendireceğim, havaalanına özel ekip gidecek… Diyor, daktilolar susuyor… Çıngay gözlerini salonda dolaştırıyor, bende karar kılıyor,  foto muhabiri Kadir Şengün’le birlikte Esenboğa’ya gitmek için hazırlanıyoruz. El telsizini, kocaman teybimizi unutmamalıyız. Biz çıkmaya hazırız, Barış Kaşıkçı, Ç...

Tanıklığın ömrü ne kadardır?

“ Beyoğlu Muhabirliği ”ni gazeteciliğin bir dalı olarak  hep duyardım, geçen gün bu alanda yapılanları birinci ağızlardan dinleme şansına eriştim. Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen “Gazetecilikte Beyoğlu Tanıklığı” panelinin konuğuydum. Değerli meslek büyüğüm Altan Öymen ile  sevgili meslektaşlarım Pınar Türenç, Namık Koçak ve Vahap Munyar ’ın anlattıklarını ilgiyle izledim. Paneli yöneten Nazım Alpman ilginç bir giriş konuşması yaptı: -Çeteler, karanlık tipler, mafyacılar, kara paracılar gazetecileri sevmez, bu yüzden bir grup sevilmeyen insanla karşı karşıyayız şu anda…  Ardından da Beyoğlu muhabirliğinin kıdemli isimlerinden, merhum Ergin Konuksever ’in bir anısını bizlere aktardı: -Ergin Ağabey yıllar önce Park Otel’de ilginç bir ismi bekliyor, sonradan Cumhurbaşkanı olan François Mitterrand kolunda genç, güzel bir kadınla içeri giriyor, Ergin Konuksever flaşı patlatıp ikilinin resmini çeker çekmez, Mitterand’ın yumruğu da kendi yüzünde patlıyor...

Biz susalım, belgeler konuşsun!

  Gazeteciler  Cemiyetinin 32 otuz iki (Başkan Yardımcılığı ile birlikte 47 kırk yedi) yılllık başkanı Nazmi Bilgin , kendisiyle ilgili olarak haftalardır gündemde kalan, nedense suskunlukla izlediği iddialar için üç ayın sonunda (T24’deki yayın nedeniyle) açıklama yapmak zorunda kaldı. Beyaz Sayfa adıyla örgütlenen ve Nursun Erel ’le birlikte yönetime aday olan, Arzu Balkız, Aziz Metin, Emin Varol, Korkmaz Alemdar, Müyesser Yıldız, Önder Sürenkök, Rıza Özel, Savaş Bozkaya, Selçuk Özkan, Serhat Dal, Süleyman Çil, Uğur Tenekecioğlu ile Yasemin Mıstıkoğlu ’ndan oluşan ekip, kongrede 295  iki yüz doksan beş oy almış, Bilgin ise, Anadolu’nun çeşitli kentlerinden uçak ve otobüslerle rica minnet getirdiği, yol ve otel masraflarını karşıladığı (141 ile 170 arasında tahmin edilen üyelerin katkısı ile) kongreyi 108 oy farkla kazanmıştı. Bilgin, tam üç ay sonra yaptığı açıklama (*)  ile hakkındaki iddialara yanıt verdi.  Kongrede Bilgin karşısında aday olan Nursun Er...