Atatürk ’ü anma günlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eğer Anıt-Kabir ’e gidiyorsa, oraya özel olarak taşınan gruplar, aynı zamanda AKP lideri olan Erdoğan için daima çılgınca haykırarak hatta ıslıklar çalarak derin bir sessizliğin hakim olduğu, saygıyı hak eden avluyu çınlatıyor.(*) -Nedir bu sloganın anlamı? Bağırıp haykıranlar, “ Atatürk, mezarından bile duysun, bizim asıl liderimiz Erdoğan’dır ” mı demek istiyor? Türkiye Cumhuriyetinin kurucu lideri Mustafa Kemal’e, mezarının başında yapılan bu saygısızlık kuşkusuz herkesi yaralıyor, peki acaba bu sloganla kime mesaj veriliyor? Bu saygısızlık kime yarıyor? -Bilmem, ona siz karar verin. İşte bunları düşünürken, yıllar önce Bülent Ecevit ’in Başbakanlığı sırasında iki kez art arda Washington DC ’ye gidişini izlediğim günler aklımdan geçti . Kanal D ’de çalıştığımız sırada kameraman arkadaşım Mustafa Güvenç ve Taşkın Ural ile birlikte DC’ye önceden gitmiş, başbakanın ziyaret edeceği önemli noktala...
Küçük bir tatil aralığında Mine Kırıkkanat ’ın “ Barut ”unu (*) elimden düşüremedim, bu kitap, gazeteciler için çok cazip ama, ülkede yaşayan herkesi yakından ilgilendiriyor. Dönem siyaseti, gazetecilik ve edebiyat çevrelerinin kulislerinde yaşananlar bir yana, aşk öyküleriyle okuyanı sürükleyen sayfaları bir bir çevirdikçe üzüldüm, şaşırdım, hatta kimi yerde aaa! Diyerek inanamadım, kimi anlarda ise “ helal olsun kadına ” diye kendi kendime söylendim. Kırıkkanat’ın kendisinden 24 yaş büyük Çetin Altan ’la yaşadığı “ yakıcı-yıkıcı ” aşkı sonlandırma kararıydı bana bunu söyleten, hatta şu cümlesi: …Çetin Altan, aşık olduğu kadınların özgüvenini yavaş kemiren bir kadın düşmanıydı. Hamile kalan Kerime tarafından tuzağa düşürüldüğü gerçeği ya da sancısı, başına gelen hiçbir şeyden kendini sorumlu tutmayan bu adamın travması olmuş ve kadın düşkünlüğünü bir düşmanlığa dönüştürmüştü… (S 230) -İyi de, Çetin Altan’ı ölümünden sonra yerden yere vuran kitabıyla yazar, oğullarını...